Ankara’da ne kadar sağlıklı gıda yiyoruz

Ancak bazı yiyececekler tereddüt uyandırmaktadır. Daha önceleri gazetenizde bir haberde tahin helvasının 8 TL’den aşağı maliyetinin mümkün olmadığı yazılmıştı. Ama birkaç belirli firma 12-13 TL’ye helva sattıkları halde, çoğunluk firmalar 6-7 TL arasında satmaktadırlar. Necatibey Caddesi’ndeki meşhur bir firmada baklava 30, su böreği 20, çok yakınındaki resmi bir müessesenin kantininde ise baklava 7, su böreği ise 6 lira... Bu fiyatlara akıl ermiyor. Üstelik, son zamanlarda şeker şurupunun öne çıktığı bilinmekte olduğu için, yukarda sözünü ettiğim kantinin camına “Mamüllerimizde, hiçbir suretle şeker şurubu ve sağlıksız ürün kullanılmamaktadır” notu bulunmaktadır.
Burada kafa karışıyor; evet pahalı satan firmanın kiracı ve diğer masrafları çok, kar hırsı çok fazla olabilir ama arada bu kadar büyük fiyat farkı da olmaması icap eder. Acı badem kurabiyesi şeklen aynı, gramaj olarak aynı, fakat birinde 6; diğerinde 1.7 lira... Bu kadar büyük fark olmamalı.
Meslek odaları var. Niye bu konunun üzerine düşmezler? Halkın sağlığı ile büyük oyunlar oynanıyor. Sağlıksız yeni bir nesil çığ gibi büyüyor.
Tarım Bakanlığı, TOBB, esnaf odaları, STÖ ve belediyeler yapılan bu sahtekarlıkları sergilemelidir. Vatandaş da ne aldığını bilmeli.
Bunu yurtdışında yapamazsınız. Herşeyin üzerinde tüketiciye bilgi verilir.
Bu arada Ankara Büyükşehir Belediyesi bir çok noktada meyve suları satıyor. Acaba bu meyve suları konsantre mi yoksa hakiki sıkma meyve suyu mudur?
Niye bunu açıklayıcı bir etiket yoktur?
Amerika’da portakal suyu yüzde 100 saf, hem de ‘Tetrepak’ kutularda, gayet hijyenik bir şekilde 250 gramı 0.26 cente (=40 kuruş) satılmaktadır.
Portakalın bu kadar bol olduğu bir ülkenin başkentinde ise hiç de hijyenik olmayan şartlarda etiketsiz olarak 100 kuruşa yani 2.5 misline satılmaktadır.
Allahım bu ne kar böyle...
Doğan VOLKAN

Bağkur’dan emekli olamam mı

TORBA Yasası’nın getirdiği kolaylıktan istifade etmek için Bağkur’a olan borçlarımı yapılandırdım. Ortaya çıkan borç ödenince emekli olabiliyorum.
Kredi kullanmak için Bağ-Kur’dan aldığım belgeyle Ziraat Bankası’na başvurdum. İşlem sonunda benim başka bankaya olan takipli borcum nedeniyle kredi kullandırılmadı. Moralim bozuldu. Çünkü hem emekli olamıyorum, hem de sağlık güvencem yok.
Bu yasanın maksadı; devletin alacaklarının tahsili idi. Bu maksatla kullandırılacak kredinin de bir istisnasının olması gerekir diye düşünüyorum. Kullandırılacak kredinin karşılığında emekli maaşı bir güvencedir ve başkaca bir şart aranmadan emekliliği hakeden herkese bu kredinin kullandırılması gerekmektedir.
Aksi halde yasa ile elde edilmek istenen maksada ulaşılamaz.
Mehmet YAVUZ