Paylaş
Dar ve sabit gelirliler arasında en çok yoksun olan emekliler. Bu kitle arasında 3.500 lira olan en düşük aylıkla geçinmeye çalışanlar mevcut. Ortalama emekli aylığının 4.660 lira olduğu dikkate alındığında yüz binlerce emekli yeni asgari ücretin oldukça altında gelire sahip. 3 Ocak Salı günü TÜİK tarafından açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile memur ve emekliye 2023 yılının birinci 6 ayı için verilecek zam oranı netleşecek. Son beş aylık enflasyon yüzde 14.04 olarak gerçekleşti.
Öngörüler aralık enflasyonun yüzde 3 olacağı, 6 aylık zam oranının da yüzde 17-18 aralığında belirleneceği yönünde.
3.500, 4.600 veya üzerinde aylık alanlara yüzde 17-18 oranında artış yansıtmak can yakıcı hayat pahalılığında çözüm olmaz. En düşük aylığın net asgari ücret düzeyine, yani 8.506 liraya yükseltilmesi emeklinin öncelikli talebi. Emekli 6 aylık enflasyon artışının yanı sıra ek zam da istiyor.
Dini bayramlarda verilen 1.100 lira tutarındaki ikramiyenin günün koşullarına göre artırılmasını bekliyor.
Aylık bağlama oranını yüzde 35’e düşüren ve düşük emekli aylığına yol açan karma sistemden vazgeçilerek 2000 yılı öncesi gibi katsayı ve gösterge sistemine dönülmesi, büyümeden pay verilmesi olmazsa olmazları.
NE İSTİYORLAR
2000 yılı sonrası emekli olan SSK ve Bağ-Kur emeklilerini kapsayacak intibak yasasının çıkarılması, hastaneye tedaviye ya da eczaneye ilaç almaya gittiğinde aylıklarından kesilen katkı payı uygulamasının sonlandırılması diğer önemli talepleri. Çalışırken adlarına yıllarca yüzde 12 sağlık primi ödenen emekli haklı olarak katkı payına isyan ediyor. Vergi iadesi yerine aylığının yüzde 4-5’i kadar verilen ek ödemenin yüzde 8-10’a çıkarılması istemleri arasında.
Siyasi irade, EYT’lilerin katılmasıyla sayıları yakında 16 milyonu aşacak dev kitle emeklinin taleplerine kayıtsız kalmamalı. Gerçekleşmezse kendilerini üvey evlat gibi görecekler. ‘Devlet baba’nın evlatları arasında ayrımcılık yapmayacağına inanıyorlar. Şükrü KARAMAN
ASKERİ ALANLAR YEŞİL ALAN KALMALI
ASKERİ alanların imara açılması İstanbul’a yapılabilecek en büyük kötülüktür. Biz bugün yapılan bu kötülüğü yıllar önce öngörüp engel olmak istemiştik. İstanbul’daki tüm askeri alanların imara açılmasını tamamen önleyecek projenin startını vermiştik.
Keşke sonuçlanabilseydi. F.Ç.
CHP’DE KONTENJAN KONUSU SIKINTILI
AYDINLIK’tan İsmet Özçelik, CHP’de milletvekili adayları nasıl belirlenecek diye soruyor, geçen seçimde listeye giremeyenlerin, CHP Tüzüğü’nü (madde 52) hatırlattıklarını ve tüzük hükümlerinin uygulanmasını istediklerini yazıyor.
Konunun uzmanı CHP’li eski bir milletvekili kendisine şöyle demiş:
“Siyasi Partiler Kanunu ve Parti Tüzüğü. İlgili maddeler çok açık. Seçimde başka partilerle ittifak olabilir. Bu durumda ön seçim yapılmayabilir. YSK’ya verilecek 600 kişilik aday listesi merkez yoklaması ile belirlenebilir. Ancak bu durumda tüzük devreye girer.
Tüzükte açıkça yazıyor: ‘Bir kişi iki dönem üst üste merkez adayı gösterilemez.’ Bu da şu demektir.
Bir önceki seçimde adaylar. 600 kişi merkez yoklaması ile belirlenmişti. İçlerinde şu andaki milletvekilleri de var. Tüzüğe göre hiçbiri aday gösterilemez. Gösterilirse iş yargıya taşınır.”
Tüzük hükümlerinin tartışmaya açık olmadığını biliyor musunuz? Konu çok ciddi gözüküyor!
İŞÇİ HAKLARI ISKALANAMAZ
DEMOKRATİK parlamenter sistemlerle yönetilen ülkelerin anayasalarında işçi hakları anayasanın temel taşlarıdır.
Altılı Masa henüz iktidar çalışma programını hazırlamadan ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi’ni kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu taslaktaki öneriler bazı yönleri ile eleştirilse bile en önemli eksiklik, işçi haklarının öneri kapsamına alınmamasıdır. Bu kasıtlı olmasa da inanılmaz bir unutkanlıktır ve işçi sınıfının desteğini kaybetme sonucunu bile gündeme getirebilir.
Bunları anlatan Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Dr. Engin Ünsal, taslağa ‘sendikalar grev hakkını dilediği zaman kullanabilmeli, ordu, polis dışında tüm memurlara grev hakkı tanınmalı, Anayasa’da lokavt bir hak olarak yer almamalı, grev ertelemesine hükümet değil yargı karar vermeli, işçilerin sendika üyeliği kolaylaştırılmalı, toplu sözleşme imzalamış olan işverene sürekli yüzde 5 gelir vergisi indirimi tanınmalı, sendikaların siyaset yapma hakkı kabul edilmeli’ gibi hükümlerin eklenmesinin gerektiğini belirtiyor.
DİGİTÜRK SES VER
GAZETECİ arkadaşımız Okan Sarıkaya, sosyal medyada yazıyor, “Digitürk çıldırtıyor” diye. Gazete bürosu ile beIN MEDIA Grup Genel Müdürlüğü arasındaki mesafenin tam 44 adım olduğunu belirterek “Camdan seslensem rahatlıkla sesimi duyurabileceğim uzaklıktaki bu şirketin, yayın sıkıntımızı çözmesini iki aydan fazladır dört gözle bekledik” diyor. Bu büyüklükte şirketin daha iyi organize olması gerektiğini söylüyor.
“Mağdurlar olarak platformlar ve WhatsApp grupları oluşturduk, hâlâ ‘Derdiniz nedir?’ diye soran olmuyor” diyenlere karşı sessiz kalınması doğru mu?
KURAKLIĞIN FARKINDA DEĞİL MİYİZ?
YENİ yıl nedeniyle “2022’de neler oldu?” diye soruluyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, Karadeniz’de doğalgaz bulunması, Altılı Masa ve EYT’liler gibi olaylar gündeme getiriliyor, kimse ‘kuraklığın’ getireceği tehlikeden söz etmiyor. Kuraklığı pek ciddiye alan yok gibi. Yeni yıla giriyoruz, hâlâ batı bölgelerine değil kar, yoğun ve güçlü bir yağmur yağışı bile olmadı. İstanbul’un barajlarında ilk kez bu aylarda su seviyesi en düşük seviyesinde (yüzde 34’lerde).
Kuraklığın ne kadar vahim olduğunu kavramayanlar ‘tasarruf’ sözcüğünü dillerine almıyor!
YENİ YILDA NELER İSTERİM?
“Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için, en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir.
Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, cahilliktir, kılavuzluktur. (22.09.1924-Samsun),
Mustafa Kemal ATATÜRK
(Prof. Dr. Mehmet Ali Körpınar’dan)
Paylaş