DSP Genel Sekreteri Sayın Süleyman Yağız... CHP ile ittifak yapacak mısınız?
- 3 Kasım seçimleri öncesi sloganlarımızı çalanlar, yerel yönetim seçimleri öncesinde de belediye başkanlarımızı çalmaya çabalayanlara karşı böyle bir şeyden söz edilebilir mi? Bu girişimler partimize yönelik bir komplodur. Hatırlayın... 3 Kasım önesinde sadece Türk siyaset tarihinde değil dünya siyaset tarihinde de görülmemiş yoğunlukta, çapta ve uluslararası boyutta partimize ve Sayın Genel Başkanımıza karşı bir komplo yapıldı. Bu komplo tüm unsurlarıyla doğrulandı, kanıtlandı. DSP olarak tüm gücümüzle mücadele edeceğiz.
DSP olarak seçimlere tek başınıza mı gireceksiniz?
- DSP Türk siyasetinin yüz akıdır; ötesi tartışılmaz. Biz dimdik ayaktayız.
YTP Genel Başkanı İsmail Cem de ittifak çağrısında bulunuyor.
- Ne yazık ki bu tür ittifak çağrısında bulunanlar, daha öne bulundukları partileri bölerek başka kapılara kaçan insanlardır. Cem'in çağrısı içtenlikten yoksundur. Sızan haberlere göre Cem'in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için sosyal demokrat ve demokratik sol partilerin kendi etrafında toplanmalarını amaçladığı anlaşılıyor. Herhalde kendisine yeni bir gelecek arıyor.
İttifak yapılmazsa, kazançlı yine AKP olmayacak mı?
- Bunun sorumluluğunu bizim üzerimize yıkmaya hiç kimsenin hakkı ve haddi yoktur. İnanca ve ideolojiye ihanet benim açımdan büyük suçtur.
Erzurum’dan pis kokular
ERZURUM Valiliği'ne ait Özel İdare Müdürlüğü'nden gün geçmiyor ki bir yolsuzluk, vurgun haberi çıkmasın... Cumhuriyet Savcılığı geniş çaplı bir soruşturma başlatınca Özel İdare Müdürü Levent Başaran, İl Encümen Müdürü Gürbüz Özdemir ile işadamı Mehmet Bastem soluğu cezaevinde aldı.
Yolsuzluğun boyutları trilyonları buluyordu. Hemen Vali Mustafa Malay'ın talimatıyla, yapılan ayni ve nakdi yardımlar sırasında devre dışı bırakılan kaymakamlar birer komisyon kurarak soruşturma başlattılar. Bu gelişmeyle ilgili haber de Aşkale'den patladı. Bu konulara titizliği ile halkın güvenini kazanan Kaymakam Mustafa Özsoy, muhtarlıklara teslim edilen demir, çimento gibi inşaat malzemelerinin 66 köyden 47'sine götürülmediğini tespit etti. Muhtarlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Aşkale'nin yolunu tutan gazeteciler ‘‘Hayali tuvalet vurgunu’’nu anlatan haberlerini gazetelerine yansıttılar. Devletin köye hizmet için gönderdiği milyarların bir bölümü de yabancı uyruklu kadınlarla yapılan álemlerde yenilmişti. Aldığı malzeme ile köyüne hizmet götüren muhtarlar da, tabii ki bu haberlere sevindiler.
İPİN UCU KAÇTI
2000'li yıllarda meydana gelen bu yolsuzluk, elbette o dönemin Valisi Derya Kadıoğlu'nu (şimdi Malatya Valisi) rahatsız etti. ‘‘Her köye bir tuvalet'' projesinin sahibi olan Kadıoğlu, iddiaya göre Erzurum'da bulunan bazı yakınlarını devreye soktu. Bunlardan biri de Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti (DAGC) Başkanı Feridun Fazıl Özsoy'du. Kaymakamla tesadüfen aynı soyadı taşıyan başkan, kendinin TRT'de prodüktör olduğunu unutup Vali Kadıoğlu'na yaranmak için esti gürledi; haberleri yalanlamaya kalkıştı.
DAGC Başkanı, eski valinin sözcülüğüne soyunurken, meslektaşlarının hakkını korumayıp basın meslek ilkelerini de çiğnedi.
Yerel ‘‘Doğu Ekspres’’in Yazı İşleri Müdürü Öztürk Akkök, ‘‘Bir skandal olay üzerine’’ başlıklı yazısında ‘‘Sen hem Gazeteciler Cemiyeti'nin başkanı olacaksın, hem de gazeteci arkadaşlarının yaptığı haberi yalanlaması için bir kamu görevlisine baskı yapacak, belki tehdit edeceksin. Üstelik haberin doğru olduğunu bildiğin halde. Bunun adına ‘ayıp'ın da ötesinde, resmen skandal denir’’ diyerek DAGC Başkanı Özsoy'un istifasını istedi.
İMZA KAMPANYASI AÇILDI
İnternet sitesi Medyatava.com'a da bu olayı aktaran Erzurumlu gazeteciler, cemiyet başkanının istifa etmemesi üzerine olağanüstü kongreye gitmek için imza kampanyası açtıklarını belirttiler.
Yıllık izinden dönen Vali Mustafa Malay ise yaptığı açıklamada, merkez dahil 19 ilçede sürdürülen bu soruşturmada vurgunun boyutunun çok fazla olduğuna işaret etti ve kaymakamlarına sahip çıkarak son noktayı koydu.
Doğu kadınını hiç eleştirmeyelim!
BUGÜN Başbakan'ın gelini Türk kadınını temsilen okulunu bırakıp, bu yaşta evlenebiliyorsa o halde özellikle Doğu'da karşılaşılan çocuk yaşta yapılan evlilikleri eleştirmeye sanırım kimsenin hakkı yok. Kadının toplumda eğitim ve kültür açısından belli bir donanıma sahip olması, varlığını gösterebilmesi yolunda verilen tüm çabalar bu örneklerle boşa çıkıyor. Hatta yine bu örneklerle kadının toplum içindeki yeri sanki gizlice işaret ediliyor. Bir başbakanın sorumluluğu sadece ekonomi, politika ile sınırlı olmadığını, topluma örnek bir yaşam sergilemesinin doğru olduğunu savunuyorum.
Ne diyorsunuz?
Fatma D.-BOLU
İşini bilen kentliler
'MÜLKİYET hakkından yoksun orman köylüleri adına' Armağan Çağlayan, Cumhurbaşkanı'na hitaben yazıyor: ‘‘İşini bilen kentliler, hiçbir bedel ödemeden, işgallerini ve yaşamlarını rahatça sürdürmeye devam edecekler unutulmuş orman köylüsü ise doğru dürüst yapılmamış orman tahditleri içinde gözüken atadan kalma bahçelerinden, bağlarından, zeytinliklerinden, tarlalarından koparılıp, işkan, iş ve aş için kentlere göç ödeceklerdir. Bu aşikar bir gerçektir. Takdirlerinize arzediyorum.’’
SSK’lıya imtiyaz
SSK'lı hastaların serbest eczanelerden ilaç alabilmeleri için ilaç üreticileri ile bakanlık arasında bir anlaşma yapılarak yerli ilaçta %21 ithal ilaçta %10 daha ucuz ilaç temini konusunda anlaşma sağlandı. Buraya kadar çok güzel, insanların daha ucuza ilaç alabilmelerine bir diyeceğimiz yok. Ancak diğer kurumlardan (Bağkur, Emekli Sandığı) emekli olan vatandaş bu ülkenin insanları değil mi? Onlar da yıllarca vergi verdi, prim yatırdı. Neden indirimli ilaç alımından yararlanmıyorlar, neden bu çifte standart!
Ergun ÇANKAYA
Tanrı bizi korusun
HERKES kadar ülkemi ve insanlarımızı seviyorum. Ama insanımız çok atıl; çok eğitimsiz. Başımıza ne gelirse bundan geliyor. Kafasına vuruyorlar sesi çıkmıyor. Ben düşüncelerimi bazı milletvekillerine ulaştırdığımda, bunu söylediğim birisi varsa ismini yazmasaydın, diyor. Yani ben kötü kişi olmayayım anlayışı... Nasıl olsa biri çıkar ya... Bu anlayışlar bizi buraya getirdi. Üzüntü duyuyorum, AKP'liler milletvekili transferlerini bitirince Anayasa'yı baştan değiştirecekler. Geleceğimizi düşündükçe uykularım kaçıyor.
Tanrı bizi korusun. Filiz AYDAŞ
Otoyol gişeleri
BİR okurumuzdan: Ben İstanbul ve Bolu'daki gişelere takmış vaziyetteyim. Bu gişeler hiçbir işe yaramıyor, buralardan bilet alınmasının hiçbir anlamı yok. Ben İstanbul-Ankara arasında gidip geliyorum; nereden çıkarsam çıkayım ödeyeceğim ücret en uzak mesafe olduğundan bilet alıp almamam fark etmiyor. Bu hiç dikkat çekmiyor mu?
Mesaj Panosu
SEMT içine kurulan pazarlardaki inanılmaz ses ve çevre kirliliği, kayıtdışı ekonomi, trafik keşmekeşi ve en önemlisi o semtte oturanların yaşam ve huzurlarının gasp edilmesi hiç dikkatleri çekmez mi? Bostancı Pazarı'ndaki rüşvet-belediye-zabıta ve pazar mafyası ilişkilerini görüp araştıracak kimse yok mu?
C. D.-KADIKÖY
İETT'nin yeni 'aktarma yap, bekleme ' uygulamasına isyan ediyorum. Bu kadar saçma bir uygulama olamaz. Eskiden tek vasıta ile Avcılar'dan Şişli'ye gidiyordum. Şimdi Yenibosna metroda iniyor, başka bir otobüse biniyoruz. Hem vaktimiz çalınıyor, hem yorgunluğumuz iki katına çıkıyor. Bu uygulamaya karşı çıkanlar şikayetlerini www.iett.gov.tr adresine bildirsin.
Fatma KOŞUBAŞI
BOSTANCI, Adalar iskelesine yerleştirilen Akbil turnikeleri neden kullanıma açılmadığından %50 indirimden yararlanamıyoruz. Yaz sonuna bırakılmadan acilen açılamaz mı? Biraz daha dayanışma lütfen.
Ayla YAZICIOĞLU ADALAR
SİVAS'ın Kangal İlçesi'ndeki çiftçilere 2002'deki doğrudan gelir desteğinin 2. limiti, son tarih geçen ay olmasına rağmen, henüz yatırılmadı. Tamam, ilçemizdeki çiftçilerden bazıları cezalı gözüküyor. Ama cezalı olmayan çiftçilere neden ödeme yapılmıyor? Gözümüzü ve karnımızı toprak doyurmuyor. Hükümetten ödeneklerimizin yapılması için cevap bekliyoruz.