Paylaş
‘‘Orman neredeyse Nevzat Ak oradadır’’ diye bilinen Nevzat Ak'ın öyküsü:
SÜLEYMAN Demirel'in 'yakın çevresi'nden Nevzat Ak'ı tanıyalım: ‘‘Nevzat Ak bir dönem Çillerler'e çok yakındı. Antalya'daki pansiyonu almalarına aracılık etmişti. Adını hep 'Orman neredeyse, Nevzat Ak oradadır' cümlesiyle duymuşuzdur. Kendisini politikaya Orhan Keçeli'nin soktuğu da bilinir. Şimdi gördük ki, bugün Tansu-Özer Çiller'i defterden silmiş... ‘‘Adımın Özer Çiller'le birlikte anılmasına müthiş üzülüyorum, infiale kapılıyorum’’ diyor. Bu satırları, 17.10.1997 günü köşemizde yazmışız.
1990'larda 'Baba'yı iktidara hazırlayan Orhan Keçeli, 1990'daki DYP İstanbul İl Yönetim Kurulu'na Özer Çiller'le birlikte Nevzat Ak'ı da almıştı.
Ama onu sonradan hiç sevmediğini söylemişti.
Üç yıl önceki yazımızın konusu Nevzat Ak'ın pansiyon işletmeciliği yapmak üzere Milli Emlak'tan tahsis aldığı Antalya Kemer'deki arsasına Çillerler'i nasıl komşu yaptığıydı. Nevzat Ak, Çiller parlamentoya girince kendi yanındaki tahsis arsayı, AP'li eski parlamenter İhsan Ataöv'ün kurduğu şirketten Çillerler'in almasına aracılık etmişti.
Tansu Çiller'in mayolu fotoğrafları da burada çekilmişti.
O zaman Nevzat Ak bize şunları söylüyordu:
‘‘Bahsettiğiniz gibi, Antalya'daki pansiyon arsasının İhsan Ataöv'ün hissesinin alınmasında Özer Çiller'e yardımcı oldum. Özer Çiller bana alım konusunda talimat vermedi, veremez de. Ancak o benden talimat alır. Karakter itibarıyla talimat alan bir insan değilim. Çiller'le geçmişteki ilişkilerimde ahlaki ve cezai bir suç varsa katlanırım. Bu da benim yanlışım... Emlak komisyoncusu değilim. Komisyon adı altında hiç kimseden bir kira, komisyon almış değilim. Ekonomistim, mesleğimi yapmıyorum, inşaat yapıyorum. Devlet babadan olmamak kaydıyla emlak alıyorum.’’
Çiller'le siyaseten arkadaş olduğunu ancak genel başkan ve başbakan olmasından sonra ayrıldığını söyleyen Ak, ‘‘Bugün Demirel ve Ali Şener'e yakınsınız’’ dememiz üzerine şöyle demişti:
‘‘Yaşına, kültürüne, insani ilişkilerine güvendiğim tek kişi Demirel'dir. Bir tek Demirel'den talimat alırım. Ali Şener'le arkadaşlığım sürüyor. Bu arkadaşlarım için sıkıntıya katlanırım, göğsümü gererim.’’
Nevzat Ak, arazi mafyası oluşturduğu iddiasıyla yedi gün sorgulanacak.
Gümrükte temizlik tepeden başlasın
CNN'de dün Çiğdem Anat'ın sorularını yanıtlayan Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, sadece Paraşüt Operasyonu ile ilgili olarak 58 gümrükçünün açığa alındığını bildirdi.
Aslında polisin yürüttüğü son altı gümrük operasyonunda -Paraşüt, Balina, Ahtapot, Buffalo, Kartal ve Mazot- tutuklanan gümrükçülerin sayısı 40'a yükseldi.
Programı dinleyen Balina Operasyonu'nda tutuklanan gümrük muayene memurunun eşi A., Keçeciler'e tepki gösteriyor:
‘‘Eşim tek beyannamede imzası olduğu için 31 Ağustos'tan beri arkadaşlarıyla Buca Cezaevi'nde yatıyor. Daha mahkemeye çıkarılmadılar. DGM'de çeteden yargılanacaklarmış. Başka operasyonlarda onun gibi tek imzası bulunanlar ise serbest bulunuyor.’’
- Eşinizin suçsuz olduğuna inanıyor musunuz?
- İnanıyorum. O firma İzmir'den Zonguldak'a gitmiş, bir tek ihracat yapmış. Eşim de orada geçici görevdeydi. Bir tek beyannameye imza atmış, nereden bilsin bunun hayali ihracat olduğunu... Eşimin önüne evrakı gönderen amiri. Zaten engel çıkarsa bu sefer valinin 'İhracatı engelliyorsunuz' uyarısı geliyor. İstanbul'dan tuttuğum avukat, ilk duruşmada serbest bırakılacağını söylüyor. Tek beyannameye imza atan çeteye girmez diyor.
- Avukata ne para verdiniz?
- 6 bin dolar... Bir tek evimiz vardı, onu avukat parası için sattım. 2'şer bin dolar halinde ödemeye başladım.
- Peki sizin beklediğiniz ne?
- Keçeciler sesimizi duysun. Bu operasyonlar aşağıdan yukarıya değil, yukarıdan aşağıya doğru başlasın. Bilhassa eski Müsteşar Ramazan Uludağ'dan hesap sorulsun. Büyük gümrük müdürlerinin tayinlerini o yapıyordu. Öyle Bakan'ın dediği gibi 40, 60 gümrükçüyü tutuklamakla gümrükler temizlenmez... Çetelerin başları ortaya çıkartılsın.
- Keçeciler'le görüştünüz mü?
- Bakanlıkta, artık Allah kuvvet versin, sabredin diyorlar. Arkamızı sıvazlıyorlar. Ama bunların ikinci raundu da olacak, o zaman onları da göreceğiz. Sıra onlara da gelecek. Çeteleri biz kurmadık. Türkiye sonuna kadar temizlensin istiyoruz artık.
Ak’a polisin soracağı çok şey var
Nevzat Ak'a, polisin soracağı çok şeyler olacaktır; Mural Demirel'le Egebank üzerinden yürüttüğü ilişkiler, Ömerli su havzasında yapılan 'Otokent' projesi, Antalya Beldibi'ndeki Pine Resort Otel ve buna bağlı olarak kurulan 'Outdoor Center', Sivrihisar Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 800 dönümlük arazi ve büyük hissedarı olduğu Kekova Körfezi'ndeki 300 dönümlük Aşırlı Adası ile İstanbul'daki gayrimenkullerini nasıl aldığı da sorulacaktır.
Belki de, 24.7.1998 tarihli Sabah'ta yer alan ‘‘Restorasyon çalışmaları sırasında yanan Sait Halim Paşa Yalısı'ndan çalınan tablolar için bir emlakçıya baskın yapıldı’’ haberi de yeniden gündeme getirilecektir.
Hadi bulun 47 milyar koyunu
40 yıllık bir siyasetçimiz bir konuşmasında ‘‘Fırat'ın kenarında bir koyun kaybolsa bu bizden sorulur’’ diyordu.
Evet şimdi bu siyasetçiye soruyorum: Bugün Türkiye'de 47 milyar 460 milyon koyun kaybolmuştur. Bu rakam nereden çıktı? Bankalardan 10.5 milyar dolar uçtu? 10.500.000.0000 $ X 678.000= 7.119.000.000.000.000.000 TL...
Bir koyun 150 milyon olduğuna göre 47 milyar 460 milyon koyun bulunur.
İşte bulun bakalım bu kaybolan 47 milyar koyunu!...
Vatandaşın canı yanıyor. Vatandaş vurgun yemiş gibi.
200 hayali firma kurup milletin 1.2 milyar dolarını götüren adamı elimde yetki olsa Madagaskar'a kaçsa bile getirmeyen şerefsiz olsun, ancak af edilmemesi şartıyla...
Politikacılar bunu böyle bilmeli.
Z. ÇORAPÇI-İSTANBUL
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Geç beyim geç... Bir bordrolu mahkûmdan neyimi, neyimizi alacaksınız. Bir şey kalmadı ki, isteseniz bile kim verir ki artık...’’
(Ali KONAK-MERSİN)
Paylaş