Paylaş
Mustafa Kemal'i anlamak bu değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil!
Bırakın o altın yaprağı artık, bırakın rahat etsin anılarda şehitler. Siz bana neler yaptınız ondan haber verin. Hakkından gelebildiniz mi yoksulluğun, sefaletin?
Mustafa Kemal'i anlamak, yerinde saymak değil. Bana buluşlar getirin bir daha; uygar uluslara eşit buluşlardan. Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülü ile yazdınız mı?
Hálá o acılı ağıtlar dudaklarınızda, hálá oturmuş 10 Kasım'larda bana ağlıyorsunuz. Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar fethine çıkıyor uzak dünyaların.
Beni seviyor ve eğer anlıyorsanız, laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. Bilim ağartsın saçlarınızı, ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.
Demokrasiyi getirmiştim sizlere, özgürlüğü... Görüyorum ki hálá aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş, birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen!
Uygar uluslarla arayı kapatmanızı istiyorum; bilime, sanata varılmaz rezil dalkavukluklarla. Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister. Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.
Turgay GÜRSOY
Krize öneriler
ERSİN Çamlar'ın dünkü ‘‘Derviş'e iç kaynak önerisi’’ başlıklı görüşlerine, okurlarımız yeni öneriler getiriyor. Bunları satır başlarıyla sıralayım:
Dokunulmazlıklar kaldırılmalı veya en azından sınırlandırılmalıdır. Milletvekili ve bakanlık sayıları azaltılmalıdır. Bankamatik memurlarının işine son verilmelidir. Meclis'teki şoför, sekreter, danışman kadroları azaltılmalıdır. Kamunun elindeki makam araçları, lojman ve sosyal tesislerin bir bölümü satılmalıdır. Emeklilik yasası tüm çalışanları kapsayacak şekilde derhal ve kademesiz bir biçimde yaygınlaştırılmalıdır. Tatil gün sayısı azaltılmalıdır. Nüfus planlaması için gerekirse yasal önlemler getirilmelidir. Fon dışındaki özel bankalar gerekirse devlet tarafından kaynak aktarılarak 3-5'i biraraya getirilerek birleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Aynı gruba bağlı bankalar birleşmeye teşvik edilmelidir.
İstanbul'dan İmren Özlem ise ‘‘Siyasiler isterse krizi kısa sürede bitirirler, yoksa direnen parti ve partilileri unutmayacağız’’ diyor.
Savcılar göreve
‘‘Türk ulusu bilim ve akla dayanan Batı uygarlığını yaşam tarzı olarak benimsemiş ve bunu varlığını sürdürmenin zorunlu koşulu saymıştır. Atatürk devrimlerini korumaya, gaflet ve dalalet içindeki iktidar sahiplerini ihanet boyutuna gelmiş hoşgörüden dönmeye, tarikat şeyhlerinden destek ve himayelerini çekmeye ve teslimiyetçi tutumlarından vazgeçmeleri için savcılarımızı göreve davet ediyoruz.’’
(Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nuran Işık.)
Karayolları bizi yaktı
İZMİR'den Osman Yıldırım ve Ali Önen, devletten çektikleri ‘‘sızı’’yı acı bir dille anlatıyorlar:
‘‘Bornova M. Kemal Caddesi üzerinde bugünkü değerle 250 milyarlık toplam dört dükkánımız, Karayolları tarafından 4 milyara zorla istimlak edildi. Yüce adalet sağolsun, bu bedeli 22 milyar olarak belirledi. Alacağımızı icra takibine koyduk, ancak üç yıldır sonuç alamıyoruz. Bugün bize verecekleri değer, bu dükkánların bir yıllık kirası kadar. Perişan olduk; işlerimiz tamamen yok oldu. Aç kalacak duruma düştük. Koskoca Karayolları bizim paramızı veremiyorsa, silip atsın. Yok eğer vermeyi düşünüyorsa o zaman insanlık adına sesimizi duysun.’’
MESAJ
AÇIKLAMA... AFYON Kocatepe Üniversitesi ile ilgili ‘‘Rektörün amblem oyunu’’ (15.3.2001) yazısında adı geçen Ege-Rad şirketinin avukatı Vural Ocalı, üniversite yönetimini savunarak şu açıklamayı yaptı: ‘‘(Yazıda) ‘Rektör, Rektör Yardımcısı ve diğer idari konumda bulunan bazı şahısların, laiklikle bağdaşmayan birtakım faaliyetlere girişmiş olduğu bildirilmiş ve 'Tıp Fakültesi satın alımlarının İzmir ve Manisa'daki tarikat ve cemaatlerle bağlantısı olan şirketlerle yapıldığı, bunlardan birinin Ege-Rad şirketi olduğu...' hususu belirtilmiştir. Bu yazıda yer alan hususlar hiçbir şekilde kabul edilemez ve müvekkilim firmanın ticari itibarını da ağır derecede zedeler niteliktedir. Bu açıklamamızın yayınlanmasını bilvekale ihtaren bildiririm.’’
GÜMRÜKLER... İlgili bazı okurlarımız gümrüklerde yeni atamaların yapılıp yapılmadığını soruyor. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler’in gümrüklerin başına gelmesinden sonra ilk kez geniş bir atama kararnamesi yayınlandı. Kimlerin görevden alındıklarını, kimlerin hangi görevlere verildiğini öğrenmek istiyorsanız Resmi Gazete'nin 29.3.2001 tarihli sayısına bakabilirsiniz.
DİYARBAKIR Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencileri, yaşadıkları zorlukları anlatıyorlar: Fakültemizin kütüphanesinde bir katalog dahi yoktur. Dekanlık, katalog yapılması yönündeki talepleri dikkate almamaktadır. Bundan daha önemlisi, çoğu dersi asistanlar yürütmektedir. Tecrübeli hocalarımız nerede? Bizler böyle mi yargıç, savcı veya avukat olup adaleti sağlayacağız?
Paylaş