Ampullü ve oklu partinin akıbeti

AKP ve CHP’nin amblemlerinden yola çıkarak Türkiye’de, ‘yarım ampul ve beş oklu’ bir amblemle ‘Kalkınma ve Eşitlik Partisi’ adıyla bir parti kurduğunu bir basın toplantısıyla açıklayan Bedri Şefik hakkında Bulgaristan makamları, yakalanması için İnterpol kararıyla ‘kırmızı bülten’ çıkarttı.

İstanbul’da olduğu belirtilen Şefik’in yakalanma kararının Türkiye’ye ulaştığı öğrenildi.

Şefik ve ailesi, 1989’da sınırdışı edilenlerle birlikte Türkiye’ye geldi. Sofya Üniversitesi’nde matematik öğrenimi alan Şefik, İ.Ü.’de öğretim görevlisi olarak çalıştı. Daha sonra ‘Saka’ şirketler grupu ile iş yapmak üzere Bulgaristan’a gitti; Bulgaristan’ın verdiği ‘çifte vatandaşlık’ hakkını kullandı. Saka grubunun, Varna-Devnya kentinde Özelleştirme’den şeker fabrikası ve limanı aldığı ancak daha sonra kurduğu şirketlerin aracılığıyla bu tesisleri üzerine geçtiği resmi evraklarda ortaya çıktı.

Son üç yılda Şefik hakkında davalar açıldı; çünkü bu tesislerle ilgili sözleşme hükümlerini yerine getirmemişti. ‘Sofya Demirbank’ şubesinden aldığı 3 milyon dolar krediyi ödeyemedi. Banka haciz koydu, fabrika bir başka kişiye satıldı. Bu arada Bulgaristan Maliye Bakanlığı, vergi ve gümrük vergilerini ödemediği gerekçesiyle hakkında 21.11.2003’de yurtdışına çıkış yasağı konuldu; ‘dolandırıcılık’tan dava açtı. Şefik’in 2004 aralık ayında Türkiye’de olduğu anlaşıldı; Bulgaristan’dan hangi yolla kaçtığı Bulgaristan tarafından soruşturma konusu oldu.

Zora düşen Bedri Şefik, ‘dokunulmazlık’ kazanabilmek için parti kurararak milletvekilliğine soyundu. Türkiye’deki bazı göçmen derneklerini kullanarak, topladığını ileri sürdüğü 830 ‘kurucu’ üye (Bulgaristan’da bir parti kurabilmek için 500 imza gerekiyor) ile yarım ampüllü ve beş oklu ‘Bulgaristan Kalkınma ve Eşitlik Partisi’ni ‘kurduğunu’ Sefaköy’de açıkladı. Arkasındaki güçün Bulgaristan’ın eski Başbakanlarından İvan Kostov’un bulunduğu öne sürülüyor.

PARTİYE İTİRAZ

Ahmet Doğan’
ın Genel Başkanı olduğu, şimdiki hükümetin koalisyon ortağı Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) Türkiye temsilcisi Enver Hatipoğlu şunları anlatıyor:

Jivkov’un 1989’da sürdüğü soydaşlarımız üzerinde, seçimler öncesinde çeşitli oyunlar oynanmak isteniyor. HÖH’ü yıpratmak için Türkiye’de sahte belgelerle parti kurulabilir mi? Ne yazık ki, bazı kurucu belgelerinin sahte imzalı olduğu ortaya çıktı. Bulgaristan basını, Bedri Şefik hakkında ‘Bulgaristan’ı dolandıran kişi Türkiye’de parti kurdu, karşımıza milletvekili olarak çıkmak istiyor’ diye başlıklar attı. Bazı kurucular, yaptıkları itirazlarda ‘Ben oturma izni amacıyla derneğe dilekçe vermiştim, kurucu yapılmışım’ diyorlar. Bu gelişmeler üzerine Bulgaristan Seçim Kurulu, kamuoyunun tepkisi üzerine, Şefik’in partisinin seçimlere katılmasını kabul etmedi. Bedri Şefik hala yargı yolunu zorluyor; HÖH’ü bazı eller aracılığıyla parçalamak istiyor. Soydaşlarımızın, Türkiye’de üzerinden bazı kişilerce oynanan entrikalara alet olmayacağını bekliyoruz.’

Bulgaristan’daki seçimler üzerine yazacak çok şey var.

3 Ekim ve Schöder

DÜNKÜ seçimden sonra burada (Almanya’da) ilginç bir siyasi tablo oluştu. İktidardaki koalisyonunun elinde hiç bir ortak eyalet kalmadı. Schröder’in 18 Eylül’e kadar erken seçim kararı alması gerekiyor. Almanlar erken seçime alışkın değil. 1949 yılından beri sadece 2 kez erken seçim yapılmış; 1972’de (Willy Brandt, SPD) ve 1982’de (Helmut Schmidt, SPD).

Tabii bu arada 3 Ekim müzakere tarihi bizim açımızdan önemli. Ama 72 milyonluk Türkiye’nin geleceğini Schröder’e bağlarsak olacağı da budur!

Ozan TANDIR

Karpuzda kayıt dışını önledik

TARSUS
Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, ‘Karpuz bu yıl bol ancak sorun da var’ (18.5.2005) başlıklı yazımıza şu açıklamayı gönderdi: ‘Okurunuz Kemal Erkeç 2004 yılı sezon süresince ve geride kalan belli yıllarda belediyemiz tarafından açılan kavun-karpuz pazarında simsarlık yapmıştır. Okurunuzun belediyemizin yaptığı bir kontrolde, belediye rüsumunu ödemediği ve üreticiden kesilen yüzde 10’luk kısmın tamamının kendilerinde kalması amacıyla tarladan satış yaptığı tespit edilmiştir. Ayrıca simsarlık yaptığı dönemlerde kazancına ilişkin beyanda bulunmamış, vergi mükellefi olmamıştır. Devletin gelir kaybına sebep olan kişi, ben ya da kurumum değil bizzat kendisidir. Kemal Erkeç’in karpuz pazarında simsarlık yapmaması konusunda bizzat üreticiler tarafından belediyemize birçok şikáyet gelmiştir. Karpuz pazarı kurulması ile bir ölçüde de olsa tarlalardan mal satışının önüne geçilmiş, kayıtdışı işlem yapılması engellenerek satış işlemi kayıt altına alınmıştır.’

Güzel sözler lafta kalmasın

AKP
içerisinde bazı güzel söylemler var. Fakat yine bu söylemlere AKP içerisinde karşı çıkan çatlak sesler de var. Nitekim devletin kendi içinde komisyonculuk yapan Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ile meyve-sebze toptancılarını kapatacağını söylemesi olumlu bir gelişme idi. Zira evlerimize meyve sebze 5-6 el sonra değil, 3 ve 4’üncü elden girecek, böylece fiyatlar yüzde 10 civarı düşecekti. Yine DMO aradan çıkarak arada bıraktığı yüzde 10-20 kazanç ortadan kalkarak kurumlar ürünlerini çok daha ucuza alacaktı.

Güzel söylemlerin sadece lafta kalmaması, uygulamaya geçmesi gerekir. Oy kaybetmek uğruna bazı güzel söylemlerin hayata geçirilmemesi, bu ülke için en kötü bir olaydır. Zira bu uğurda çok şey kaybettik.

Mehmet DEĞİRMENCİ-ANKARA

Bağ-Kur’luya af ödül değil mi

KONYA’dan Fikret Küçükmumcu yazıyor:

1993 yılından beri Bağ-Kur’luyum. Primlerimi düzenli olarak yatırdım yıllardır. SSK ve Bağ-Kur’luya af çıkardılar.

20 yıldır ödemelerini yapmayanlar toplu olarak ödüyor, emekli oluyor. İyi güzel de bizim günahımız ne? Ben 12. basamaktayım, örneğin 18’e yükseltmek istediğimde benden para istiyorlar. Hiç olmazsa ödemelerini düzenli yapıp kademe yükseltmek isteyenlerden teşvik için para almasınlar.

‘Kemalistler’

AMERİKA’
da Türkiye ile ilgili bir başka kitap da Muammer Kaylan tarafından ‘Kemalistler’ (The Kemalist, Islamic, Revival and the Fate of Seculer Turkey) adıyla yayınlandı.

1950-60’lı yıllardan itibaren Yeni Sabah ve Akşam’da haber yönetmenliği, daha sonra Hürriyet’in ABD muhabirliği ve Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulunan Kaylan, ‘Prometheus Books Yayınevi’ tarafından yayınlanan kitabında, Türkiye’de devrimlerin nasıl yapıldığını, bu devrimlerin 1950 yılından itibaren gelmiş geçmiş politikacılar tarafından nasıl baltalandığını anlatıyor. Halen Florida’da yaşayan Kaylan, kitabıyla ilgili olarak şöyle diyor:

Türkiye’deki olumsuz gelişmeler yüzünden, 1994 yılından itibaren ‘Kemalistler’ kitabını yazmaya başladım. İngilizce yazdığım kitap, yalnız devrim yıllarındaki çocukluk anılarımı değil, Babıali’de geçirmiş olduğum çok heyecanlı ve ilgi çekici olayları da içeriyor. Yazılışı 10 yıl süren kitabımda, Atatürk yıllarından başka İsmet İnönü ve Adnan Menderes dönemlerini de anlatmaya çalıştım.’

Dinar’a orman yakışır ama

SAATLERCE gidiyorsun.. Orman kalmamış. Ağaç da yok, çalı da. Bir ilçe merkezine giriyorsun: Orman İşletme Şefliği. Neyi işletiyorlar acaba? Dağların kuytu koyaklarında son ağaç kümeleri kalmıştır; belki onları... Onlar da lojmanları kışın ısıtmak için. Ormanlarla kaplı olması gereken dağlarda, tepelerde gölgesinde dinlenecek ağaç yok... Dinar... Çırılçıplak tepelerde karakeçi sürüleri. Karakeçinin olduğu yerde ağaç da, çalı da kalmaz... Oysa Dinar’a orman yakışır. Bu gidişle, depremlerin ardından seller de vuracak Dinar’ı... Keçi sürülerinin yaptığı yıkım, yangınlardan da fazla..

Prof. Dr. Emrullah GÜNEY-Dicle Üniversitesi

GÜNÜN SÖZÜ

‘Kendi onurunu koruyan, insanlığın da onurunu korumuş olur.

(Immanuel Kant)


Biliyor musunuz?

DYP’de 1991 yılından beri milletvekilliği yapmış partililerin bugün Ankara’da Halit Dağlı’nın Adana Sofrası restoranında öğle yemeğinde bir araya gelerek, DYP kongresi sonrası gelişmeleri değerlendireceklerini... KAMU İhale Kurumu Başkanı Sener Akkaynak’ın, geçmişteki müteahhitlik karnesi dolaşımının 5 bin tane proje mezarlığı sonucunu doğurduğunu söylediğini...

MESAJ PANOSU

BEYLİKDÜZÜ Belediyesi’nin düzenlediği ‘Her Fidana Bir Fidan’ (Odamda Bir Orman Büyüyor) kampanyası kapsamında bugün Bizimkent İlköğretim Okulu’nda 10 bin çocuğa, 10 bin fidan dağıtılarak, 5 okul ve öğretmenevi protokolu da imzalanacak. 0212-873 00 95

DENKTAŞ, bugün Cumhurbaşkanı Sezer ile kahvaltı edecek, Bülent Ecevit ile görüşecek; daha sonra Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı Devlet Konukevi’nde (Ulus’taki Ankara Palas) ‘Ulusal Uzmanlar Grubu’ ile bir araya gelecek.

SU altında en uzun kalma dalında dünya rekorunu kıran Namık Ekin ile ilgili çıkan haberlerde, Ekin’den Em. Dz. Astsb. yerine emekli ‘SAT komandosu’ olarak bahsedilmektedir. TSK’da başarılı görevlere imza atmış SAT komandolarının büyük bir kısmı astsubaylardır. Bu gerçek neden kamuoyundan ısrarla gizleniyor?

İhsan ÇELİK-E. Bşçvş.-ANKARA
Yazarın Tüm Yazıları