Paylaş
Medyada asgari ücret zammına ilişkin haberler bugünlerde sık yer alıyor. Patronlar her zaman olduğu gibi yüksek zamma karşı çıkarken, işçi sendikaları ve muhalefet partileri insanca yaşanabilir ücreti ısrarla dile getiriyor. Brüt 20 bin 3, net 17 bin 2 TL olan yürürlükteki asgari ücrette yapılacak olası artış oranları yüzde 14 ile yüzde 50 arasında dillendiriliyor.
Asgari ücrete Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yılı için hedeflenen yüzde 14’lik enflasyon oranı kadar zam yapılacağını savunanlar kadar, yine OVP’ye göre 2024 yılında gerçekleşmesi beklenen yüzde 41.5’lik TÜFE oranında artış olacağını kuvvetle dillendirenler de var.
Komisyona emekçileri temsilen katılan Türk-İş’in dışındaki sendikalar ise insan onuruna yaraşır bir ücret için en az yüzde 50-60 arasında zam talep ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (MB) yıl sonu enflasyonunu yüzde 38 öngörüyor.
10 MİLYON EMEKÇİ
Mevcut ücrete yüzde 41.5 oranında zam yapılırsa yeni ücret net 24 bin 57 TL, MB’nın öngörüsüne göre yüzde 38 oranında artış yapılırsa net 23 bin 462 TL, OVP 2025 hedefine göre yüzde 14 oranında zam yapılırsa net 19 bin 382 TL olarak saptanır. Belirlenecek yeni ücret, satın alma gücü her geçen gün eriyen emekçiyi ne denli hoşnut edebilir? Zira 2023 aralık ayında 17 bin 2 TL olarak saptanan mevcut asgari ücret o zamandan bu yana yüzde 36.44 oranında değer yitirerek 6 bin 195 TL düzeyinde eridi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Iş?khanıkhan “Asgari ücretlinin alım gücünü koruyacağız” açıklaması yaparken, TOBB üyesi patronlar “Zam oranı yüzde 30’u aşmasın” diyerek emekçinin beklediği yüksek artışa şimdiden kapıyı kapattı. Patronlar 2025 yılı ücretinin de tek yıllık saptanmasından yana. Hatta bölgesel asgari ücreti savunanlar bile var. 1967-1974 yılları arasında bölgesel uygulanan asgari ücret Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde sonlandırılarak ulusal düzeyde, tek tip uygulanmaya başlandı.
10 milyona yakın emekçi, temmuzda ara zam yapılmayarak 2024’te bir yıllık uygulanan asgari ücretteki kayıpların giderilmesi için en az yüzde 50 artış umuyor. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 19 bin 830 TL’ye ulaştığı dikkate alınırsa emekçinin net 34-35 bin TL beklentisi yadırganmamalı. Zira hayat öyle pahalı ki bugün aldığını, yarın aynı edere alamıyorsun. Aralık başında ilk toplantısını yapacak komisyon çalışmalarında ve kamuoyunda olası zam tartışmaları kuşkusuz gündeme damgasını vuracak.
GÜNÜN SÖZÜ
“Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve halkı sömüren kurumlara sahip toplumlarda, büyüme ya da daha iyiye doğru değişim gerçekleşmez.”
Nobel Komitesi’nin Prof. Dr. Daron Acemoğlu’na ödül açıklaması
BİLİYOR MUSUNUZ?
- Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin iklim krizine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiği ‘İklim Değişikliği Zirvesi’ne fotoğrafçı, gazeteci ve yapımcı Coşkun Aral’ın konuk olduğunu; Aral’ın, dağların mermer ocakları için kesilmesine dikkat çekerek, “Dağlarımızın kesilmesi orman yangınlarından daha tehlikeli. Dağlar kesilince geri gelmiyor. Dağların kesilmesiyle değişen ekosistem var” dediğini...
KİTAPLAR
- Yasemin Sungur ‘Remzi Kanbur Yolumu Kendim Çizdim’ (Nova Kitap),
- Pik-Shuen Fung’un ödüllü ilk romanı Gölgeler Ormanı, Düşbaz Kitaplar’dan, John Bowlby Arşivi’nden Anahtar Metinler Travma ve Kayıp (Çeviri: Taner Güvenir ve Özenç Ertan Öztekin) (Minotor Kitap),
- Nehir Yarar ‘Frankenstein’ın İzinde’ (İthaki Çocuk)
DEPREMİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ
Ülke olarak deprem gerçeğini, son bir hafta içinde sallanan Afyon, Elâzığ, Antalya Kaş ve Malatya’da yeniden hatırladık. Bu gerçeği hep hatırlamak için de Kahramanmaraş merkezli depremde ayakta kalan simge yapılar olan Mimarlar Odası ile Mühendis Odaları binaları için yıkım kararı verilmemeliydi mesela. Ancak aksi yönde bir karar verildi. Oysa, aklı ve bilimi esas alarak inşa edilen o örnek iki yapı ve benzerlerinin korunup gelecek kuşaklara miras olarak bırakılmaları gerekirdi. Çünkü sağlam yapılaşmanın örneği olarak ayakta kalan o iki binanın verdiği deprem dersi; unutma eğilimi olan herkese, ülkemiz gerçeğini hep hatırlatacaktı.
ÜMİT ÖZDAĞ’DAN ÖZGÜR ÖZEL’E PAYLAŞIMLAR
MARUZ VE MAĞDUR
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Özgür Özel’e 11 maddelik ders vermiş. Bundan bir paylaşım yaptık ve özet olarak sunduk. Özel’e de cevap hakkı tanıdık.
- Kürtlerin kendilerini Türkler ile eşit hissedeceği bir çözüm bulacağınızı ifade etmişsiniz.
- Kürt kökenli milyonlarca yurttaşımız kendilerini zaten etnisiteden bağımsızlaştırılmış “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk kabul edilir” ifadesi çerçevesinde Türk kabul ediyor.
- Türkiye’de herkes eşit vatandaşlık haklarına sahip. Eşit olmadıklarını iddia eden PKK/DEM’liler “Biz bu hakları Türk olarak değil, Kürt olarak istiyoruz” diyorlar.
- Vatandaşlığın etnik esasa bağlanmasını isteyen PKK/DEM çizgisi ise anayasada etnik Kürt kimliğinin yer almasını istiyor. Sayın Özel, Siz Kürtleri değil, PKK/DEM çizgisindeki Kürtleri memnun etmekten bahsediyorsunuz.
- PKK/DEM çizgisini memnun etmek için Atatürk’ün mucize gibi bir formülünün sonucu olan ve anayasal vatandaşlığın en mükemmel şekli olan 66. Maddeyi silerek, Yugoslavya, SSCB, Çekoslovakya, Irak, Lübnan anayasalarını taklit ederek kisvesi ile etnisite ile vatandaşlığı bağdaştırmak, Türkiye’nin anılan ülkelerin kaderini paylaşmak anlamına gelecektir.
- Sayın Özel, bu kapıyı açarsanız Zaza kökenli yurttaşlarımız içinden bir grup, Arap kökenli yurttaşlarımızdan bir grup veya Kuzey Kafkas kökenli yurttaşlarımızdan bir grup çıkıp “Eğer etnisite merkezli yurttaşlık verilecek ise biz de isteriz, bizim neyimiz eksik” derlerse “Sizin terör örgütünüz eksik. Kurun bir örgüt. Biraz terör yapın, size de aynı hakları verelim mi” diyeceğiz?
- Ya da başlamışken herkese etnik merkezli yurttaşlık tanımlaması yapalım mı diyeceğiz? Anayasamızı Birleşmiş Miletler listesine mi çevireceğiz?
- Sayın Özel, Atatürk’ün modeli, olabilecek en mükemmel model. Atatürk’ün modelini terk edip Erdoğan-Bahçeli-Öcalan uzlaşmasının ürünü olacak Anayasa değişikliği ve terörle müzakerenin parçası olmayın.
- Sayın Özel, Alevilere AKP tarafından yapılan haksızlıkları düzeltmenin yolu da anayasamıza mezhepleri yazmak değil laik Cumhuriyeti savunmak ve yaşatmaktır.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Av. Sevdagül TUNÇER (Zafer Partisi Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı)
Paylaş