Paylaş
Buğday ekilmiş ama toprağın üzeri ‘kaymak’ gibi... Daha doğrusu toprağın altı çamur, üstü de beton gibi sertleşmiş.. Toprak hava alamıyor. Bu Trakya bölgesinde yıllardır yaşanmayan bir durum. Ayçiçek ekimini de etkiliyor. Buğdayın verimini büyük ölçüde etkileyecek tabii... Trakyabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Rafet Sezen’i telefonla arayarak sorduk. O da endişeli. “Evet, 10-15 güne kadar yağmur yağmazsa toprak yumuşamayacak ve bitkilerin köklerinde hastalık başlayacak... Hatta başladı bile septoria, külleme ve kahverengi pas hastalığı görülüyor. Bununla ilgili ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor” diyor.
Bunlar hep maliyet tabii... İzleyeceğiz.
Biz esas üniversitedeki toplantıyı anlatmak istiyoruz.
350’si Balkan ülkelerinden olan 25 bin öğrencinin okuduğu Trakya Üniversitesi’nin kampusunda 1000 kişilik salonlu ‘Balkan Kongre Merkezi’ açıldı. Edirne için güzel ve modern bir merkez. Salonun bir köşesinde Rektör Prof. Enver Duran’a kişi ve kurumlarca verilen ve envantere kaydedilen armağanların sergilendiği bir bölüm var. Üniversitelerin de, parlamentolar gibi ülkelerle yakın ilişki içinde olduğu anlaşılıyor.
Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Enver Duran, doğru bir tespit yapıyor; Türkiye’de araştırmalara çok az kaynak ayrıldığını söylüyor. Sanal eğitimin gelecekte üniversiteler için tehdit oluşturduğunu vurguluyor.
Açılıştan sonra çeşitli komiteler çalışıyor; Balkan ülkelerindeki üniversiteler arasında nasıl işbirliği artırılabilir, iletişim ağı nasıl kurulabilir, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi nasıl olur, mobilite nasıl artırılabilir. İki gün boyunca bu konulara karara bağlanıp, karşılıklı protokoller imzalanacak.
Bunlar güzel de, ‘sınır ötesi eğitim’ için nasıl pazar bulunacak? Türkiye’nin Balkanlar’a açılması gerekli; üniversite eğitimi olarak onlardan ilerde olduğumuz anlaşılıyor. Ama eski demirperde ülkelerinin ‘bilgi’ birimi daha önde...
Bu arada 6 Balkan ülkesinden, Trakya Üniversitesi’nin öncülüğünde 25 kütüphanenin üye olduğu ‘Balkan Kütüphaneler Birliği’nin kuruluş aşamasında olduğunu söylediler. Her bilgiye ulaşılabilecek. T.Ü.’nün, kitap, tez ve makalelerden oluşan 1500’e yakın malzemesi açık erişime açılmış şimdiden.
DAVUTOĞLU GELMEMİŞ
12 Balkan ülkesinin yanı sıra Azerbaycan, Almanya, Moldova ve Türkiye’den de çok sayıda bilim adamı vardı. Kosova’dan Edirne’ye gelen 30 doktordan 15’inin ‘kardeş üniversite’ İsparta S. Demirel Üniversitesi’ne gönderilmesi, işbirliğin bir başka boyutunu gösteriyor.
Ancak söz verdiği halde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gelmemişti. Bakan Ukranya’da bulunurken, yerine Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü Büyükelçi Şanıvar Olgun’u göndermişti. Bu kadar önemli bir organizasyonun altından kalkılması önemli... Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hilmi İbar ile Genel Sekreter Recep Gürkan’a Edirneliler teşekkürü esirgemesinler.
Saraybosna’daki Balkan Üniversitesi ile Arnavutluk’taki Tiran Epoka Üniversitesi rektörleri; Hüner Şencan (yardımcısını göndermiş) ve Hasan Kaplan da ilgi gören üniversiteliler oldular. Balkan Üniversitesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkısı ile yapılmış; 100 milyon dolar harcanmış... Rektör Prof. Duran’ın altı yıllık görevi sırasında eğitime yapılan yatırım tutarı ise 6 milyon dolar... Edirne, Keşan ve Uzunköprü’de ‘mühendis-patron’ yetiştirecek 5 yıllık Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu açılırken; altyapısı hazır olan İletişim, Mimarlık, Eczacılık ve Diş Hekimliği Fakülteleri’nin açılması için Bakanlar Kurulu’nun imzasını bekliyor. Ne de olsa Edirne ‘abi üniversite’; Çanakkale, Tekirdağ ve Kırklareli Üniversiteleri doğrudan bir merkez.
Dortmund’u unutma
“YALÇIN Bey, AKP Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın kayınpederi ‘Şeyhülislam’ lakaplı Ali Yüksel’in, Başbakanlık’ta ne iş yaptığını CHP Konya Milletvekili Atilla Kart çok iyi yakalamış... Bir tarikatçı Başbakanlık binasında ne danışmanlığı yapacakmış... Ama ilginç, Erbakan’ın tarikatçıları, şeyhleri, şıhları ağırlaması gibi..
Atilla Kart’a katkı sağlamak isterim. Ali Yüksel, eski Başbakanlık binasında ama esas olarak, Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik’in danışmanlığını yapıyor. ‘Alevi’ ve ‘Roman’ açılımları konusunda ismi öne çıkan.
Milli Görüş’ün Dortmund stadyumundaki gövde gösterisi sırasında Erbakan Başbakan, Erdoğan da Belediye Başkanı’ydı. Bizim Ali Yüksel de Milli Görüş’ün Avrupa Genel Sekreteri’ydi. Yüksel, 2002’de Antalya’dan milletvekili gösterildi, ama Süleymancıların oyunu alamadığı için Meclis’e giremedi.
Milli Görüş, Türkiye’de Diyanet’le bir şekilde organik bağı olan DİTİP’ten sonra ikinci büyük cami zincirine sahip. Ancak, kadroları Erbakan’dan uzaklaşıp AKP’ye dümen kırdılar.
1976’da Dortmund’daki etkinliğe Erbakan ve Erdoğan’dan başka bugün kabinede bulunan bazı isimler de vardı. Hepsi bugün konuşamıyorlar; Almanya’ya gidemiyorlar. Giden olursa bile Türkiye’den gönderilen korumalar arasında konuşabiliyorlar.
Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Demirci’nin Erdoğan ve Merkel’in gözleri önünde nasıl dövüldüğünü o zaman Die Welt gazetesi geniş şekilde yazmıştı. Muhammed Demirci bugün dinci holdinglere karşı milyarlarca Euro’larını alabilmek için hala hukuk savaşı veriyor.
Almanya vatandaşlığına geçenlerin bu paraları bırakacağını kimse düşünmesin. Dosyalar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiğinde bu paraların Türkiye’den tahsil edileceği de unutulmasın.”
Biliyor musunuz
KUSHİMOTO’ya (Japonya’da 1890 yılında Ertuğrul Firkateyni’nin battığı yer) daha önce Nigata bölgesindeki ‘Türk köyü’nde bulunan ve 1996 depreminde zarar gören, 4.2 m yüksekliğindeki bronz Atatürk heykelinin, Türk Japon işbirliğinin (Japon Vakfı) 100 yıllık anısına, Türk dostluğunun dünyadaki gelişimi adına 3 haziranda törenle dikileceğini... GALATASARAY yüzme okulu baş antrenörü yılların milli yüzücüsü Yılmaz Özüak’ın görevden alınarak yerine Levent Ciner’in getirildiğini, Adnan Polat’ın yaptığı bu tasarrufun yüzücüler ve aileleri arasında tepki uyandırdığını...
Paylaş