Aydınlanma ateşinin üzerine atılan sular

KÖY Enstitüleri’nin 70. kuruluş yıldönümü nedeniyle Kastamonu Gölköy Eğitim Enstitüsü mezunu Ahmet Kahveci’nin yazdığı ‘4 Tuğlanın Öyküsü’ne (13.4.2010) açılım günlerinde aşağıdaki gözlemleri ileterek katkı yapmak istedim.

Haberin Devamı

1- 1940-1952 yılları arasında aydınlanma meşalesini ateşleyen ‘21 kırmızı noktanın’ coğrafi dağılımına bir bakalım mı?
- TRAKYA (Kırklareli-Kepirtepe)
- MARMARA (Adapazarı-Arifiye)
- EGE (İzmir-Kızılçullu, Balıkesir-Savaştepe, Aydın-Ortaklar)
- AKDENİZ (Antalya-Aksu, Isparta-Gönen, Adana-Düziçi)
- ORTA ANADOLU (Ankara-Hasanoğlan, Eskişehir-Çifteler, Konya-İvriz, Kayseri-Pazarören)
- KARADENİZ (Kastamonu-Gölköy, Samsun-Akpınar, Trabzon-Beşikdüzü)
- DOĞU (Sivas-Pamukpınar, Malatya-Akçadağ, Erzurum-Pulur, Kars-Cilavuz/Van-Erciş
- GÜNEYDOĞU (Diyarbakır-Dicle)
21 Köy Enstitüsü’nün 6’sının ‘açılıma’ konu olan ‘mahrumiyet bölgemiz Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ bölgemizde hizmet vermesi ‘ayrımcı veya ötekileştirici’ sayılabilir mi?
2- 1923 yılında Osmanlı’dan 560 doktor devir alan genç Cumhuriyet’in Sağlık Bakanlığı, 1924 yılında başlattığı reform çalışmalarında İstanbul, Ankara, İzmir, Trabzon, Erzurum, Diyarbakır’da Numune Hastanesi yapımına başlar (1) Bugünkü deyimi ile örnek hastanelerin dağılımı ‘ayrımcılığa’ örnek gösterilebilir mi?
3- Eğitim ve sağlık yatırımlarında Erzurum-Pulur Köy Enstitüsü ve Numune Hastanesi açılan, bugünün muhafazakar ili Erzurum, Miralay Cibranlı Halit Bey ve arkadaşlarının 1923 yılında ‘Kürt İstiklal Cemiyeti’nin kurulduğu (2) ilimiz değil midir?
Genç ve yorgun Cumhuriyet’in idealist kadrolarının kısıtlı imkanları ile başlattıkları sağlık-eğitim hamlelerinin 1/3’üne yakın kısmını ‘mahrumiyet bölgelerimizde’ yapılmasının açıklamasını ‘irfanı ve vicdanı hür aydınlarımız’ nasıl yapar merak ediyorum.
Genç Cumhuriyetimizin Misak-ı Milli sınırları içerisinde Ankara merkezli yaktığı aydınlanma ateşinin üzerine 1947 yılından itibaren atılan ‘suların’ yarattığı aydınların bizi getirdiği duvarın önündeyiz şimdi... Bugün dövünmenin bize ne yararı var.
(1) İş. Ban. Yay/Tarık Minkari Kitabı s. 268
(2) Uğur Mumcu/Kürt-İslam Ayaklanması s. 159               Ü.S.

Haberin Devamı

Seferihisar, cazibe merkezi oluyor

DÜNYANIN 121’inci, Türkiye’nin tek ‘yavaş şehri’ (Citta Slow) Seferihisar, artık Türkiye’nin cazibe merkezi oluyor. Şimdiden arıkovanı gibi hareketli. Daha geçenlerde Çanakkale Üçkuyu’dan gelen misafirlere ev sahipliği yaptı.
Tüm Türkiye ilk ‘yavaş şehri’ merak etmeye başladı.
Bu yaz Seferihisar yerli ve yabancı turist patlaması yaşayacak gözüküyor.
Şimdiden ‘çevreci-yazar’ olarak bana ‘Mandalina bahçeli ev bulabilir misiniz?’ teklifleri gelmeye başladı. Bu tekliflere kayıtsız kalmak mümkün değil. İki günde bir Seferihisar’a gidip geliyorum.
Ev bul diyenlere cevabım “Evet bahçesinde satsuma mandalina ağaçları olan kooperatifleri tek tek buluyorum ve sizlere tavsiye edeceğim bekleyiniz” diyorum.
Ayrıca ‘yavaş şehir’ kapsamında yeşil doğa örtüsünün azami korunacağına, Bodrum, Kuşadası gibi beton yığınları haline dönüşmesine çevreciler olarak kesinlikle izin vermeyeceğimize bunun için Seferihisar Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e inanıyor ve güveniyoruz.
Önce sağlık, sağlık için çevre ve doğa diyoruz.”
(cevreciumitbora@hotmail.com)

Haberin Devamı

Doğa canavarı kanun geliyor

MADEN Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarı ilgisi komisyonda görüşülmeye başlandı. Çevre savaşçısı hukukçu Arif Ali Cangı, zaten zaten tasarının ilk hali yaşam alanlarının korunması açısından kaygı vericiyken, bu arada Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi tarafından tasarıya “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkındaki Kanun’un 20. maddesinde de değişiklik yapılarak, zeytinlik alanların da madenciliğe açılması” konusunda önerge verilmesinin zeytincileri ayağa kaldırdığını bildiriyor.
Ege’den Marmara’dan zeytinciler Ankara’nın yolunu tutmuşlar.
Hazırlanan yasa tasarısı çevre sağlığı ve canlı yaşamını koruma kaygısı taşıyor. Tüm izinler merkezi yönetime devrediliyor. Maden ruhsatlarına kutsallık, madencilere dokunulmazlık sağlanıyor.  Tasarının yasalaşması halinde, yaşam alanları daha korumasız hale gelecektir.
(cangi@cangi.av.tr)

Haberin Devamı

AKP su koyverdi

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Özyürek Anayasa ile ilgili olarak köşemizde yer alan öneri üzerine şunları iletti:
“Bu güzel bir görüş... Bizim de yapmak istediğimiz buydu... Ama
AKP su koyverdi, ayırmadı... Maksatları, bu netameli maddelere de oy vermeyi sağlamak. Ne yazık ki, bu şansı kullanmadı, ayrı paket oylamaya fırsat vermedi.”

Biliyor musunuz

TURGUT Özal’ın 17. ölüm yıldönümünde yarın anılacağını... ? CHP Bartın Milletvekili M. Rıza Yalçınkaya’nın, Nimet Çubukçu’ya “2009–2010 yıları arasında Bakanlığınız bünyesinde görev yapan okul müdürlerinden kaç tanesi müfettiş raporlarına istinaden görevden alınmış veya başka bir ile tayin edilmiştir? 2009–2010 yılları arasında görevden alınan müdürlerden kaç tanesi okul aile birliği ile ilgili tahsilat ve ödemelerle ilgili sorumluluklar dolayısıyla görevden alınmıştır?”; ? MHP Bursa Milletvekili H.Hamit Homriş’in, Faruk Çelik’e “Diyanet’in organizasyonu ile 2005–2006–2007–2008 ve 2009 yıllarında kaç kişi hacca ve umreye gitmiştir? Bu dönemde hac ve umre için vatandaşlardan toplam ne kadar para alınmıştır? Bu paraların ne kadarı hac ve umre için harcanmış, ne kadarı bu gezilerle ilgili yönetmeliğin 66’ncı maddesi kapsamında sarf edilmiştir?” diye sorduklarını....

Yazarın Tüm Yazıları