Yalçın Bayer: Asıl hesabı Hoşver’den sorun

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Kızılay bizlere kutsal bir kurum olarak öğretildi. Ancak deprem sonrasında ortaya çıkan gerçekler karşısında toplum olarak kahrolduk.

Hükümet, Kızılay'ı masaya yatırdı. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nca açılan soruşturma, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkarılması için önemli bir gösterge sayıldı.

Kemal Demir'in yerine Prof. Yüksel Bozer'in Kızılay'ın başına getirilmesi işleri ne ölçüde düzeltecek?

DYP Bolu Milletvekili Necmi Hoşver sorgulanmayacak mı?

Demir'in yakını ve hemşerisi olan Hoşver'in, milletvekili seçilmeden önce Kızılay'ın Genel Sekreteri olduğu unutulmamalıdır.

Başbakanlık soruşturmasının birkaç şube yöneticisi veya depo görevlisi düzeyinde tutulmaması gerekiyor.

Genel Kongre tutanakları ile oy kullanan delege listeleri incelendiğinde, kimlerin hangi iller adına sahte oylar kullandıkları ortaya çıkacaktır.

Kızılay'ın hemen hemen her il ve ilçede yaptırdığı iş merkezlerinin hangi müteahhitler tarafından yapıldığı, sonra da kimlere ne karşılığı kiralandığını gözler önüne serilmelidir.

Kızılay'ı rant kapısı yapanlar, nemalananlar tespit edilmelidir.

Devlet bu kurumu ameliyat masasına yatırdığına göre yaşanan rezillikleri, vurgunları, yolsuzlukları herkes öğrenmek zorundadır ki, kurum düzeldikten sonra millet yeniden yardım elini uzatabilsin...

Okurlarımızdan gelen bazı bilgileri, müfettişlerin dikkatine sunuyoruz:

Necmi Hoşver soruşturma kapsamına alınacak mıdır? (Kamuoyu, has bir Çiller'ci olan Hoşver'i Refahyol hükümetine güvenoyu verilmesine karşı çıkan Mehmet Köstepen'i yumruklamasıyla tanıyor.)

Bolu ve civarındaki Kızılay'ın mülkleri, Necmi Hoşver tarafından kimlere kiralanmıştır? Bunların arasında yakınları ve yandaşları var mıdır?

HOŞVER VE ENİŞTESİ

Necmi Hoşver'in eniştesi inşaat mühendisi Dursun Özcan'ın Kızılay'a kontrol mühendisi olarak alındıktan sonra mal varlığında artış olmuş mudur? Düzce Kızılay binası ihalesini alan müteahhit Şener Öztürk'ün Çamlıevler semtinde yaptığı Çam Apartmanı'nda Dursun Özcan'ın dairesi var mıdır?

Bolu'nun Yığılca ilçesindeki Kızılay binası inşaatı işini alan kuyumcu Özdemir Bayraktar ile Kızılay kontrolörü Dursun Özcan'ın geçmişte ticari ilişkisi olmuş mudur?

Depremde yıkılan Bolu'nun Çimilli ilçesindeki Kızılay binası inşaatını kim yapmıştır?

İstanbul Sirkeci'deki Kızılay işhanının restorasyonu işinin 'verildiği' Düzceli müteahhit Mehmet Akhun paravan bir firma mıdır? Yoksa inşaatı söylendiği gibi gerçekten Necmi Hoşver ve enişte Dursun Özcan mı yapmıştır?

Kızılay'ın İzmit ve Karabük inşaatlarını alan Tevfik Özdemir kimdir?

Kızılay'ın Kayseri binasının onarım işini 'alan' Sabri Kaval, Necmi Hoşver'in partisinin Düzce İlçe Başkanlığını yapmış mıdır?

Müfettişler, Afyon ve Etimesgut depo tamiratları, Akçakoca ve Konuralp hastane inşaatları, Ankara Stat Oteli'ndeki toplantılara kimlerin katıldıkları da incelemelidir. Demek ki, Kemal Demir'in Kızılay'ın başından gitmesi yetmiyor.

Cengiz Topel havaalanına dikkat

ANKARA'dan kendisini 'duyarlı ve sade bir vatandaş' olarak tanıtan K.Ş., ‘‘Depremde gözden kaçanlar arasında Kocaeli Cengiz Topel Havaalanı inşaatı var’’ diyerek şu notu iletiyor: ‘‘Bu havaalanı inşaatı Limak İnşaat tarafından yapılmakta olup bugünlerde geçici kabulü yapılmış ya da yapılmak üzeredir. Depremde ağır hasar gördüğünü fotoğraflarından gördüm. Orayı gören mühendis arkadaşım, devlet memuru olduğu için sizlerle irtibat kurmak istemiyor herhalde. Burada ana terminal binaları ve mütemmimleri ağır hasarlıdır ancak müteahhit buraları onarıp makyajlamaya başladı, başlayacaktır. Kesinlikle yıkılıp yeniden yapılması gerekmekte olduğu söyleniyor. Devlete bir kazık daha girmesin lütfen.’’

Fakir'in teşekkürü

ALMANYA'da ölen Fakir Baykurt, Cumhuriyet'teki (3.10.1999) son söyleşisinde bütün içtenliğiyle ‘‘Bu dünyanın yollarında çok yoksul koşullarda yürümeye başladım. Yazar olmak aklımdan geçmezdi. Olanak buldum, Köy Enstitüleri'nde okudum. Enstitüler bizleri geliştirdi; iyi öğretmenler yaptı; iyi yazarlar olmamıza ortam hazırladı. Köy Enstitüleri olmasaydı, biz olmazdık. Köy Enstitüleri'ni bağrından çıkaran halkımıza teşekkür ediyorum’’ demişti.

Eşinin dediği gibi; ‘‘Fakir'i sevgiler yaşatamadı.’’

Kızılaycı Yüksel Bozer

Hacettepe'den elini çeksin

KEMAL Demir'den sonra Kızılay'ın başına getirilen Prof. Yüksel Bozer'in, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü sırasında devleti ve üniversiteyi çok büyük zararlara uğrattığını, vakıf eliyle büyük rantlar sağladığını, ancak bu iddialardan 'zamanaşımı' nedeniyle kurtulduğunu, arkadaşımız Kamuran Zeren belgeleriyle gözler önüne serdi.

Bunları öğrendikçe gelen gideni aratıyor sözü aklımıza geliyor.

Demirel, Bozer'i üç kez Hacettepe'nin başına getirdi. İhsan Doğramacı örneğinde olduğu gibi ‘Hacettepe Üniversitesi’ni Geliştirme Vakfı'nı kurdu. Kurucu yaptığı Prof. Ahsen Orhun, Yük. Müh. Mehmet Erdem Takçı, Prof. Celal Çelik Taşar, Prof. Turgut Zileli ve Prof. Mustafa Erkmen Böke ile birlikte üniversitenin bütün gelirlerini vakfa aktardı. Üniversiteye tahsis edilen araziyi, üniversite yönetim kurulu kararıyla kurucu olduğu vakfa 49 yıllığına tescil ettirmeye kalkıştı.

Bozer, üniversiteyi geliştirme yolunda ne yaptı? Kocaman bir hiç... Zaten Sayıştay, vakfın çıkar amaçlı kurulduğunu saptadı.

Bozer'in, yeniden rektör seçilemeyince Demirel'e gidip ağladığı, Cumhurbaşkanı'nın da, kendisini Kemal Demir aracılığıyla Kızılay Yönetim Kurulu'na aldırttığı üniversite çevrelerinde bilinen bir gerçektir.

Bugünkü Hacettepe Rektörü Prof. Süleyman Sağlam, Bozer'e karşı savaş veriyor. ‘‘Hukuka aykırı faaliyet ve işlemleriyle vakfa ve üniversiteye zarar verdiği, teftiş sırasında tespit edilen hususların düzeltilmesi uyarısını yerine getirmediği, tavsiyelere aykırı işlemlere devam ettiği, vakfın mallarını senedinde belirtilen gayesine aykırı olarak kullandığı sabit olmuştur’’ diyor.

Bu konuda hukuk savaşı veriliyor. Bu çercevede, Beytepe Kampüsü'nde vakfın üzerine geçirilmek istenen 21 parsel arazi kurtarıldı. Vakfı üzerine geçirilen 193 bin dönümlük iki parsel üzerindeki irtifak hakkı ise, dava yoluyla iptal ettirildi. Bu arada vakıf tarafından haksız olarak mevzuat dışı kullanılan üniversite mekánlarından elde edilen 30 milyarlık haksız kazancın üniversiteye iadesi için açılan dava sürüyor. Buna karşılık Prof. Bozer de, eski üniversitesi aleyhine açtığı karşı dava ile sosyal tesislerdeki teftiş ve donanım bedeli olarak 1 trilyon lira istiyor.

Bozer'i kamuoyu izliyor.



Yazarın Tüm Yazıları