Aktif yaşam şart

Ankara’da yayınlanan Popüler Bilim Dergisi, Işık Yayıncılık tarafından 26 yıldır yayınlanıyor. Geçen yıl çıkan 266’ncı sayısında bir yazı dikkatimizi çekti. “65 yaş üstü sağlıklı kişiler gençlerden daha verimli çalışabilir” yazıyordu.

Haberin Devamı

Araştırmalar insanların artık geçmiş nesillerden daha uzun yaşayacağına işaret ederken, bu ekstra yıllar pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. Nasıl sağlıklı kalabiliriz? Yaşlılığımızı nerede geçirmeliyiz? Bize kim bakacak?

Aktif yaşam şart

‘Yaşlanmanın Geleceği’ isimli raporda, daha uzun ve daha kaliteli yaşamamız için bilim ve teknolojinin neler sunduğuna değiniliyor, bu soruların cevapları aranıyor ve önemli bilgiler veriliyor. Bazı soruların sunuş başlıkları şöyle:

‘Yaşlanma hızında genler mi, yoksa yaşam tarzı mı daha etkili’, ‘Yaşlanmayı hızlandıran etkenler’, ‘Uzun yaşamın formülü de kişiye özel’, ‘Bağımsız yaşlanmak mümkün mü?’...

Haberin Devamı

Sağlıklı bir yaşlılık için aktif yaşamı şart olarak görüyor doktorlar... Duke Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Daniel Belsky, “Hücrelerinizin yaşlanma belirtileri gösterip göstermediğini medikal bir tahlille anlayabilirsiniz” diyor.

İKİNCİ ERGENLİK

1935’te ABD’de emeklilik yaşı 65 olarak belirlenmişti. O zamandan bu yana, ortalama ömür beklentisi dünya genelinde onlarca yıl uzamış olmasına rağmen bizler emeklilik ve sonraki yaşamdan bahsederken 80 yıl önceki veriler gündeme getiriliyor.

Burada bir soru gündeme geliyor: Onlarca yıl uzayacak olan aktif yaşamınızda ne yapacaksınız? Şimdi ortaya konulan görüş şu: Uzun yaşam araştırmacısı Dr. Alex Kalache’ye göre bazı kişiler yepyeni hobilerin ve kişisel ilgi alanlarının peşine düşecek ve ve 50 ile 75 yaşları arasında ‘ikinci ergenliğini’ yaşayacak.

GÜNÜN SÖZÜ

“ERMENİ soykırımı iddiası emperyalist bir kurgudur.”

(‘Ermeni Sorununu Anlamak: Malta Yargılaması 1919-21’ kitabının yazarı, eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan)

ZİMEN DEFTERİNİN ESASI ŞUDUR

İLHAMİ Nalbantoğlu, yerel ‘Ahlat’ gazetesinde ‘zimen’in ne olduğunu yazıyor: “Dedelerimiz ramazanda kılık kıyafetlerini değiştirerek bakkal ve manava sorarlarmış ‘Zimen defteriniz var mı?’ diye... ‘Zimen defteri’, o esnaftan veresiye mal alan mahalle sakinlerine ait hesap defteri demek. Borcu olanın adı ile ne kadar borcu olduğunun yazılı olduğu defter. Esnaf bu defteri çıkarınca gelen kişi şöyle dermiş: ‘Lütfen baştan, sondan ve ortadan bu kadar sayfanın toplamını çıkarınız.’ Esnaf, belirtilen kadar sayfanın toplamını yapıp çıkan miktarı gelen kişiye söyler, gelen kişi de kesesini çıkarıp belirtilen miktarı ödeyip gidermiş. Esnaf, gelen kişiye ‘Allah yardımınızı kabul etsin’ diye dua edermiş. Borcu ödenen borcunu kimin ödediğini, borcu ödeyen ise kimin borcunu ödediğini bilmezmiş; karşılıksız, riyasız, gösterişsiz, verdiğini unutarak...

Haberin Devamı

Günümüzdeki sahtecilere, din istismarcılarına, göstere göstere güya iyilik yapan cennet ve cehennem simsarlarına, tüm hırsız, ahlaksızların kulağına küpe olsun! 

MESAJ PANOSU

HANGİ fıkıh kitabında, hangi muteber İslami kaynakta zekât ve diğer yardımların ‘ulusal düzeyde başlatılan kampanyalarda verilmesi’ kavramı var?”

Taha AKYOL

HER şeyin özünde ve kökeninde sadece iki düşmanımız var: Cehalet ve taassup.”

Dr. Ufuk AKYOL

BİLİYOR MUSUNUZ?

OSMANLI TORUNUNDAN ‘VİRÜS İLACI’!

SULTAN 2. Abdülhamid’in 4. kuşak torunu olan Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu’nun (kendisini şehzade olarak tanıtıyor), koronavirüsün tedavisi için ‘Osmanlı tıbbı’ndan faydalanarak ilaç çalışması yürüttüklerini belirterek “ilacın sadece virüse değil birçok hastalığa deva olacağı” iddiasında bulunduğunu...

Haberin Devamı

ANTALYA Emniyeti’nde istihdam edilmek üzere alınan çarşı-mahalle bekçilerinin gerekli mesleki kursları almadan, tabanca kullanım eğitiminden geçmeden, kimlik kartları verilmeden resmi üniformayla koronavirüs tedbirleri amacıyla sebze pazarlarında ve 65 yaş üstü emekli maaşları ve kolonya-maske dağıtımında görevlendirildiklerini...

OKUYUNUZ 

TRAKYA ORMAN YANGINLARI İMAR İÇİN Mİ ÇIKARILDI

TRAKYA’daki orman yangınlarında 800 dönüm arazinin yanması üzerine soru önergesi veren Tekirdağ milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygün, bakana “Toplam 800 dönüm ormanlık alanın imara çıkarıldığı iddiaları için ne diyorsunuz” diye sordu.

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, yaşanan pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle çalışan kesimin çok ciddi anlamda ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade ederek, bu konuda yeni önergeleriyle hükümetin dikkatini çekmeye devam etti ve “İzlenen ekonomik politikalar, özellikle genç işsizliğin kronikleşmesine neden olmuştur” dedi.

Haberin Devamı

TÜRKÇÜLÜK Bayramı’nda unutulmayanlar: Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Mehmet Külahlıoğlu, Orhan Şaik Gökyay, Zeki Velidi Togan ve Alparslan Türkeş. Bu aydın insanların hâkim önüne çıkarılmadan aylarca hücrelerde tutulduğunu biliyor musunuz? Evet, ne derler: Türklüğü tasfiye hülyaları beyhudedir.

 

CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygün, geçe hafta köşemizden duyurduğumuz Saray’daki orman yangını ile ilgili olarak bir soru önergesi verdi ve şunları sordu:

“Ne yazık ki Kovid-19 salgını ile mücadele edilen süreçte şüpheli orman yangınlarının çıkması, düşündürücü ve üzücüdür. 8 Mart-29 Nisandaki süreçte Tekirdağ’da Malkara, Saray, Şarköy ve Çerkezköy’deki piknik alanları ve ormanlık alanlarda çok sayıda yangınlar çıkmaktadır.

Haberin Devamı

29 Nisanda Kapaklı-Saray arasında bulunan Pınarça Mevkii’nde, Saray ve Ayvacık Mevkii’nde ve Malkara-Danişment Mevkii’ndeki ormanlık alanlarda henüz nedeni bilinmeyen nedenle yangın çıkmış ve yaklaşık 800 dekar alan yanmış, pek çok hayvan yaşamını yitirmiştir, ağaçlar kül olmuş, bitki örtüsü büyük zarar görmüştür.  Yangın nedeni saptanmış mıdır? Bu yangınların imar için çıkarıldığı iddiaları güçlenmektedir. Yanan yerlerde hemen ağaçlandırmaya gidilecek midir? Bundan sonra ne gibi tedbirler alacaksınız; helikopter ve uçak kiralama ya da satın alma açısından nasıl bir önlem alacaksınız.”

 

3 Mayıs’tan bugüne 

‘TÜRKÇÜNÜN, Turancının bayramı” demiş, Yeniçağ’dan Selcan Taşçı Hamşioğlu, yani 3 Mayıs için “Orhun’un kutlu yolunda, ilerleyen milletin bayramı! “diyor. Türk kimliğinin yapı taşı varsayılan değerlerin, esinlerin simgesi olan günleri örseleyenlere karşı isimler sıralıyor:

Nihal Atsız gibi vatan-millet aşığı bir “öğretmen”in, devlet nezdinde neredeyse bir terör örgütü lideri gibi konumlandırıldığı… Reha Oğuz Türkkan’ın, 40 cm genişliğinde, 50 cm uzunluğunda, 2.5 m. yüksekliğindeki  “tabutluk”ta, 500 mumluk ampul altında gördüğü işkencede bir gözünü kaybettiği… Mehmet Külahlıoğlu’nun, ağzından kan fışkırana kadar ölesiye dövüldüğü, tüberkülozun pençesine düştüğü…Orhan Şaik Gökyay’ın, sonradan “20 yy. Türkiyesini değil 14 asır evvelinde kızgın çöllere sokulan mazlum insanları gördüm” diye tarif ettiği gibi, diri diri fırınlandığı(!), Zeki Velidi Togan gibi bir alimin “özel emirle” günlerce aç susuz bırakıldığı, Alparslan Türkeş’in tırnaklarının sökülmeye girişildiği… Bu aydın insanların, askerlerin, askeri öğrencilerin, edebiyatçıların, doktorların, akademisyenlerin hakim önüne çıkarılmadan aylarca hücrelerde tutulduğunu biliyor musunuz?

Evet ne derler: Türklüğü tasfiye hülyaları beyhudedir. 

Çalışanlar dert küpü

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal yaşanan pandemi ve ekonomik kriz nedeniyle çalışan kesimin çok ciddi anlamda ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldığını ifade ederek, bu konuda hükumetin yeni önergeleriyle hükümetin dikkatini çekmeye devam ediyor ve “İzlenen ekonomik politikalar, özellikle genç işsizliğin kronikleşmesine neden olmuştur” diyor. Topal’ın dikkat çektiği konular şöyle:

- Son yıllarda artan genç ve eğitimli işsizlik oranı toplumsal dinamiklerimiz açısında ciddi bir problem olarak sorunlar sıralamasında ilk sıraya yerleşmiştir. İzlenen ekonomik politikalar, özellikle genç işsizliğin kronikleşmesine neden olmuştur.

- Küresel salgının önümüze koyduğu bir başka gerçek ise yurtdışında çalışarak ülkeye katkıda bulunan işçilerimizdir. Özellikle Ortadoğu ülkelerinde çalışan vatandaşlarımızın önemli kısmı da işini kaybederek ülkemize döndü. Yurtdışı işgünün önemli bir kısmı Hatay ilinde yerleşik vatandaşlarımızdan oluşmaktadır. Bu vatandaşlarımız şimdi ciddi anlamda ekonomik sıkıntı ile karşı karşıya kalmışlardır. Pandemi toplumun her kesimini mağdur etmiştir. Ancak İşçilerimizi ekonomik olarak mağduriyetten öte yok etmiştir.

Soruyorum; pandemi dolayısı ile işini kaybeden işçi sayımız ne kadardır? Bunlarla birlikte ülkemizin kayıtlı işsiz sayısı ne kadar olmuştur? İşsizlik ödeneği veya kısa çalışma ödeneği olarak kaç işçimize ödeme yapılmaktadır. Bu rakamlar ne kadardır. Örneğin asgari ücretle çalışan bir işçimiz ne kadar ödenek alacaktır? Bu ödemelerin süresi ne kadar olacak? 4 Kişilik bir aile için yapılan ödeme, açlık sınırının altında mıdır? Böyle ise, aileyi korumakla görevli olan bakanlığınız ne gibi tedbirler alacak?

Asgari ücreti vergi dışı bırakmayı düşünüyor musunuz? SGK primlerinde indirim yapmayı düşünüyor musunuz? Yani ortalama 45 yıl prim ödemekle yükümlü bir vatandaşımız 44 yıl ödese ne olur? Ekonomiye nasıl bir yük getirir. Bununla ilgili bir çalışmanız var mıdır?

Yurt dışından salgın nedeniyle ülkeye dönen işçi yurttaşlarımız için ne yapacaksınız? Bu ailelere destek vermeyi düşünüyor musunuz?

-Özellikle genç işsizliğe yönelik olarak Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?

- Bu dönemde hiçbir çalışanı olmayan ailelere yönelik hangi koruyucu tedbirleri aldı. Bunlar nelerdir?

Ayakkabıcılık başta olmak üzere sosyal güvenceden yoksun olan ve aynı zamanda işsiz kalan işçilerimiz için ne gibi önlemler alındı?

Bakanlığınız bu hususta esnaf ve meslek odaları ile bir çalışma yapıyor mu? Faaliyeti durdurulan iş yerlerine destek için Fon benzeri bir kaynak oluşturmayı veya hükümete önermeyi düşünüyor musunuz?

Yazarın Tüm Yazıları