Paylaş
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu
Başbakan Erdoğan, 27 Şubat’ta Almanya’ya gidecek. Muhtemelen Düsseldorf’ta yaklaşık 15 bin kişilik bir salonda Türklere hitaben konuşacak.
Ertesi günü Hannover’e geçerek dünyanın önde gelen bilişim fuarlarından Hannover Cebit Fuarı’nı, Alman Başbakanı Angela Merkel’le birlikte açacak. Türkiye, bu yılki fuarın partner ülkesi... Erdoğan’ın bu arada Almanya’daki sivil toplum örgütlerinin önderleriyle de görüşecek.
- Erdoğan’ın üç günlük Almanya gezisinin ardından 5 Mart’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Bochum’da 10 bin kişilik spor ve kongre salonunda Almanya’daki Türkler için seçim propagandası yapacak. Kılıçdaroğlu’nun, vize konusunda da bazı siyasetçilerle görüşmeler yapacağı da belirtiliyor.
Evet, Avrupa’da özellikle de Almanya’da 12 Haziran seçimlerinin hızlı geçeceği anlaşılıyor.
Yıllardır yeşil sermaye holdingleri soyulan ve Almanya’daki Deniz Feneri yolu ile yapılan hortumlamaların CHP ve MHP’nin yapacağı kampanyalarda en etken konular olması bekleniyor.
Yani soyulan ve ihmal edilen Almanyalı Türkler, şimdi kıymete bindi. Az buz değil 2.5 milyona yakın oy var!
Mangal yürekli küçük dev adam
YANLIŞ tedavi, henüz 7 yaşındayken bacaklarından etmişti onu. Okuldan aldılar. Babasını da kaybetmişti. Bir sağlık kurumunda çalışan anacığı, sabahları çıkarken önüne kağıt-kalem bırakıyordu. Zamanla karikatüre merak saldı. Çizgilerini gönderdiği gazete, bu yetenekli genci hemen işe aldı. Yıllar sonra varlığını İzmir’den keşfeden Abdi İpekçi tarafından İstanbul’a transfer oldu. Özellikle siyasi karikatürleriyle, bir anda Babıâli’nin gözbebeği haline geldi. Muhalif çizgileri, politikacıları da, darbecileri de hop oturttu, hop kaldırdı. Sanatsal yönünü, nasıl olsa ustalardan dinleyip okuyacaksınız. Burada sadece kişiliği konusunda bilgi edinebilmeniz için bir örnek verelim: Sevgili eşi Ayça’yla hayatını birleştiği düğünde, bir grup gazeteci aynı masayı paylaşıyorduk. Damat kıyafetiyle ve her zamanki gibi o biraz afacan ama müthiş sevimli gülücüğüyle masamıza geldi. Kanser olduğunu, doktorunun “Metin olun; elimizden geleni yapacağız” dediğini anlattı. Hepimiz donup kalmıştık. “Üzülmeyi bırakın da, işin asıl matrak tarafını dinleyin” dedi. “Acaba şaka mı yapıyor?” diye düşünürken devam etti:
- Ben de doktora dedim ki, “Hanımefendi, kendinizi neden boşuna yoruyorsunuz. Olsa olsa iki yıl daha yaşarım.” Kadın birdenbire hiddetlendi. “Nedenmiş beyefendi? Bizim üç yıl yaşattığımız vakalar da var...” Siz filmlerde bile böyle bir şey duydunuz mu?
İşte böyle bir adamdı karikatürist ve mizahçı İsmail Gülgeç...
Cenazesi dün Şişli’deki Cumhuriyet gazetesinin önüne getirildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Karikatüristler Derneği Başkanı Metin Peker onu bize anlattılar; sanatçılığını, dostluğunu, inatçılığı, muhalifliğini... Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül acı ve tatlı günlerinde gazetecileri yine yalnız bırakmamıştı. Gazete çalışanlarının dışında kimler yoktu ki, başta Yaşar Kemal ve eşi olmak üzere, can dostları Yalçın Pekşen, Mustafa Sağlamer, Mehmet Tezkan, Ahmet Ümit, Celal Başlangıç, Hasan Çakalkurt, Kerem Çalışkan, Gürsel Göncü, Aydın Ilgaz, Oktay Şimşek, Ercan Akyol, Nazım Alpman, Ayça Atikoğlu, Tahir Özyurtseven, Asena Özkan, Zafer Arapkirli, Tayfun Gönüllü, Füsun Özbilgen, Halit Çelikbudak ve Adnan Akgünel...
YAŞAR KEMAL NE DEDİ
Yaşar Kemal’in ilginç anılarını da dinledik. Cumhuriyet onun ilk gazetesi. “40 yıldır ilk kez Cumhuriyet’e geldim ama İlhan Selçuk ve öteki dostlarımla her zaman bir arada oldum” diyordu.
Cumhuriyet’teki törene, onun çizgilerinin takipçisi olan İstanbul dışındaki hayranları da vardı. Böyle bir karikatürist Amerika’da çizer piyasasına girseydi, bir dolar milyoneri olurdu. Ama onun ömrü ‘teliflerini’ toplamakla geçti hep. Nitekim hastaneye kaldırıldığı sırada acilde Cumhuriyet’teki ‘Hayvanlar’ bandına yedek çizdiğini anlattı eşi.
Son yıllarını Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde geçirmişti. Cenazesi de, vasiyeti üzerine bu ilçenin Kocadere köyünde toprağa verildi dün öğleden sonra.
Gülgeç, Karikatürcüler Derneği Başkanı iken derneğe tahsis edilen binanın tahliyesinin istendiğini, bize de durumu şikayet etmişti. Tayyip Erdoğan galiba Belediye Başkanıydı... Ama bugün Başbakan, Gülgeç’in ölümü nedeniyle başsağlığı mesajı yayınladığını da hatırlatalım. Sevgili dostumuzu unutmak mümkün değil.
Muayene yapılmadan ehliyet verilmemeli
İÇ Hastalıkları Uzmanı Dr. Tahir Ergun, trafik ehliyeti için alınan sağlık raporları ile bir yanlışı gündeme getirmek istiyor:
“Eskiden bu raporlar tam teşekküllü devlet hastanesinden veya üniversite hastanelerinden heyet raporu olarak alınırdı. Şimdi ise herhangi bir özel hastane hatta polikliniklerden ve tıp merkezlerinden tek tabip raporu ile alınabilmektedir. Ben iç hastalıkları uzmanıyım. Bugüne kadar hiç vermediysem 100-150 ehliyet sağlık raporu vermişimdir. Bu raporu vermek için uzman olmaya da gerek yok. Pratisyen hekimler de verebiliyor. Bizlerin vermiş olduğu bu raporlarda göz, kulak-burun-boğaz, psikiyatri, nöroloji, ortopedi gibi muayeneler haliyle yapılamamaktadır. Dolayısıyla ehliyet alanların gözleri yeterince görüyor mu? Kulakları duyuyor mu? Psikiyatrik herhangi bir (panik atak, şizofreni, epilepsi v.s. gibi) ruhsal rahatsızlıkları var mı? Kolu bacağı takma mı, sağlam mı bilinmemektedir. Kazaların bu yüzden ve çoğunun da psikiyatrik rahatsızlıklardan olduğu kanısındayım.
Trafik kazalarının azalması için bu konuyu gündeme getirmek ve eski sistem rapor alınmasını sağlamak istiyorum.”
Bu konuya Sağlık Bakanlığı’nın hassasiyetle eğilmesi gerekiyor.
Buyurun Çorlu’da ‘çevre’yi tartışalım
ÇORLU’nun dibinde kurulacağı ortaya çıkan Ekolojik Enerji’nin (Kumburgaz’dakinin örneği) yapacağı katı atık tesisleri ile ilgili yazılar, hem Belediye Başkanı CHP’li Ünal Baysan’ı, hem de yatırımcı Ömer Salman’ı tedirgin etmiş görünüyor. Baysan bu işin başında ‘kaçak’ güreşirken, bugün ise “bu işi düzeltiriz” diyor. Bu tür tesisler ülkeye gereklidir; çünkü İzmit’teki İzaydaş artık yetmiyor. (İzmitliler ne kadar nefret ediyor acaba.)
Ama bu tesisin Çorlu’da kurulma yeri yanlıştır... İşler el çabukluğu ile halledilmiştir. Vali, Kaymakam, İl Çevre Müdürü sessizdir. Bizim önerimiz var; Ünal Baysan ve Ünal Sayman’ı, Çorlulu sanayiciler, çevreciler ve gazetecilerin önünde tartışma çağrısı yapmak istiyoruz. Önümüzdeki hafta bir gün belirleyin, biz de gelelim. Yoksa bu iş sağırlar diyaloğuna dönecek.
Paylaş