Paylaş
Çubuk’a bir açık hava müzesi gerek
Yazın bu en sıcak günlerinden birinde ve tam 14 saat boyunca çarpışan 250 bine yakın askerden günümüze ne kaldı? En azından savaşın yapıldığı yeri biliyor muyuz? Peki; Ankara’nın tek uluslararası havalimanı adının Timur’un komutanlarından İsen Buga’dan geldiğini, Çubuk’taki birçok köyün adının savaşın anısını yaşattığını biliyor muyuz? Ankara Savaşı’nın geçtiği yerde çağdaş bir açıkhava müzesi kurarak; hem tarihin sayılı savaşlarından birinin anısı yaşatıp hem de dünyanın savaş gezginlerini ilçeye çekerek Ankara’nın bir ilçesini daha turizme kazandıramaz mıyız?
Tarihi kaynaklar; Ankara’da ilki Suriyeli Seleukos kralı II. Callinicos ile kardeşi Antiochus Hierax arasında (MÖ 246, 241 veya 237’de), ikincisi Romalı Pompeius ile Pontus Mitridates arasında (MÖ. 66’da) ve son olarak Yıldırım Beyazıt ve Timur arasında (1402’de) olmak üzere üç büyük savaş yaşandığını yazar. Üstelik bunlardan ikincisi ve üçüncüsü aynı yerde, Çubuk Ovası’nda yaşanmıştır. Bunların haricinde birçok saldırı, kuşatma ve hatta kısa süreli işgaller yaşayan Ankara’nın adıyla anıla gelen 1402 Savaşı’nın, başkentimizin olduğu kadar Türk tarihindeki önemi de büyüktür.
Bazı tarihçilere göre İstanbul’un fethinin 50 yıl gecikmesine neden olan Ankara Savaşı’yla, Osmanlı İmparatorluğu ilk yenilgisini alırken, Anadolu’da Fetret Dönemi olarak adlandırılan ve 11 yıl sürecek bir iktidar boşluğu başlar. Bugün her Ankaralı, tarihin en büyük meydan savaşlarından biri olan bu tarih olayının, Ankara’da gerçekleştiğini bilir ama savaşın gerçekleştiği yeri bilen çok azdır. Ankara’nın tek uluslararası havalimanının Timur’un komutanlarından birinin adını taşıdığını da pek kimse bilmez. Bilinmeyenler bir yana; yörenin toprağının şehit kanlarından dolayı kırmızı olduğu, Timur’un fillerini ormanda sakladığı şeklindeki bazı bilgiler de birer şehir efsanesi halinde yayılmaya devam eder.
ALTERNATİF TURİZM
Öte yandan dünyada gelişen alternatif turizm arayışları içinde sadece savaş mahallerine yönelik bir eğilim giderek yükselmekte, birçok gezgin sadece büyük savaşların geçtiği yerlere gitmektedir. Hatta bazı ülkelerdeki savaş alanlarında, dönemin giysileri ve savaş aletleri kullanılarak halkın da katıldığı canlandırmalar yapılmaktadır. Kısacası, Müze yapıp da Osmanlı’nın yenilgisini mi anacağız?” şeklindeki demode görüşleri artık terk ederek Ankara Savaşı’nın geçtiği yerde kurulacak çağdaş bir açıkhava müzesiyle hem tarihin sayılı savaşlarından birinin anısı yaşatılacak hem de dünyanın savaş gezginleri Çubuk’a çekilerek Ankara’nın bir ilçesi daha turizme kazandırılmış olacaktır.
Timur ÖZKAN
Bakanlıklar mı, Valilik mi?
Tatilse herkese tatil olmalı
“ANKARA’da memurum. Raporlu olarak kalp rahatsızlığım var. Valiliğin açıklamasına göre aşırı sıcaklardan dolayı tatil... Fakat çalıştığım bakanlıkta, “Bizi ilgilendirmez işe gelmek zorundasınız” dediler. Ben de Başbakanlık BİMER’e email attım. Aradılar sağolsunlar ve “Tabi ki sizi de kapsar, tüm Ankara’daki kamu kuruluşlari için” dediler.
“Tüm Ankara için geçerli sadece valiliği kapsar mı hiç” dediler.
Ardından bir de Valiliğin 0312 306 66 40 numarali yazI işleri müdürlüğünü aradım. Başbakanlığın söylediğinin tam aksine “Hayır sizin gibi bakanlıklarda çalışanlara tatil yok, sadece valilik ve bünyesindeki bağlı kurumları kapsıyor” dediler. Ama Başbakanlık böyle diyor dedim, şaşırdılar. Valla biz valilik olarak Başbakanlığa üstümüz olduğu için talimat veremeyiz dediler.
Peki o zaman hangisi doğru? Böyle birşey olabilir mi? Pes! Bu aşırı sicaklardan dolayi tatil sadece valilik için mi yoksa tüm Ankara’daki kamu personeli için mi? (Engelli, hamile ve raporlu hasta). Sadece valilik içinse, bakanliklarda çalışanlarınki engellilik veya hamilelik olmuyor mu? Kışın aşırı kar yağdığında da da aynı saçma durum yaşandı, bir karar versinler artık, hangisi doğru ise doyurucu bi açıklama yapsınlar.
Tatilse herkese tatil, değilse kimseye değil!”
Güzel bir yazı; yanıtını kim açıklayacak... Geç kalmamak da gerek.
Elektrikte keşmekeş
26.07.2012 tarihinde Mamak’taki apartmanımızın yarısının elektrikleri kesildi. Baktırdığımızda bina girişindeki kofraya bir fazın gelmediği anlaşıldı. 12.00 civarında apartman yöneticimiz Hayati Doğan 186’yı arayarak arızayı bildirdi. Ekip, 10 saat sonra 22.00 civarında geldi. Arızanın direkle apartman girişi arasında tespit edilmesi gerektiğini ve arıza tespiti için 200 TL yatırmamızı, ayrıca elektriği kestirmemiz için de ertesi gün tekrar arızayı arayıp bildirmemizi istediler. Ertesi günü arızayı arayıp durumu ilettik. Arıza tespiti için ekip geldi ancak bu sefer elektriği kesmek için ekip gelmedi. Arıza tespit ekibi de beklemeden gitti. Bu rezilliği görüyor musunuz? 10 saat sonra arıza için geliyorlar, arızayı gidermiyorlar ve ertesi güne erteliyorlar. Tam bir keşmekeş... Bu arada bizim buzdolabı ve deepfreeze‘deki yiyeceklerimiz bozuluyor ve yaşadığımız streste çabası. Özel firmalar devletçe iyi denetlenmedikçe bunların iyi bir hizmet vereceğini beklemek hayalden öteye geçmeyecek. Başkette yaşıyoruz ve aldığımız hizmetin kalitesi bu. Bu keyfiliklerinin ve sorumsuzca hareketlerinin takibi ve daha fazla vatandaşın mağdur olmaması için gazetenizde yer verir misiniz efendim.
Ayhan INAN- TSE Daimi komite üyesi
Paylaş