Paylaş
ATATÜRK’ün sağlığında Doğu ve Güneydoğu politikalarını yakından izleyen kitap ve makaleler yazan Yrd. Doç. Dr. Ramazan Topdemir (Adıyaman Üniversitesi’nden sonra iki yıldır İstanbul Üniversitesi’nde Avrasya Enstitüsü’nde görevli), ‘Atatürk, Dersim’de yapılan hatalar ile yüzleşmiştir’ başlıklı bir yazı gönderdi.
Topdemir, CHP’de yaşanan ‘Dersim’den özür diliyoruz’ ifadesinin parti içinde tartışmalara neden olması üzerine, “Bu konunun bir benzerini Atatürk yaşamıştır. Atatürk, yapılan hataları açıkyüreklilikle kabul ederek, birlik ve dayanışma mesajı vermiştir” diyor. Topdemir şöyle devam ediyor yazısına:
“Atatürk 7 Kasım 1937’de Tunceli’de Singeç Köprüsü’nün açılışını yaparken, Tuncelili bir ihtiyarın övgü dolu sözleri ile karşılanır. Atatürk, ihtiyara Dersimliler (Tunceliller) hakkında şunları söyler:
‘Sana teşekkür ederim silah arkadaşım! Hatasız kul olmaz diye bir söz vardır. Birkaç kişinin hata yapması ile bu hataya uzaktan yakından ortak olmamışları bir tutamayız. Sizler bizim kanımızdansınız, bizim insanlarımızsınız, bu toprakların insanısınız... Geçmişteki ufak tefek hataları, küçük ve manasız davranışları unutmağa mecburuz. Kin beslememeye, kardeşliğimizi sürdürmeye mecburuz. Ben Dersimlilerin ve bu yöre halkının nasıl temiz, nasıl asil duygulu, nasıl vatanperver olduklarını yakınen bilirim. Sizlerin böyle hareketlere asla katılmamış olduğunuzdan da haberim var. Biz bir milletiz, hepimiz bir milletiz. Buradan başka gidecek Türkiye yok. Bunu bilir, bunu idrak edersek bizi ne içerden ne de dışardan kimse yıkamaz.’
GAZİ’NİN DERSİM SÖYLEMLERİ
Dersim ve Atatürk’ün söylemleri: Cumhuriyet’in kurulması ile beraber, Dersim’e yönelik sosyal, bayındırlık ve ekonomik anlamda icraatları Atatürk 1.11.1935’teki Meclis konuşması ile gündeme getirmiştir. Atatürk, Dersim bölgesi için ‘Esaslı bir ıslahat programının tatbiki’nin düşünüldüğünü ifade eder. Atatürk, Doğu’ya doğru ilerleyen iki ana demiryolu hattının hızla bitirilmesine ve bu iki ana hat arasında ara hatların kurulması için çalışmalara bir an evvel başlanmasına işaret eder. Cumhuriyet, Dersim’de hastalığı tedavi etmek adına medeni usulleri esas alan bir program düşünmüştür. Bölge, bu program vasıtasıyla Cumhuriyet’in imkânlarından faydalanması hususunu da dile getirmiştir.
Atatürk’ün Dersim için söylediği diğer bir söz de fırsat eşitliği hakkındadır: Atatürk ‘İstanbul’da ne medeniyet varsa, Ankara’ya ne medeniyet getirmeğe çalışıyorsak, İzmir’i nasıl mamur kılıyorsak, yurdumuzun her tarafını aynı medeniyete kavuşturalım istiyorum. Ve bunu çok, ama çok çabuk yapmak istiyorum.’ Atatürk, çalışmalarıyla Dersim ile bütünleşme başarısını göstermiştir.”
Dersim konusunda kimse gerçekleri bilmeden konuşmasın!
GÜNÜN SÖZÜ
CHP’den makas almak isteyenlere
“CHP moda olan açılım hevesi ile giderek melezleşiyor... Etnikçi ve mezhepçi/etnikçi siyasi figürler tarafından parti adeta kuşatılıyor. İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir millet olmayı Cumhuriyet modernitesinin merkezine koymuş partinin genleri ile oynayarak adeta genetiği değiştirilmiş bir organizma haline getiriliyor. Geçmişe dönük özür kararını CHP yetkili kurulları alamaz. Türkiye’yi geriye dönük layüsel özür dilemelerle ‘ezik’ bir Cumhuriyet haline sokmak isteyenler yanılıyorlar. TC, önüne gelenin yanağından makas olacağı bir devlet değildir, karıştıranlar varsa akıllarını başlarına alsınlar, hayal kırıklığına uğrarlar. CHP’de kendi geleneğini bilen, geçmişten utanmayan ve Cumhuriyet’e sahip çıkan insanlar toplumun karşısına çıksın... Diğerlerinden her yerde mebzul miktarda var!” Muhterem YAŞMAKÇI
Cahillikten öte körleşme
DOĞAN Kuban hoca ‘Bilim Teknoloji’de yine dersler veriyor. “Bu toplumun bir namus meselesi var” diyerek bakın neler anlatıyor: “Almanya’da madenciler toprak altında kalıp gömülmüyor. İnşaat asansörleri düşmüyor. Bilimsel araştırmalar dünya sıralamasında en arkadan gelmiyor. Bizim öğrenciler yurtdışına gidiyor. Onlarınki bize gelmiyor. Yükselen Türkiye’yi Güney Kore’yle karşılaştırabiliyor musunuz? Sevgili dostumuz Amerika’daki demokrasi neden bizde yok oldu? Bu kadar açık farkları görememek için cahillik bile yetişmez. Bu bir körleşmedir. Bunun nedeni cahillik, onun da sonucu uygarlık düzeyinin alt basamaklarında oturmaktır. Bu kadar basit mi? Evet, bu kadar basit. Tarihçiler nedenlerini anlatmak için araştıradursunlar, fakat sonuçları yaşıyoruz. Bu toplumun bir ‘namus’ sorunu olduğuna kendi yaşamım kadar eminim.
Benim büyüklerim ve bizim kuşak için en kutsal insan özelliği ‘namus’ kavramı idi. Bu sözcük de Arapça kökenlidir. İslam’da ‘Namus-u Ekber’ Cebrail’dir. Çünkü Allah’ın sözünü Peygamber’e iletir. Bu olgudan şu düşünce silsilesi çıkar: Kuran ne kadar doğruysa Cebrail o kadar doğrudur. Cebrail ne kadar doğruysa Peygamber o kadar doğrudur. Doğru inanılması gerekli olandır. Namus doğruluk demektir. Temiz adam, lekeli olmayan adam, sözüne güvenilir adamdır. Toplumun bir doğruluk daha doğrusu bir eğrilik sorunu var. Eğriyi doğru sanana da cahil diyoruz. Onların ağırlık oluşturduğu toplum cehalet toplumudur.”
ÇYDD’nin Akkuyu çıkartması
NÜKLEER santrali yapacak firmanın Mersin’deki bürosu önünde toplanan ÇYDD üyeleri basın açıklaması yaptı. ÇYDD Mersin Şube Başkanı Maryet Tanlı dedi ki: “Bizi besleyen toprağın, solduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, yediğimiz balığın Akkuyu Nükleer Santralı ile yok olmaması için, kısaca yaşam hakimizi savunmak için ÇYDD Genel Merkezimiz ve tüm şubeler olarak 15 Kasım Cumartesi günü (bugün) 11.00 de Akkuyu’da buluşacağız ve ‘Akkuyu’da Nükleere Hayır’ diyeceğiz. Büyük buluşmaya Genel başkanımız Prof.Dr. Aysel Çelikel’de katılacak. tüm yurttaşlarımızı etkinliğimize davet ediyoruz.”
Akkuyu Eceli Köyünde bugün 11.00’de Av. Olcay Yezdani’nin açıklamasından sonra 15.00’de Silifke’deki panelde Aysel Çelikel, Oktay Demirkan, Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, Prof.Dr. Aytuğ Atıcı, Doç. Dr. Öznur Özden ve Sebahat Aslan konuşacakları panel yapılacak.
Mersin’de bir etkinlik ve bir festival
MERSİN’de ise Uluslararası Narenciye Festivali başlıyor. Büyükşehir Belediyesi, Ticaret Borsası ve merkez ilçe belediyelerinin düzenleyeceği festivali 26 ülkeden konuklar gelecek. Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, kentin narenciye ile özdeşleştiğine dikkat çekerek , Türkiye’den yapılan 3.6 milyon tonluk narenciye üretiminin yüzde 30’unu Mersin’in karşılaşacağını bildirdi. Festival kapsamında bin 500 m2’lik alan ile mobil figürlerin seslenmesi için 100 tona karşılık gelen 500 bin adet narenciye ürünü kullanılacak.
“Orman değil şehir parkı” imiş!
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Ataköy 7 ve 8. Kısımda yaşayan vatandaşların spor yapıp yürüyüş yolu olarak kullandığı ormanda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi kararıyla ağaçların kesilerek külliye, lojman yapılmak istenmesi üzerine bölge halkının tepkisini soru önergesiyle TBMM’ye taşımıştı. Bakan Eroğlu ise, Oran’a gönderdiği yanıtta bölge halkını üzecek şu ifadelere yer verdi:
“Orman yolu olarak belirtilen yol, civarında elle dikildiği anlaşılan çeşitli tür ve büyüklükte ağaçların dikili olduğu sahadır. İlgili saha daha çok şehir parkı niteliğinde olup, halkın spor ve dinlenme maksatlı kullandığı bir sahadır. İdaremiz kayıtları incelendiğinde, ilgili sahanın bulunduğu Bakırköy İlçesinde 6831 sayılı Orman Yasası hükümlerine göre orman kadastro çalışması yapılmadığı, ayrıca arazide yapılan incelemelerde anılan taşınmazın 6831 sayılı yasa kapsamında ‘orman olarak nitelenen’ sahalardan olmadığı tespit edilmiştir.”
AĞAÇ KESİM KALINTISI YOKMUŞ
Veysel Eroğlu’nun yanıtında, ağaçların sökülmeye başlanması üzerine halkın tepki gösterdiğini ve inşaat çalışmalarının durdurulduğunu belirtirken, “bu civarda ağaç kesim kalıntısı ve kesiminden geriye kalan dip kütüklere rastlanılmamıştır” demesi ise dikkat çekti. Peki halk depremde nerede toplanacak? Bakanın, önergede yer alan “Ataköy 7 ve 8. Kısımda oturan bölge halkının depremde toplanma alanı neresi olacak?” sorusunu yanıtlanmaması ise dikkat çekti. Otopark ve külliye yerine neden botanik park yapılmıyor? Önergesinde, 1999 Marmara Depremi sonrasında deprem toplanma alanı ilan edilen ve bölgedeki en büyük yeşil alan olan Ataköy 7-8. kısımdaki Orman Yolunun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2013 yılında 1/5000 Nazım İmar Planı’nda yaptığı plan tadilatı ile imara açıldığını ve daha sonra bölgede külliye yapılması için bir imar projesi hazırlandığını söylemişti.
MESAJ PANOSU
ALLAH hiç kimseyi güç sarhoşluğuna yakalatmasın ve de Allah, kudretli insanları da etrafındaki yağcılardan, doğruları bir türlü söyleyemeyen şahsiyetsiz insanlardan korusun.
A. Asaf EREM
Mimar–İSTANBUL
(AOÇ ve Ak Saray) Gökçek ‘teknik’ değil ‘taktik’ güreşiyor. Bu ‘köylü kurnazı’ şehircilik anlayışımızın bir uzantısıdır. Tahir ÇALGÜNER
Paylaş