Paylaş
Okurumuz, ABD’de yaşanan kasırga afetinin ardından, bir bankanın kendi iradesiyle, felaketten etkilenenlerin ödemelerinde oluşacak gecikmenin faizi veya cezasını tahakkuk ettirmeyeceğini, diğer başka bankaların ise ATM kullanmak zorunda kalmış olan müşterilerinden alınan işlem ücretlerinin iade edileceğini anlatıyordu. Türkiye’de bu tür uygulamanın yapılması konusu tartışmaya açılıyordu. Bir konuda birçok banka şube müdürü buna itiraz etti. Mücbir nedenlere dayalı veya ekonomik gelişmelerden kaynaklanan benzer durumlarda benzer uygulamaların bankaların kendi inisiyatifleriyle yapıldığını söylediler.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Mesleki Gelişim ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Ali Güngör de bir açıklama gönderdi. Güngör, TBB Yönetim Kurulu’nun tavsiye/önerileri ya da ilgili kurumların girişimleriyle ülkemizde de uygulanmaktadır bu işlem dedi. Örnek verdi: Van’da 24.10.2011’de yaşanan deprem nedeniyle ödemeleri olumsuz etkilenen müşterilere borç ödemede kolaylık gösterilmesi hususunda üyelere duyuru yapılmıştır. Çok sayıda bankanın katılımıyla uzun süreli ve yaygın bir uygulama gerçekleştirilmiştir.
Simav’da 30.5.2011’deki deprem nedeniyle ödemeleri olumsuz etkilenen müşteriler için, bankaların müşterilerine kolaylık göstermesi tavsiye edilmiştir. Bölgeye hizmet veren çok sayıda bankanın katılımı olmuştur.
Küresel gelişmelerin de etkisiyle ekonomide 2009 yılında yaşanan daralmadan olumsuz etkilenen esnaf ve sanatkârlarımız için, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’nun talebiyle, küresel gelişmelerin de etkisiyle ekonomide 2009 yılında yaşanan daralmadan olumsuz etkilenen esnaf ve sanatkârlar odalarının üyelerinin bankalara olan borçlarının isteğe bağlı olarak bankaya olan borçlarının yeniden yapılandırılması uygulamaya konulmuştur. Uygulamaya 16 banka katılmıştır.
Farklı nedenlerle borçlarını ödemekte zorluğa düşen ve borcunu ödemekte iyi niyetli olup yapılandırma isteyen müşterileri için bankaların düzenlemeler çerçevesinde gerekli kolaylıkları gösterdikleri de bilinmektedir.
Güngör, 10 yıldır sürdürdükleri, yeni doğan ve çocuk acil bölümlerine, tıbbi cihaz yardımı yapılmasını kapsayan Çok Yaşa Bebek Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi çerçevesinde, deprem felaketinin yaşandığı Van’a öncelik verilerek, proje bütçesinin önemli bir bölümüyle Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne bağışta bulunulduğunu hatırlatarak, TBB’nin yaşanan felaketlere karşı gerekli duyarlılığı gösterdiğini ifade ediyor.
Yani bizim bankalarımız o kadar duyarsız değillermiş...
Bir sanatçının dramı
ÜNLÜ klarnet üstadı 55 yaşındaki Selim Sesler’i ağır hastalığı karşısında dostları yalnız bırakmıyor.
Selim Sesler, Dramalı (Yunanistan) profesyonel bir zurnacı ailesinden geliyor. Dedeleri 1923’te önce Keşan’ın İbriktepe Köyü’ne yerleşmişler mübadelede, daha sonra da Keşan’ın Yeni Mescit Mahallesi’ne... Müzik yaşamına zurna çalarak başlamış Sesler, daha sonra klarnete geçmiş. 1980’li yıllarda müzik yeteneğini geliştirmek üzere İstanbul’a gelmiş. Bir yandan restoranlarda çalarken, bir yandan da Ferhan Şensoy’un oyunlarında çalmış. Yaşamının dönüm noktalarından biri 1998’de Kanadalı halk müziği sanatçısı Brenna MacCrimmon ile tanışması ve birlikte Kanada turnesi yapmasıdır.
Dünyada 5 kıtada konserler verdi, Fatih Akın’ın ‘Duvara Karşı’ filminin müziklerini yaptı. Ancak iki yıl önce kalbi dayanamadı. Alman Hastanesi’nde uzunca bir süre yattı. Almanya’ya kontrole gitti. Ve sonunda Alman Hastanesi’nde çanta kalp taktılar kendisine. Boynuna asılı. Almanya’da kalp ameliyatı için 150 bin euro istenmiş. Tarlabaşı’ndaki evinde çanta kalbiyle yatıyor. Çalışamıyor da. Ailesi de perişan, kendisi de. Dostları Diana ve Semih Kalkanoğlu çifti, sanatsever ve yardımseverleri yardıma çağırıyor.
(Not: Selim Sesler’e destek için Fatih Akın’ın ev sahipliğinde Kubat, Suzan Kardeş, Baba Zula, Kolektif İstanbul, Hakan Aysev, Ramazan Sesler ve grubu, bu akşam Babylon’daki özel gecede bir araya geliyor.)
‘Türk’ adını kullanma hakkı
İNTERNETTE dolaşan 13.09.1012 tarihli haberlere göre (Türk) Telekom’da kalan Hazine hisselerinin (% 31.68) tümü veya bir kısmı satılacakmış.
Ülkemizde, “Dernekler Kanunu’nun 28. maddesine göre dernek, vakıf ya da sendika gibi kuruluşların, ‘Türkiye’ ismini kullanabilmesi için Bakanlar Kurulu’ndan izin alması gerekiyor”muş...
Şu anda % 68.32’si yabancıların olan adı geçen şirketin (Hazine’nin elinde kalan hisseleri kimin alacağı da belli değil), bu haliyle ‘Türk’ adını kullanmaya hakkı var mı?
Dr. Erim ÜNAL-Ziraat Y. Müh.
Migros’tan ‘börek’ açıklaması
SİLİVRİ Migros’ta 29 Ekim’de çok sayıda kişinin börek zehirlenmesi nedeniyle ilgili bir açıklama yapan Migros Kurumsal İletişim Grup Müdürü Ahu Başkut özetle şöyle dedi:
“Çalıştığımız firmaların üretim yerleri denetimi, periyodik ve bağımsız olarak dış kurumlar tarafından yapılmaktadır. Migros protokolünde yer alan 84 konu başlığında, üretim koşullarının hijyeni ve yasal mevzuata uygunluğu denetlenmektedir. Müşteri sağlığı için yerinde denetimler hariç yılda 10.000 adet laboratuvar analizi yapılmaktadır. Silivri’deki müşterilerimizin yediği börekten rahatsızlanmasını belirtmesi üzerine, hem o mağaza için üretim yapan firmanın börek ürünleri, hem de diğer mağazalardan örneklem alınarak hızla analiz yapılmıştır. Tespitlerimizde o gün işletici firma Natek’in pastörize yerine taze yumurta kullandığının öğrenilmesi üzerine ilave analizler yapılmaktadır. Migros 500 işletici firma ile çalışmakta, büyük ölçekli pek çok markanın tedarikçisi olan Natek ürünleri analiz sonuçları Migros tarafından takip edilmektedir. İnceleme sonucu ile Migros gerekli önlemleri alarak gereği yapılacaktır.”
Paylaş