Paylaş
Osmanlı’ya ayaklanarak, işgalcilerle işbirliği yapan Ermeni çeteleri ile hiç ilgisi olmamasına rağmen, tehcire tabi tutulan ve bu süreçte yerinden yurdundan olan, hayatlarını kaybeden bütün Ermenilerin ve yakınlarının acısına ortak olmak ve saygı duymak, bir insanlık borcu olmanın ötesinde, aynı coğrafyadaki tarihi kader birliğinin tabii bir sonucudur ve böyledir.
Söz konusu dönem Balkanlar’dan Ortadoğu’ya büyük acıların yaşandığı bir dönemdir ve Ermeni dostlarımızı en iyi Balkanlar’da göçe zorlanarak yerinden yurdundan ve canından olanların yakınları anlar.
Türklerin Balkanlar’dan göçlerinin (göçe zorlanmalarının) temel nedenini Mustafa Kemal Hakimiyet-i Milliye gazetesine 1923 yılında verdiği bir mülakatta şöyle açıklar:
”Avrupa kavimleri arasında yerleşik olan, Türklere karşı kin ve husumet fikirleri Batı zihniyetine yerleşmiş ve bu fikirler bir hususi zihniyet meydana getirmiştir.”
YÜZ BİNLERCE KURBAN
Bu zihniyet, Balkan Harbi şartlarında, Hıristiyan Balkan devletlerince etnik ve dini temelli olan sistematik bir zulme ve sonucunda Balkanlar’da yerleşik Türk ve Müslüman nüfusa karşı, Avrupa tarihinin en önemli göç hareketine sebep olmuştur.
Bu gerçek, Batılı insan hakları gözlemcileri tarafından dile getirilmiş (ve getirilmekte) olmamasına rağmen, 20. yüzyılın en önemli trajedilerinden biridir.
Göç öncesinde ve göç sürecinde yaşananların Balkanlar’daki Türk nüfusunu nasıl yok ettiği konusunda muhtelif kaynaklar birbirlerini teyit etmekte olup, kabaca bir hesapla; Balkan Harbi öncesi yaklaşık olarak Rumeli’nin 2.400.000 kişilik Müslüman nüfusunun, göç öncesi yapılan mezalim ve göç sürecinde yaşananlar sonucunda yaklaşık, 600.000 kişilik bölümü ortadan kaldırılmıştır.
Zengin bir Osmanlı kızı olarak dünyaya gelen, Balkanlar’da Türk ve Müslümanlara yapılan mezalim sonucu yurdunu terk etmek zorunda kalan, göç süresinde, bütün ailesini hastalıklarda kaybederek tek başına bir çocuk olarak İstanbul’da bir ailenin yanına sığınan ve bir Cumhuriyet kadını olarak hakkın rahmetine kavuşan Zehra İlkata ve yüz binlerce Balkan göçü kurbanlarının hatırasını saygıyla anıyoruz.
Biraz geriye bakmak
BUNDAN 5-6 sene öncesinde de, Ermeni meselesi uluslararası planda tartışıldığı sırada Türkiye’nin konuyla ilgili yapmadığı ve yapabileceği hususları kamuoyuyla paylaşmaya çalışmıştık. Bu konudaki görüşlerimizi “Eylem planı ve karşı propaganda atağı” başlığı altında belirtmiştik. Aynı yazı Turkish Daily News gazetesinde de üç bölüm halinde İngilizce yayımlanmıştı.
Ayrıca konuyla ilgili bir başka girişim olarak da söz konusu metin, ABD’de New York Türk Yürüyüşü için basılıp (10.000 adet) New York caddelerinde dağıtılan bir bildiri şeklinde takdim edilmişti.
2010 yine kriz. Ne zaman akıllanırız?
Şevket Bülend YAHNİCİ
Siirt geçiştirilemez
* “SİİRT’teki korkunç olayla ilgili tek satır yazı okuyamayacağım diye çok endişelenmiştim ki bana göre tüm gündemi işgal etmesi gereken bir olay. Olayı köşenize taşıdığınız için teşekkür ederim. Ben de bir rehber öğretmenim. Olayın açığa çıkmasında bir meslektaşımın payı olması ayrı bir önem taşıyor benim için. Esas teşekkürü, haberi yapan Gülden Aydın hak ediyor. Böyle olayların geçiştirilmesi ve normalleştirilmesi kabul edilemez.”
AKP’LİLER SESSİZ
* SİİRT’ten gelen haberler kuşkusuz dehşet verici. Ancak bu konuda vicdanı rahatsız olan herkes, Siirt milletvekillerine (Afif Demirkıran, Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu, Osman Özçelik) başvurup konunun Meclis’te görüşülmesini istemelidirler. Korkmamalıdırlar; olayın üzerine gitmelidirler. Selçuk CANER
MECLİS ARAŞTIRMASI
* ÇETİN Soysal (Siirtli, CHP İstanbul Milletvekili): TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na başvurarak skandalın incelenmesini istedim. Ayrıca bir araştırma önergesi vereceğim. Sosyal Hizmetler Genel Müdürü, ‘İnsanların olduğu yerde bunlar olabiliyor” diyor. Utandım. Aslında bu tür olaylar Türkiye’nin dört bir yanında yaşanıyor; son olarak Trabzon, Adana ve Çankırı’da görüldü.
Sorun ne mi? Köylerin boşaltılması, çarpık kentleşme, yoksulluk, işsizlik, sosyal yaşamdan uzak bir aile yapısı... Çok çocuklu ailelerin teşvik edilmesi... 60 lira kira ile oturduğu tek odalı evde 7 çocuk; sahipsiz. Vali, Milli Eğitim ve emniyet kente hakim değiller... Böyle bir olay nasıl tesadüf sonucu öğrenilebilir? İktidar partisi de suskun; il yöneticileri de ilgisiz, bilgisiz ve yetersiz. Sıradan bir olay gibi bakıyorlar. Çocuk hakları nedir bilmiyorlar. Aman kimse duymasın anlayışı da en utanılacak bir durum; bunu da AKP egemen kıldı. Sonuç tam bir skandaldır.
Biliyor musunuz
- MİLAS Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ın, sağlığında aldıkları bir kararla, Milas doğumlu olan hemşerileri karikatürist Turhan Selçuk adına yaptırdıkları ‘Karikatür Evi’ni (aynı zamanda müze) dün 23 Nisan törenleri ile birlikte çocuklarla açtıklarını bildirdiğini...
- MERSİN’den Osmaniye’ye kadar olan bölgedeki çevre koruma derneklerinin Ankara 3. İdare Mahkemesi’ne açtıkları dava sonunda, Tufanbeyli’de EnerjiSA şirketince yapılmak istenen (2x605 MWe) iki termik santralla ilgili yürütmeyi durdurma kararının verildiğini...
- AYTAÇ Durak’ın, açığa alınması ile ilgili karara karşı yaptığı başvurunun görüldüğü Adana 2. İdare Mahkemesi’nin geçen perşembe günü verdiği karardan iki gün önce Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Kökçam’ın, Adana’ya gelmesinin ‘Yargıda skandal’ (Bölge) ve ‘Müsteşar Yardımcısı neden Adana’da?’ (Çukurova Merhaba) başlıklarıyla manşet olduğunu; Durak’ın bunun üzerine “Yargılamaya gölge düşüyor, mahkemeleri etkileme durumu dikkat çekiyor. Sayın Müsteşar Yardımcısı neden Adana’ya geldiğini açıklamalıdır” dediğini...
Rant eylemleri
TOKİ’nin, Ataköy kıyısındaki arsası yıllık 8.000.000 TL bedelle 49 yıllığına kiraya çıkıyor. Davalar sürerken Ataköylüler yarın yine tepkilerine gösterecekler.
Bir başka eylem bugün Eyüp’de. Kemerburgaz Ekolojik Enerji’nin (Kimyasal atık bertaraf tesisi) çevresine çıkardığı kokular için ilçede bir bildiri okunacak.
Peki buradaki Hamidiye için hâlâ yerden su çekiyor mu? CHP Eyüp örgütünün yarın da Veysel Karani Camii yanındaki 14 dönümlük arazinin Büyükşehir tarafından 30.000.000 TL bedelle satışa çıkartılmasına tepki göstereceğini bildiren Başkan Ali Galip Mamal “İBB rantı bıraksın, bize yeşil alan bıraksın” diyor.
Paylaş