ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 200.000 kişiye istihdam yaratacak projesi gündemde. Basına yansıyan kadarıyla proje, kayıt dışı ekonomiyi azaltacak, sigortasız işçilerin bir bölümünü sigortalı hále getirecek. Sigortasız işçi çalıştıranlara da hapis cezası getiriliyor.
Türkiye’de pek çok kanun, sosyal ve ekonomik gerçeklerle bağdaşmadığı için ya hiç uygulanmıyor ya da güçsüzlere, zavallılara uygulanıyor. Söz gelimi; sigara yasağından, kaçak elektrikten yok denecek kadar ceza kesildi. Küçük ticari kuruluşların çoğu aile işletmeleridir. Aile bireyleri, bir araya gelip aylık 400-500 YTL gibi küçük bir kazançla ticaret veya üretim yaparlar. Ankara’nın pek çok dükkanı kiralık veya satılık... Sigortasız işçi çalıştırana hapis cezası gelirse bu küçük işletmeler de kapanacak.
Benim daha gerçekçi bir önerim var.
10.000’den fazla sigortalı işçi çalıştıran işadamı ve şirketlerden 0 (sıfır) gelir ve kurumlar vergisi, 5.000-10.000 arası %5, 100-5.000 arası %10, yüzden aşağısı için de %15 gelir vergisi alınmalıdır. Yeter ki işyeri sahibi sigortalı işçi çalıştırsın. Vergisini hiç veya çok az veren iş adamı veya şirket, ürettiklerinin, çalıştırdığı insanların vergileriyle ekonomiye yeterli katkıda bulunacak, yeni yatırımlar da yapacaktır. İşadamından korkmayalım. Yeter ki, binlerce işadamımız, büyük şirketimiz olsun, zenginleşip harcama yapsınlar. Her harcamanın vergisi nasıl olsa devlete dönecektir.
Diğer yandan ülkemizin pek çok okul, hastane, kültür merkezi, üniversitesini işadamlarımız kısa sürede tamamlayıp devlete teslim ettiler. En son Mehmetçik Vakfı ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü’nün ihtiyaçlarını seve seve karşıladılar. Bu işler, devlet için gelir vergisi almaktan daha kárlı değil midir? Bu işleri yapmayıp devlete vergi diye verseler, o verginin %25’i bile okul, hastane, kültür merkezi ve üniversite yatırımına dönüşmez.
Gelir vergisini önerdiğim oranlara çekmek, istihdamı patlatacak, vergiden bir almayıp beş geri alma yolunu açacaktır.
Nail TAN-Y.AYRANCI
Gericiliğe izin vermeyelim
ÜNİVERSİTE Konseyleri Derneği’nin öncülüğünde pazartesi günü başlayan ’Üniversiteden Türbana Hayır’ imza kampanyası ilk gününde Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen 1000 imza ile devam etmektedir.
Yapılan açıklama şöyle:
"Gerici ve liberallerin ’türbana özgürlük’ ittifakı Türkiye üniversitelerinin yüz karasıdır!
Türbanın neyi örttüğünü görmemekte ısrar eden, türbanı özgürlükler zemininde ele almakta direnenlere aydınlanmacı, kamucu ve yurtsever akademisyenler olarak sesleniyoruz: Türban bugünün Türkiyesi’nde ’bireysel özgürlük’ konusu değildir. Türban, AKP’nin gericiliğini-piyasacılığını örtüyor, türban ABD emperyalizmini, ABD’nin AKP eliyle Türkiye’yi İslam Cumhuriyetine dönüştürme sürecini örtüyor.
Üniversitede türbana izin vermeyeceğiz; biliyoruz ki türban aklın ve kadının esaretidir, gericiliğin hakim kılındığı yerde bilim yapılamaz. Biz aşağıda imzası olanlar ülkemizi ve üniversitemizi gericiliğe teslim etmeyeceğimizi ilan ediyoruz."