ASO’nun yeni başkanı Nurettin Özdebir, müjdeyi verdi:
"Ankara en kısa zamanda sanayi şehri olacak."
Bütün ekonomi kitapları yazar. Bir şehrin sanayi şehri olabilmesi için şu koşullar gereklidir:
Hammadde: Ankara’da yok. Yüksek maliyetle uzaktan getirilebilir.
Enerji: Ankara, petrol ve doğalgaza dayalı pahalı enerji kullanıyor. Kullandığı enerji de yetersiz.
Ucuz insangücü: Yok. Vasıfsız, asgari ücretli bir işçinin maliyeti; servis, yemek, sağlık giderleriyle 800-1000 YTL. Oysa sanayi, yarı yarıya vasıflı insangücü ister.
Ucuz ulaştırma ağı: Yok.Ankara; kara, demir ve hava yoluyla ürettiği malları dağıtmaya mahkum. Rekabete dayanamaz.
Sermaye: Yok. Banka kredisiyle çarklar uzun süre dönmez.
Su kaynağı: Yok.
Zehirli sanayi atıklarını imha tesisleri: Yok.
Plansız Organize Sanayi Bölgesi ve KOBİ modası çok değil üç yıl içinde birçok işverenin, kredi kuruluşunun ve en fenası da vatandaşın tamamının canını yakacak.
İnşallah ben yanılırım. ’Ekonomi kitapları muhakkak yalan yazmış’, derim.
Nail TAN
Çankaya Belediyesi’nden vatandaşlara uyarı: Çöpleri büyük poşetlere koyun
OKURUMUZSüleyman Yalçın’ın belediyelerin gece çöp toplama işlemi sırasında çöp arabalarından çıkan egzos ve gürültü kirliliği şikayeti üzerine yazdığımız ’Dilerim kansere yakalanmazlar’ (3.9.2007) başlıklı yazıya Çankaya Belediyesi bir açıklama yaparak vatandaşlara şu uyarıda bulunuyor:
"Belediyemiz çöp araçları şu an Avrupa kentlerinde kullanılan belediye çöp araçları ile aynı özelliklere sahip son derece yeni ve gelişkin araçlardır. Gelişmiş dünya başkentlerinde de aynı sisteme sahip çöp araçları kullanılmakta ve bu araçlarda özellikle kompresörle çöp sıkıştırma işlemi sırasında gürültü çıkarmaktadır. Şu an bundan daha iyi bir sistem ne yazık ki bulunmamaktadır. Çöp araçlarımızın ekzos muayeneleri ise düzenli olarak yapılmakta, yaptırılmaktadır.
Sayın Yalçın’ın belirttiği gibi sokakların darlığı ve yanısıra aynı apartmanın önünde büyük poşetler halinde değil de tek tek küçük poşetler halinde bırakılması çöp toplama işini geçiktirmektedir.
Bu tip dar sokaklar ise ülkemize ve başkentimize özgü olmayıp bütün dünya kentlerinde de bolca bulunmaktadır.
Bu koşullarda sorunun çözümü, çöplerin her apartmanın önünde tek tek küçük poşetler halinde değil büyük poşetler halinde bırakılması konusunda gerekli duyarlılık ve alışkanlığın yerleşmesiyle olanaklı olabilecektir.
Bu alışkanlık oturtulabildiğinde çöp toplama işi çok daha hızlı gerçekleşecek ve trafik ses ve ekzos dumanından kaynaklı olası sorunlar en alt düzeye çekilebilecektir. Bu vesileyle bir kez daha tüm Çankayalı yurttaşlarımızı çöpleri zamanında çıkarmaları ve tek tek küçük poşetleri büyük poşetlerde birleştirmeleri konusunda gerekli duyarlılığı göstermeye çağırıyoruz."
Gökçek’in aklından geçeni bir öğrensek...
BEN Balgat’ta Dr. Sadık Ahmet Caddesinde oturuyorum. Konya Yolu kenarında belediyeye ait yeşil alan gözüken fakat 10-12 yıldır bekleyen bu alana çevrede tamiri yapılan evlerin inşaat molozları dökülüyor. Biz de bunu Çankaya Belediyesi’ne bildirerek ara ara temizletiyoruz.
Ancak aynı görev bilincini malesef Büyükşehir’den göremiyoruz.
Burada eskiden Dede Çeşmesi diye bilinen 3-4 çeşme vardı. Bizim işi bilen yöneticilerimiz zamanında bu ceşmelerden akan suları kanala vermişler. Durumu muhtarımız kanalıyla dilekçe vererek Büyükşehir’e bildirdik. Su kesintilerinin olduğu günlerde ASKİ’den gelip bu suyu buldular; bir boru ile uygun bir yere çektiler ve buraya depo yapılacak deyip gittiler...
Gidiş o gidiş... Ne arayan var ne soran.
Şimdi ne olacak? Bir daha mı suların kesilmesini bekleyeceğiz. Yoksa Sayın Gökçek’in bu değerli arsa ile ilgili farklı düşünceleri mi var.
H.N
’Taksimetre bozuk’ yeni taktik mi
4 EYLÜL günü saat 20.00 civarında Karum Alışveriş Merkezi’nin önünden Karum taksi 06-T-2619 palakalı araca bindik. Bilkent’e gitmek istediğimizi söyledik. Taksi şoförü Bilkent köprüsünde azami süratın 50 km olarak yazdığı yerde 100 km hızla hepimizi zıplatarak ve yanındaki özel araçla yarışarak bizi gideceğimiz yere götürdü. Tam arabadan inecekken taksimetre bozuk, ara sıra bozuluyor böyle diyerek bizden fazla ücret istedi. Taksimetreyi yaptırın dediğimizde ise, ilk kez oluyor, dedi. Ben herzaman bu istikamette taksiye bindiğimi söyleyincede 25 YTL verin dedi. Taksileri kim denetliyor bilmiyorum ama Başkente hiç yakışmayan bir davranışla karşılaşmak bizi çok üzdü. Dilara YILDIZ