Paylaş
Bir mali müşavir, Gaziantep'ten arayarak, Doğal Altınbaş Holding'den, yani Yasin Altınbaş'tan mal alıp borçlu olanlara ciddi bir uyarıda bulunuyor:
‘‘Bildiğimiz kadarıyla Yasin Bey, iç piyasaya muz, şeker, pirinç, çay, mazot, benzin, madeni yağ -bazısı mazot yapılıp piyasaya sürüldü- veriyordu. Bunların bir bölümü transit ticarete tabi mallar olurken, bir bölümü de kaçak sokulmuştu. Altınbaş'ın, bu nedenle piyasadan milyarlarca lira alacağı bulunuyor.’’
- Olabilir...
- Olabilir de, Altınbaş'ın adamları toptancıya vadeli verdikleri malların paralarını tahsil ediyor. Yani bir kaçakçılık durumu ortaya çıkıyor. Altınbaş'tan mal alanlara uyarım var. Bunlar, borçlarını ödeyemezler. Çünkü Altınbaş'ın malına-mülküne el konuldu. Polisin ele geçirebildiği muhasebe kayıtları, disketler, banka hareketlerinde borçluların listesi belli. Gizli ödeme yapanlar suçlu duruma düşerler. Bu ortaya çıktığında devlet kendilerinden ikinci kez bu parayı faiziyle alır.
- Cezası?
- Faturasız satış yapmak vergi kaçakçılığına girer. Yakalanırsa devlet o miktarın üç misli ceza tahsil eder.
- Önlem dediniz...
- Borçlu olanlar açık yüreklilikle ortaya çıkacak, aralarında karar verip, borçlarını bir devlet bankasına yatıracaklar... Ya da devlet bir ilan yaparak hesap açtıracak.
İpekçi cinayetini
çözmek kolay değil
M. Ali Ağca 21 yıl boyunca hep yalan söyledi, hep birilerini kolladı.
İpekçi cinayeti değişik yönlerden yorumlandı. CIA ve KGB kaynaklı görüşler olayı büsbütün karmaşık bir niteliğe soktu.
İpekçi hakkında en geniş çalışmayı yapan Uğur Mumcu, 1984'te yayınladığı ‘‘Papa, Mafya Ağca’’ kitabında, Türkiye ile İtalya arasındaki kaçakçılık trafiğini ve bu trafikte yer alan suç örgütlerini iyice tanımak gerektiğini yazıyor. Ağca'yı ülkücü çevresi ile yeraltı dünyasını, kaçakçıların yurtdışı bağlantıları ile Vatikan'ı, Banker Calvi'yi, P-2 Locası ve İtalyan mafyası ile incelemek gerektiğini söylüyor Mumcu...
Mumcu bu konuda çarpıcı ipuçlarını ortaya koyuyor.
İpekçi cinayetinin başrol oyuncuları; ülkücü Oral Çelik, Mehmet Şener (İsviçre'de) ve Abdullah Çatlı... Üçü de uyuşturucu kaçakçısı oldu.
Kitabın fihristinde tanıdık bir sürü isim yer alıyor:
Yavuz Çaylan (soyadını Ceylan diye değiştirdi, geçen dönem MHP İstanbul il yönetiminde görev aldı), Bünyamin Eraslan, Bünyamin Yılmaz, Musa Serdar Çelebi, Yalçın Özbey, Hasan Hüseyin Şener, Enver Altaylı, Ömer Ay, Ramazan Gündüz, Ömer Mersan, Timur Selçuk, Muhsin Yazıcıoğlu, Yılma Durak, Ömer Bağcı, Osman İmamoğlu, Teslim Töre, Sedat Sırrı Kadem Bekir Çelenk, Türker İnanoğlu, Abuzer Uğurlu, Kemal Derinkök, Mehmet Üstünkaya, Mehmet Cantaş, Süleyman Necati Topuz, İbrahim Telemen, İsmail Hacı Süleymanoğlu, Uğurcan Elmas, Halit Narin, Bulgar Antonov, Horst Grillmayer, Yargıç Martella, Roma Savcısı Scorca, Paul Henze, Ruzi Nazar.
Vitoşa Oteli, Balkan Transport, Kintex'i de unutmadık.
1996'da Ağca'nın romanını yazan Hasan Uysal'ın ‘‘Kurtlu Kökteyl/Devlet-Ülkücü-Mafya’’ adlı kitabında Çatlı ve benzeri isimlerle, polis, MİT mafya ve özellikle CIA ile ilişkilerini şaşırarak okuyorsunuz.
Mumcu'dan sonra uluslararası düzeyde bu olay araştırılmadı. Türkiye'de uzman bir kadro oluşturulamadı.
Vatikan'daki para hareketleri, mafya ve bunların kolları ortaya çıkarılamadı.
İpekçi cinayetine şimdi de 'Fadima'nın sırrı' diye mi bakacağız?
Olay, başından sonuna kadar bir tezgáhtır! Ah bilenler bir konuşsalar.
Adana'da 'basın
kavgası' büyüdü
ALTIN Koza Film Festivali organizasyonunun Büyükşehir Belediye Başkanı Durak'ın imzasıyla Ankaralı INTERMED şirketine verilmesi nedeniyle Adana'daki yerel basında ilginç tartışmalar oluyor.
Ekspres Gazetesi sahibi Hakan Bülent Yardımcı bizi arayarak, ‘‘Bu rant festivalidir’’ diyerek bazı yazılar fakslıyor.
‘Bölge’ gazetesi sahibi Nevzat Uçak festival hazırlıkları için yetkili kılınan Intermed şirketini eleştiren 'Ekspres' gazetesi Genel Yayın Müdürü Necmi Uçar'a ‘‘Et kafalı’’ diye çatıyor.
Uçar köşesinde cevap veriyor:
‘‘Et kafalı olmak, rant kafalı olmaktan daha şerefli ve onurlu bir kavramdır.’’
Tartışma çirkin boyutlara varıyor:
'Ekspres'in sahibi Hakan Bülent Yardımcı, 'Bölge' gazetesinin sahibinin Çukobirlik ve Belediye'den aldığı ihaleleri anlatıyor.
‘‘Vay p... vay... Bir tek bozuk ampul değiştirmeden belediyeden ayda 14 milyar lira alıyorsun.’’
'Bölge'den hemen cevap geliyor:
‘‘Gazeteci misin, soytarı mısın? Gazetecilik yapacağına lambaları mı kontrol ediyorsun? Yoksa bulvardaki lambaları sen mi kırdırıyorsun?’’
'Ekspres' atışa devam ediyor:
‘‘Hırsızlığın ortaya çıkınca nasıl i. gibi havlamaya başladın. Bana soytarı demişsin, bütün Adana kimin soytarı olduğunu bilir. Sen soytarı değil, dalkavuksun. Seni haksız yere zengin edenler hiç merak etme senin kadar hırsızdırlar.’’
Ve gazetede bir manşet:
‘‘Adana'ya da 'paraşüt' şart’’
Bu düzeydeki bir tartışma Adana kamuoyunda vicdanları sızlatıyor.
AÇIKLAMALAR
- 'BÖLGE' gazetesi sahibi Nevzat Uçak, ‘‘Pişkin Ömer festivalci oldu’’ yazısındaki gerçeklerin özüne değinmeden ‘onur ve haysiyetiyle oynandığını’ bildiriyor. Bizi 'Ekspres'i savunmakla suçlarken, sahibinin mafyayla iç içe olduğunu öne sürüyor, tanınmış işadamları ve siyasetçilerin aleyhine yazılar yazdığını belirtiyor.
- INTERMED Reklam Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü A. Kadir Tataroğlu da, Altın Koza Festivali'nin organizasyonu tartışmasının arkasında Belediye Başkanı Durak'ın başarısını çekemeyenlerin bulunduğunu bildirdi. Durak'tan yetki belgesini aldıktan sonra festivalin sponsor arayışına geçtiklerini ancak şu ana kadar başarılı olamadıklarını belirterek, ‘‘Bu yetkiyi aldığımda Ali Şener'i tanımış olsaydım veya Ömer Bilgin ile iş yaptıracak kadar samimi olsaydım, belki de çoktan sponsor bulurdum’’ diyerek özetle şöyle diyor:
‘‘Daha önceki dönemde belediyeyi hortumlayanlar şimdi zannediyorlar ki, biz milyon dolarlar topladık, paraları Hawaii'de yiyoruz... Bu işler bu kadar kolay olsaydı herkes bir organizasyon firması kurardı. Yazınızda, bana yardım etti diyenler lütfen kendi işlerine baksınlar, ben de kendi işime bakayım... Bu organizasyon sponsor bulunamaz ise dahi 18.9.2000'de perdelerini açıp eksiksiz olarak festival programını gerçekleşecektir.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Ağca'nın cezası, Çakıcı'nın imparatorluğu gibi imparatorluğa dönüştürülmeden çektirilmelidir. Belki o zaman Ağca delilleriyle birlikte arkasındaki gücü konuşabilir. Bu bir şanstır.’’
(Av. Turgut KAZAN)
MÜTAHHİT Ekrem Ekşi'den: ‘‘Biz de bu vatanın evladıyız’’ başlıklı yazıda sehven yazılım hatası olarak kalıcı deprem konutları ihalelerinin davet usulü ile yapıldığı, komisyon alındığı beyan edilmiştir. Oysa ihaleler açık artırma yoluyla yapılmıştır. Düzeltirim.
Paylaş