Azeri-Kürt çekişmesi

IĞDIR’da Azeri-Kürt çekişmesi her seçimde yaşanıyor. Kürt kökenli gazeteci Murat Akkuş şöyle konuşuyor: Tabanda bir çekişme yok; kahvelerde bir arada oturuyor, birbirlerine kız alıp veriyor ve kirvelik yapıyorlar.

Ancak seçimden seçime birbirleri ile hasım oluyorlar. Çünkü siyaseten birileri ‘tekel’ olmak istiyor. Örneğin Kürtler sol bir partiye oy verecekse, Azeriler muhakkak sağ parti veya adaylarda oylarını birleştiriyorlar. Geçmişte bunun tersi durumlar da oluyordu. Yani Azeri Azeriliğini, Kürt de Kürtlüğünü kullanıyor. HADEP ve MHP karşıtlığı üç dönemdir keskinleşiyor.

AZERİ kökenli gazeteci Aydın Deniz, kentte yaşanan siyasi kavgayı şöyle yorumluyor: ‘Iğdır, Türkiye’deki iller içinde seçimden seçimde en çok değişkenlik gösteren bir yer. Seçmenin yarısı aşiret (Kürt), yarısı Azeri... Seçim zamanı her konuda anlaşıp, birleşiyorlar. Azeri diyor ‘Kürt kazanmasın’; Kürt diyor ‘Azeri kazanmasın...’ Bir partinin il başkanı Azeri ise, Kürtler ona iyi bakmıyor. Azeriler MHP görüşlüdür; Kürtler de DEHAP ağırlıklıdır. Adaylardan kim güç topluyorsa onların ardında toplanıyorlar. Türkiye geneline göre farklı bir tablo... Aynı bir futbol maçı gibi.’

Ağrı Dağı’nın en güzel izlendiği kent Iğdır iki komşuya kapı bekliyor

IĞDIR, Türkiye’nin doğudaki en uç noktası; dünyada üç ülkeye sınırı olan tek il... Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne açık Dilucu; Ermenistan’a kapalı olan Alican (ve İran’a açılması istenen Borualan kapısı) kapıları ile stratejik bir noktada...

Efsanevi Ağrı
Dağı’nın kuzey yüzüne bakan Iğdır’ın, resmi sayımı dikkate almazsak nüfusunun 40 veya 50 bin olduğu söyleniyor. Dünya coğrafyasında eşine ender rastlanabilecek bir özelliğe sahip... Eskiden ‘Doğu’nun Çukurovası’ deniliyordu; bugün ‘mikro-klima’ bir yer olarak adlandırılıyor. Orada güneşli ılıman bir hava varken; Kars’a geldiğimizde ince ince kar yağmaya başlamıştı.

Eskiden ‘pamuk ovası’ sayılırken bugün ne yazık ki, buğday ve pancar ekimine dönüştürülmüş toprakları... Asıl terör her şeyi bitirmiş, ne hayvancılık kalmış; ne de endüstriyel tarım üretimi... Bir başka etken de Iğdır’ın 1992’de il olmasıyla Nahçıvan’dan başlayan mazot ticareti ile kolay para kazanılması sonucu üretim alışkanlıklarının ihmal edilmesi.

Kent ekonomisindeki çöküşü; kenti yönetenlerden sade vatandaşına kadar tümünün ‘biz hangi yanlışı yaptık’ diye ciddi şekilde düşünmesi lazım. Önce kent halkı sonra politikacılar tabii.

BEŞ KILIÇLI ERMENİ ANITI

Nahçıvan
yolundaki Aralık ilçesine doğru giderken, beş kılıçtan oluşan 43.5 metre yüksekliğindeki ‘Soykırım Anıtı ve Müzesi’nin önünden geçiliyor. Bir süre sonra Ağrı’nın karla kaplı büyük ve küçük zirvelerinin en güzel görüntüsü buradan izlenebiliyor.

Solda Ermeni sınırının derinliklerinde her zaman tepki çeken nükleer santralın bacalarını görüyorsunuz; dördünden üçü bir süredir yeniden tütmeye başlamış; Iğdır’da yine endişe yaratmış; Ermenistan’a verilen protestodan da bir yanıt gelmemiş henüz.

118 bin hektar tarım alanı var Iğdır’ın; bunun 81’i sulanabilir. Ta 1950’lerin ortalarından itibaren sulama kanalları yapılmış; Süleyman Demirel’in büyük emeğinin olduğunu söylüyorlar.

Tarımın 20 yıldan beri çok geriye gittiğini Vali Halil Ulusoy da doğruluyor. 2.5 yıl önce bizzat Nihat Gökyiğit ve Hayrettin Karaca’nın önderlik ettiği, Cumhurbaşkanı Sezer’in de katıldığı, Ağrı’nın eteklerinde baştılan erozyona karşı mücadele çalışmalarında henüz yeterince yol alınmamış; çünkü ödenek yok... Ovada gelişigüzel konut yapımı da, güzelim verimli topraklar için bir vahşet...

YARDIM DEĞİL YATIRIM

Iğdır Valisi Ulusoy, Iğdır ilçeyken 20 yıl önce kaymakam olarak görev yapmış... Heyecanla anlatıyor. Belediye Başkanı Nurettin Aras ve Ticaret Odası Başkanı ile birlikte geçen ay Almanya ve Hollanda’ya giderek, Iğdır’dan göç eden ‘Avrupalı Türkler’e yatırım çağrısında bulunmuşlar... Vali, ‘Siz bunu yardım toplamaya gittiler, diye yazdınız. Doğru değildi. Brüksel’de, Iğdırlı işadamı ve dostum Niyazi Kızıldağ’ın oğlunun düğününe katıldık. Amacımız bugün işadamı olan hemşerilerimize hükümetin açıkladığı yatırım teşviklerini anlatmak ve onları yatırım yapmaya çağırmaktı’ dedi.

20 KARDEŞLER

Valinin odası ‘yardım, tayin...’ gibi sorunlarını anlatmaya gelen vatandaşlarla doluydu. ‘Annem ve benim akşam yiyecek ekmeğimiz yok’ diyen 17 yaşındaki bir çocuğa, ‘Evine git, her şey gelecek’ dedi. Sosyal Yardımlaşma Fonu’ndan erzak hazırlatılması talimatını verdi hemen. Lise 1’de olması lazım ama henüz orta 2’de; ekmek parası için ayakkabı boyacılığı yapıyormuş.

‘Kaç kardeşsiniz’ diye sorunca ‘İki anneden 20...’ deyince irkildik. Vilayetin önünde polislerden para isteyerek evinin yolunu tuttu.

SERACILIK VE KAYISI

Vali Ulusoy, yağ, salça, meşrubat, bakliyat eleme-paketleme, kuru fasulye, sebze üretimi, ikinci ürün soya üretimi için teşvikler sağladıklarını ve yatırımcıları Iğdır’a davet ettiklerini söylüyor.

‘495 bini koyun olmak üzere 550 bin büyükbaş hayvanımız var; (20 yıl önce bu rakam 2 milyonmuş).

Kayısı ağacımız 20 bine, elma ağacımız 10 bine (fidan ekimi daha da artıyor) çıktı. Elma için pazarlama ağı şart. Kayısısı sulu; Malatya gibi kurutulamıyor, sofralık türden. Bu yıl dondan çiçekleri dökülmüş; üretim azalmış... Bu nedenle geç yetişen türler üzerinde çalışılıyor.

Avrupa’da etkilendiği yatırımları ise şöyle anlatıyor:

Hollanda’da sera ve çiçek üretiminde taşeron olarak yaklaşık 100 Iğdırlı çalışıyor. Iğdır’da aynı şeyi yapamaz mıyız? Berlin’de, Avrupa’nın her yerine toptan döner imal edip pazarlayan satan 30’a yakın firma sahibi Iğdırlı... Onlara bu sektörde ne yapabiliriz diye sorduk. Yatırım yapın sizi sırtımızda taşıyalım, dedik.’

NOT... Iğdır yazılarımıza devam edeceğiz. 7 dosyadan oluşan ‘taşıma’ ve ‘mükerrer oy’ davasının ikinci duruşması da aynı dünkü gibi sonuçlandı; yani ertelendi. Mahkeme başkanının duruşmadan çekilip çekilmemesi konusunda Ankara’dan görüş istendi.

Mesaj panosu

CHP
İstanbul İl Gençlik ve Kadın Kolları seçimlerini bizzat izlediğim için görüşümü sizinle paylaşmak istedim. Kurumsal bilinci oluşmamış sadece kendisi bu seçim döneminde tercih edilmediği için muhalif olup partiye zarar vermeye çalışan kişilerin yaptığı muhalefet değildir. Eğer nedamet söz konusu olursa partinin yetkili kurulları tarafından gereken yapılır.

Begüm YAVUZ

CEP telefonlarından alınan dolaylı-dolaysız vergiler ve karşılığı olmayan giderler; %18KDV+%25 ÖİV+sabit ücret (aylık)+%43 vergi+sabit ücret. Sabit telefon vergileri; %18 KDV+%15ÖİV+her ay alınan sabit ücret (kontör karşılığı veya değil). Anayasa’sında ‘sosyal devlet’yazan bir ülkede, gelir umudunun halkın sırtındaki kambura bağlanmasını kabul etmiyoruz.

Engin BAŞARAN Tüketiciler Derneği Başkanı

ŞAFAK Döviz AŞ’de motor-kurye olarak çalışmakta olan Turan Demirbağ yüksek miktardaki dövizle beraber 34 UL 562 plakalı motosikletle üç günden beri kayıptır.

Peyami TEK

tekpeyami@hotmail.com
Yazarın Tüm Yazıları