Paylaş
Atatürk’ü tanımayan bu akılsız, Yunan milletini de tanımıyor.
Oysa bugün Yunanistan’da en çok satan kitaplar arasında Atatürk’ün iki ciltlik Nutuk kitabı vitrinleri süslüyor.
Gene kitapçı vitrinlerinde halen Hristos Hristodulu’nun ‘Mustafa Kemal’in Selanikte Yaptıkları ve Yaşadıkları’; Vasilis Dimitris’in ‘Bir Evin Hikayesi’ ve Türk yazar Enis Tulça’nın Yunan ‘Venizelos-Atatürk ve Büyükelçi Enis Bey’ kitapları bulunmaktadır. Kitapların Atatürk’e sevgi sunduğunu bilmem, söylememe gerek var mı Bunu söylüyorum zira, bu defa akla kitaplar O’nu kötüleyebilir düşüncesi gelmesin, diye...
Öte yandan 2012 yılında Yunanistan’ın saygın gazetelerinden Ta Nea ‘Dünyayı Değiştiren Konuşmalar’ başlığıyla Atatürk’ün ‘Nutuk’ kitabını okurlarına ek olarak dağıttı.
Diyebilirsiniz ki Türk’ün Kurtuluş Savaşı’nı bilmeyen, Yunanistan’ı nereden bilebilsin?
(Not: Parlak kağıda itinalı olarak basılmış orijinal Nutuk Kitabı’nın 1.cildi 688, 2.cildi 630 sahife. Nutuk’un 2.cildinde küçük bilgi notları da mevcuttur.)
Dr. Akkan SUVER
GÜNÜN SÖZÜ
“Ey Türk Yargısı; Birinci vazifen, hiç bir yerden emir ve talimat almadan, kimsenin hiç bir gücün önünde ‘eğilip bükülmeden’, ‘Önünü iliklemeden’ bağımsız ve tarafsız olarak sadece Türk Milleti adına, hukuka ve vicdanına göre karar vermek, hukuksuzluğa izin vermemek ve baskıya boyun eğmemektir.
Mevcudiyetinin ve saygınlığının yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinen ve vazifendir.”
Ümit KOCASAKAL
SPORCU MU, BİLİM ADAMI MI?
HÜRRİYET’in ‘vergi doktoru’ Ahmet Karabıyık dünkü yazısında, devletin hangi madalyaya ne kadar para ödeyeceğini ele aldı. İlgiyle okudum. Konu edilen sadece spor madalyalarıydı. Türkiye, bilimcisine TÜBİTAK ödülleri dışında para ödülü vermiyor.(o da pek cüz’idir) Yurtdışında bir çok prestiji çok yüksek madalya aldım, devletin umurunda olmadı. Bu beni hiç yaralamadı. Beni alkışlasalar, acaba nerede yanlış yaptım diye düşünürüm. Ancak, genç bilimcilerimizin hepsi benim rahat şartlarımda yaşamıyorlar. Onlar arasında yurtdışında önemli bir ödül alan olursa onlara sporculara verdiğimiz meblağları çok mu göreceğiz? Hangisinin yaptığı daha kıymetli? Sporcununki mi, bilimcininki mi? Hiç kuşkusuz bilimcinin yaptığı kat be kat daha kıymetlidir; hem kendi milletine hem tüm insanlığa katkıdır.
Türkiye’nin sporcularına ve bilimcilerine karşı takındığı tutum, bunun asla değişmeyeceğini göstermiyor mu? A. M. Celâl ŞENGÖR
PANO
- TÜRKİYE için söyleyecek sözü olan cesur yürekli insanların CHP’ye girerek, Parti’yi istedikleri Cumhuriyetçi, demokrat, ulusalcı yörüngeye çekmeye çalışmaları, benim onlara somut önerimdir. Bu düşüncelerle Nihat Genç’i güzel kişiliğiyle CHP’ye davet ediyor, mücadeleyi her aşamasında parti içinde sürdürmesini diliyorum. Bedri BAYKAM
- CUMHURBAŞKANI’nın, FETÖ’cü denilen, eşi öğretmenlikten ihraç edilen Dişli’nin ağabeyini Başdanışman tayin etmesi üzerine, dürüst AKP’li milletvekillerine, (Sıddık Sami Onar, H. V. Velidedeoğlu, Hüseyin Naili Kubalı, Sulhi Dönmezer, Sahir Erman, Tarık Zafer Tunaya, CH. Crozat, A.B. Schwartz gibi çarşıdan, pazardan toplanmış kişilerin öğrencisi olarak) bu işe ne diyorlar” diye soruyorum. Dinçer ÖNAL
FINDIKÇI AĞLIYOR
Ordu Olay Gazetesinin önceki gün ve dünkü manşetleri, sıkıntıyı duyuruyor.
Duyan yok, gören yok, ilgilenen yok!
ALMANYA’DAKİ SEÇİMLERE TÜRKLERİN FAZLA İLGİSİ YOK
TAVAK Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Almanya’da 24 eylülde yapılacak seçimler ile ilgili yaptıkları araştırmayı şöyle yorumluyor:
Araştırmanın en vurucu noktası 24 Eylül seçimlerinde hangi partiye oy vereceksin sorusu olmuştur. Buna göre aşağıdaki tablo ortaya çıkmıştır:
Uzun yıllardır Almanya’daki politik gelişmeleri takip eden Faruk Şen, Sosyal demokratlar 1987 yılında yapılan araştırmalarda Türk kökenli Almanların oylarını yüzde 67 oranında alırken bu seçimlerde yüzde 45’e kadar düşmüştür. Hristiyan Demokratlar ilk defa yüzde 10 barajını aşmış bulunmaktadır. En önemli gelişme Almanya’daki Türk kökenli Almanların bu seçimlere ilgi göstermemelerinden kaynaklanmaktadır. Seçmenler özellikle Alman politikacıların Türkiye’ye karşı her partide gösterdikleri düşmanlık nedeniyle ya seçimlere gitmeme ya da gittikleri takdirde oy kullanmama yönünde karar vermektedirler. Türkiye düşmanlığı Alman partilerine kendi ülkesinde yaşayan Türk kökenli Almanlar açısından oy kaybettirmektedir.
SEÇİMLERE İLGİ AZALDI
Genel olarak baktığımız zaman Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki seçimlerde %64 oranında AKP’ye %16 oranında CHP’yi destekleyen bir kitledir. Bu ülkede Eylül 2017’de takriben 3,2 milyon Türk kökenli göçmen yaşamakta bunların 1 milyon 470 bini Alman vatandaşlığını geçmiş bulunmaktadırlar.
Almanya’daki Türklerin büyük ölçüde bu seçimlere ilgi göstermedikleri ortaya çıkmaktadır. Almanya’daki Türk kitlesi ayrıca Türkiye-Almanya çatışmalarından büyük ölçüde negatif etkilenen bir kitle konumundadır.
KONYA HÜYÜK’TE ‘ANADOLU’DAN BÜYÜK ŞÜKRAN ÖDÜLÜ’
BU yıl 8’incisi gerçekleşecek olan ‘Anadolu’ya Sonsuz Şükran Festivali’nde, Cahit Berkay’a ‘Anadolu’dan Büyük Şükran ödülü’ verilecek. Yönetmen Mehmet Taşdiken öncülüğünde kurulan ve bir gurup sanatçı tarafından ‘Gönüllülük Projesi’ olarak başlatılan ‘Sonsuz Şükran Köyü Festivali’, bu yıl 8’inci buluşmasını gerçekleştiriyor. 7-11 Eylül tarihleri arasında Konya’nın Hüyük ilçesine bağlı Çavuş Mahallesi’nde kurulan ‘Sonsuz Şükran Köyü’ndeki etkinliğe bu yıl yüzü aşkın sanatçı, akademisyen ve gazeteci katılıyor. İstanbul’daki Fransız Sokağı’nın da kurucusu olan Mehmet Taşdiken öncülüğünde gerçekleşen ‘Sonsuz Şükran Köyü’, Anadolu mimarisi olarak inşa edilen kerpiç evlerden oluşuyor. Köyde yapılacak olan 8’inci ‘Kültür ve Sanat Buluşması’nda, sanatın her alanında etkinlikler gerçekleşecek. Festivalin bu yılki ana konusunu ‘Film Müzikleri’ oluşturacak ve bu alanda Türkiye’nin en büyük değerlerinden olan Müzisyen Cahit Berkay’a ‘Anadolu’dan Büyük Şükran Ödülü’ verilecek.
TÜRK HUKUK KURUMU, TBB’YE DESTEK VERDİ
TÜRK Hukuk Kurumu, Devletimizin anayasal niteliklerinden olan hukuk devleti niteliğinin, başta siyasi iktidar olmak üzere, kamusal yetkileri kullanan her organın ve her görevlinin, adalete uygun davranmalarını zorunlu kıldığını; adalete uygun davranmanın ise, adaletin temel ögelerinden olan eşitlik ve hakkaniyet ögelerine bağlı kalmayı ve keyfilikten uzak durmayı gerektirdiğini; bunun da ancak bağımsız yargının etkin denetimi ile güvence altına alınabileceğini hatırlatır.
Son yıllarda, yargının bağımsızlığının sağlanması ve bağımsızlıkla ilgili yapısal aksaklık ve eksikliklerin giderilmesi yerine, Devletimizin hukuk devleti olma niteliği ile bağdaşmayan, yargının yürütme gücüne bağımlı hale getirilmesi yönünde sürdürülen çabalar sonuç vermiş ve yasal bir zemine oturtulmuştur.
Savunmasız adalet, adaletsiz yargı olmaz” gerçeğinin yaşam bulması için yargıda kamusal görev üstlenmiş olan Avukatların üst meslek örgütü Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın, adalet, yargı ve savunma hakkı ile ilgili görüşlerini, adli yıl açılış töreninde açıklamasına olanak tanınmamasını, adalet ve hukuk devleti yönünde kabul edilebilir olmayan bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.
Yeni adli yılın, yargı bağımsızlığının sağlanacağı ve hukuk devletinin onarılacağı yeni bir dönem olması dileğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Av. Yaşar ÇATAK-Türk Hukuk Kurumu Başkanı
ARTVİN’DE CERATTEPE MADENLİĞİNDE İŞÇİ ALIM TARTIŞMASI
EN güçlü çevreci derneklerden Yeşil Artvin Derneği, Cengiz Holding’in ‘Cerattepe madenciliği’ne işçi alımı duyurusu üzerine karşı bir açıklamada bulundu:
“Artvin’li maden işinden istihdam beklemesin, kendileri ile oyun oynanmasına ve duygularının sömürülmesine meydan vermesin. İşte en acayip örnek: Maden şirketinin güler yüzlü yöneticileri yaklaşık 9 bin kişinin iş için başvurduğunu aslında işsizlikle ve işsizlerle dalga geçer gibi ve gururla anlatmaktalar gazetecilere. Bu yalan bir tarafa başvuru sayısının yüksekliği de inandırıcılıktan uzak, çok abartılı bir rakamdır. Ayrıca madem 387 kişi alacaklar şirket, kalan 8613 işsize ne cevap vermeyi düşünmektedir. Onları bizden çok düşündüklerine göre kalan işsizlerimiz için de iş bulmayı düşünüyorlar mıdır?”
Paylaş