Paylaş
Demirkol’a hak verenler olduğu kadar, bazıları da kendisine Azerbaycan’daki geçmişiyle ilgili eleştiriler yapıyorlar. Ama olayın siyasi tarafına değinebilme cesaretini gösteren pek yok. Çünkü Aliyev yönetiminden korktukları da anlaşılıyor. Karşıt görüşlere yerimiz ölçüsünde yer vereceğiz.
Demirkol’un dünden kalan görüşlerine devam:
VİZEYİ KALDIRMADI Azerbaycan yönetimi, Türkiye’ye karşı vizeyi kaldırmamıştır. Türkiye ise vizeyi kaldırmış; ancak Azerbaycan kaldırmadığı için Türkiye’nin kararı devreye sokulamamıştır. Bu nasıl bir kardeşliktir.
Türk işadamları Bakü’de akla gelmeyecek engellerle karşılaşmaktadır.
RÜŞVET BATAĞI Azerbaycan’da her işadamının, rüşvet vermeden işini yaptırması mümkün değildir. Kardeşliğe en büyük düşman rüşvet ve yolsuzluktur. ‘Bir millet, iki devlet’ sözü burada havada kalmaktadır.
TÜRKİYE’YE NEFRET Bazı merkezler ve bazı devletler tarafından, Azerbaycan halkında Türkiye’ye karşı nefret ve soğukluk yaratıldığı biliniyor. Türkiye’ye karşı kışkırtmayı engelleme görevi Azerbaycan iktidarına düşmüyor mu?
ABD KONUŞLANIYOR
ABD’nin, İran’a karşı yapacağı operasyonda Türkiye’ye karşı baskılar uygulamakta olduğu bilinmektedir. Ancak anlaşılıyor ki, Türkiye hükümeti bu konuda ABD taleplerine tam da cevap verir durumda değildir. ABD, bu konudaki destek ve yardımın bir kısmını Azerbaycan’dan talep ettiği ve hükümetin de, buna şimdilik izin verdiği ve İran hududuna yakın bir bölgede 60 bin askerin konuşlandırılması kararına varıldığı anlaşılmaktadır.
(Söylendiği gibi Azerbaycan’da PKK’nın kendisi ve gücü var mıdır, sorusuna) Bu konular şu andaki gündemin konusu değildir. Ancak, bu konuları şu anda İmralı’da yatan Abdullah Öcalan ifade tutanaklarında anlatmıştır. Başka bir zaman bu konular gündeme getirilebilir.
Bir soru; Telman İslamov, Antalya’da Mardan Oteli neden yaptı?
Ülkesine gidebiliyor mu?
İmza töreni neden İsviçre’dedir
1974’te I. Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra İngilizler barış görüşmeleri için garantör devletlerin Londra’da toplanmalarını önerir. Konu kendisine arz edildiğinde, Cumhurbaşkanı merhum Fahri Korutürk, İngiltere’nin Kıbrıs konusunda taraf olduğunu belirterek “Neden Londra’da?” diye sorar. |
Daha sonra konferansın Cenevre’de BM’de -dikkat ederseniz İsviçre toprakları değil, uluslararası bir statüye sahip bir alanda- yapılması kararlaştırılır. Şimdi ben de Türkiye ve Ermenistan tarafından imzalanacak olan protokoller için soruyorum: Neden İsviçre ve Zürih?
Bilindiği gibi Ermeniler konusunda İsviçre pek öyle ‘sütten çıkmış ak kaşık’ değildir!
Muammer TOPALOĞLU
Edibe Sözen yersen diyor
AHMET Hakan “İyi ki iletişim uzmanı” dediği AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in kırdığı potları sıralamış. Gençlerin ahlakını korumak adına yasa tasarısı hazırlaması, bir balıkçı lokantasından ‘uzun kulakları’ ile aldığı dedikoyuyu Başbakan’a iletmesi ve Kevin Costner’ın Kürt açılımına destek verdiği palavrası! Unutmayın. Sözen’in bayramlarda 30 fotoğraflı bayram tebriki gönderdiğini unutmayın. “İletişimcilik bu değildir” diyen İ.Ü.’den bir öğretim üyesi “AKP’yi Edibe’den kurtarmalı. İktidarın olduğu kadar İletişim Fakültesi’nin de namusu kurtarılmış olur” diyor.
|
Üniversitelerimiz bu kadar mı tavırsız olacaklardı
Niye susuyoruz
BEN eski bakan ve milletvekili Bülent Akarcalı’yım. CHP Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi, Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin’e Türkleri aşağılayan sözleri nedeniyle haklı olarak tepki göstermiş. (Bu adam kimdir, araştırın bakalım arkasında kimler çıkacak; Arap bir köken bulacak mısınız? Hasan Sabbah’lara kadar ulaşacak mı?) Ne yazık ki bunlar yetmiyor. Tepkiler gazete köşelerinde kalmamalı;karşı tarafı da uyarmak lazım. Ben parlamenterliğim (4 dönem) döneminde, Türkiye’yi rencide eden, maksatlı yazılar yazan, haksızlık yapan resmi, STÖ ve gazetelerine belki 150 bin mektup göndermişimdir... Hâlâ da gönderirim. ‘Türklerin manavlıktan başka işlevi yok’ diyen bu bankacıya bir üniversitemizden, bir sivil toplum örgütümüzden, bir bakandan tepki gösterildi mi? Hayır! |
Ben Sarkozy’ye uyarırım. Brüksel’deki AB ve NATO, Paris’teki UNESCO ve OECD ilgililerine, ilgilisine, bakanına mektup yazıyorum, hemen cevaplıyorlar; Sarkozy hemen yanıt vererek teşekkür eder. Çünkü doğrusu buldur. Batı’da çıkan her haksız eleştiri, karşılıksız kalmamalı...
Ama bizde bir umursamazlık ve uyuşukluk var. Tavır almasını bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı Gül, Paris’teki Türk etkinliğine gidiyor ama bir tek Fransız bakan katılmıyor. Buna bir şey demeyecek miyiz? Bazı bize çok haksızlık yapılıyor; anında direnç göstermeliyiz demek istemek için aradım sizi.’
Biliyor musunuz
1984-1989 yılları arasında, 20. yüzyılın en büyük insanlık trajedilerinden biri sayılan 2 milyona yakın Türk ve Müslüman’ın isimlerinin değiştirilmesi, 1989 yılında Jivkov yönetimi tarafından Bulgaristan’dan zorla göçe zorlanmasının 20. yılı nedeniyle Galatasaray’dan Taksim’e bir yürüyüş yaparak Atatürk Anıtı’na çelenk koyacaklarını ve saat 15.00’te de Bağcılar Belediyesi Kültür Merkezi’nde “Zorunlu Göç” panelinin düzenleneceğini...
ŞAİR, yazar ve düşünür Attilâ İlhan’ın, ölümünün 4. yıldönümünde ‘Attilâ İlhan Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı’ tarafından Aşiyan Mezarlığı’nda bugün 12.30’da; Köy Enstitülü yazar, şair öğretmen Fakir Baykurt’un da ölümünün 10. yılında Ankara’da Petrol-İş Konferans Salonu’nda 13.30’da anılacaklarını...
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek’in, Başbakan’a “Türkiye Cumhuriyeti, Irak Devleti ve/veya bölgesel Kürt yönetimine K. Irak’ın Mersin üzerinden Akdeniz’e açılması konusunda bir söz vermiş midir? K. Irak’ın Türkiye üzerinden Akdeniz’e açılması için gerekli olan kara bağlantısının sağlanmasında Suriye sınırındaki mayınlardan temizlenecek araziler mi kullanılacaktır? Bu konu Bakanlar Kurulu’nda hiç gündeme gelmiş midir?” diye sorduğunu...
RAHMİ Saltuk’un 1989 yılında yasaklanan ancak sonunda açılan davaları kazanan, içinde 2’si Türkçe, 10’u Kürtçe olan ‘Hoy Nare’ adlı albümünün, 40. sanat yılında piyasaya çıktığını...
GÜNÜN SÖZÜ
“Uçurumu gördüğünde kuş, suyu gördüğünde balık olanlarla yola çıkılmaz.”
Alime ŞİMŞEK
Paylaş