Paylaş
"Nereye, nasıl bir Washington'a gelmek istiyor? Ortadoğu'da demokrasi' eskisi kadar umurunda olmayan Washington için Tayyip Erdoğan ne, kim?" (17.5.2006) Çandar, Amerika'nın nazarında AKP ve Erdoğan'ın profilini şöyle çiziyor:
"Kendimizi aldatmayalım: Tayyip Erdoğan ve Ak Parti'nin 'profili' resmi Washington'da geçen yıldan bu yıla gerilemiş. İki yıl öncesine oranla çok, üç yıl öncesine oranla ise kıyaslanmayacak ölçüde bu gerileme. Dolayısıyla, Washington'dan, Tayyip Erdoğan'ı bir an önce görüp dinlemek için 'can atar' bir halde değil. (...) Washington, Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray'da gözükmesinin, kendisini 'Türk iç politika denklemi'nde 'meşruiyeti'ni sağlama aldığı anlamına geleceğinin farkında. Ve, bu 'imaj'a yardımcı olmak konusunda özellikle bir istek duymuyor."
Çandar, bazı ipuçlarını da ortaya koyuyor:
"2002 yılında aynı Washington, her vakit ilişkisinin 'belkemeği'ni oluşturan askerlerle sürtüşmeye başlamış ve Tayyip Erdoğan'ı 'kollamaya' karar vermişti.
GÖZDEN Mİ ÇIKARDI
2006 yılında ise askerle arasını büyük ölçüde toparlamış görünüyor. Buna karşılık, Türk hükümetinden Suriye konusunda beklediğini elde edememiş, Hamas'ın Ankara'ya davet edilmesine sinirlenmiş, şu anda 'bir numaralı' konu olan İran konusunda nasıl davranacağına pek güvenemediği bir Tayyip Erdoğan gören bir Washington söz konusu. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan'ın gelmek istediği Washington, şu sıralar, kendisini görmeye pek teşne değil" (18.5.2006) ABD, Erdoğan'a 'Türkiye'yi kırmamak için' evet diyebilir.
Çandar'ın yazısını iyi okumak gerekiyor; Amerika, Erdoğan'ı gözden çıkarıyor mu?
İşte size
üç suçlu
DANIŞTAY'a yapılan saldırı ikinci bir 31 Mart Olayı'dır. Cumhuriyetin kellesi uçurulmuştur.
Birinci suçlu, Erbakan'ı İsviçre'den çağırıp "Gel düzenini kur" diyen 12 Mart generalleridir.
Arap sermayesini ve töresini Türkiye'ye getiren 'Arap hayranı' Korku Özal ise ikinci suçludur.
Üçüncü ve en büyük suçlu ise meydanlarda elinde Kur'an, "Sağcı-solcu olmayalım, dindar olun" diyerek, bugün Cumhuriyet'in kellesini uçuranların tohumlarını eken Kenan Evren'dir.
"Web sayfalarında gezinmek, düşünmeyi engelleyen en iyi yöntem. Tıpkı televizyon seyretmek gibi bir şey... Kişiye, hiçbir şey öğrenmediği halde çok şey öğrenmiş hissi verir."
(Amerikalı astrofizikçi Clifford Stoll)
Dinimizi
suiistimal
etmeyin
LÜTFEN sesimi duyurun!
Bu hükümetle ilgili endişelerim, 3 Kasım seçimlerinden kısa bir süre öncesinden itibaren, büyüyerek devam ediyor. Yine de ben, iyi niyetli olduklarına inanıyorum. Ama maalesef o çok güvendikleri ulemaların günahını çekiyorlar. Kendi akıllarını kullanmayıp, araştırma yapmayıp, körü körüne onların söylediklerini kabullendikleri için bu yanlışlara düşüyorlar.
Hükümet üyelerine sesleniyorum: Lütfen aklınızı kullanın! Bu güzel Fıtrat Dinimizi, yani yaradılışa ters düşmeyen bu güzel dinimizi, daha fazla suiistimal etmeyin. Allah'a karşı sorumluluklarınızı unutmayın. Ben, çok sözü dinlenen bir ulemadan şu sözleri duydum:
"Kadının saçı erkeği tahrik eder, sen erkek misin ki bunu bilesin!"
2006 yılının çağdaş Türkiyesinde bu sözleri ilahiyatçı bir Türk hocasından duymak, yüreğimi hala o kadar acıtıyor ki! İşin kötüsü, erkekler tarafından tesettürün Allah'ın emri olduğuna inandırılan kadınlarımız, kızlarımız, en doğal haklarının, özgürlüklerinin ellerinden alındığını fark edemiyorlar. Esas özgürlükleri, tesettür zorlamasıyla kısıtlanıyor. Allah, zararlı olan şeyleri yasaklar. Kadının başı açık gezmesinde ne zarar var! Allah, edepli olmayı öğütler. Başının açık olması, kadının edepsiz olduğunu gösterir mi?! Gerçek edep niyettedir, ve tabii ki kadının tahrik edici belli yerlerini kapatacak şekilde giysisini seçmesidir. Kur'an'da geçen 'örtü' kelimesi, ulemalar tarafından 'başörtüsü' olarak değiştirilmiştir. Kur'an'ın öğütlediği gibi, araştırın, çevreyi gözlemleyin, yüreğinizin, vicdanınızın, aklınızın sesine kulak verin (Zariyat 20,21-Fussilet 53-Hac,46).
Ayşe ERKLİ
Demokrat değiller
DANIŞTAY üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze merasiminde, hükümet üyelerine ve siyasi parti genel başkanlarına karşı yapılan, kabul edilmeyecek eylemler, devlet başkanı, yargı ve genelkurmay destekli demokrasinin alenen linç edilmesidir.
Merasime iştirak eden hükümet üyelerinin düşürüldüğü aciz durumlar demokrasi
adına büyük ayıptır. Bu duruma çanak tutan insanlar kesinlikle demokrat
olamazlar ve samimi değildirler. Ak Parti'ye oyumu da vermiş değilim ama
devletimizin geleceği açısından büyük üzüntü duydum.
E.YAVUZ
¦ TÜRK Kadınlar Birliği Malkara Şubesi'nden: Biz Kurtuluş Savaşı'nda erkeği ile omuz omuza savaşan kadınların torunlarıyız. Cumhuriyet devrinin en vahim saldırısı olan Danıştay üyelerine yapılan bu vahşeti şiddetle kınıyoruz. Bu saldırıların hangi amaca hizmet ettiğini herkes gibi bizde biliyor, cumhuriyet ve laikliğe karşı yapılan bu saldırıların her zaman karşısında olduğumuzu ve olacağımızı kararlılıkla bildiriyoruz.
¦ BİR okurumuz uyarıyor: İstiklal Caddesi'nin bakım-onarım rezaleti devam ederken, bu bakım-onarımı üstlenen Gür Yapı-Ermet firmasına bir de Bağdat Caddesi'nin (Kadıköy) yol düzenleme işi verildi. 14 Kasım 2005'te Bağdat Caddesi'nin yol ihalesi yapıldı; ihale 6 ay sonra bu firmaya verildi.
Neden? Çünkü İstiklal Caddesi gündemden düştü... Nedendir bilinmez, Türkiye'de kim kötü-rezil bir iş yapıyorsa birileri onu desteklemeye devam ediyor.
¦ CAĞALOĞLU Anadolu Lisesi'nin geleneksel pilav günü etkinliklerinin 28 Mayıs saat 12.00'de okul bahçesinde yapılacağını...
Paylaş