MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın okul ihalelerinin sonuçlarına ilişkin müteahhitlerin tepkileri dinmiyor. Bazıları, ‘Türkiye’de daha böyle bir ihale olmadı; size teşekkür ederiz; lütfen bu işin peşini bırakmayın’ diyorlar.
Bakanlığın, o da Başbakanlık kanalıyla yaptığı açıklamada, ihalenin Kamu İhale Kanunu esasları çerçevesinde ‘açık ihale’ yöntemiyle yapıldığını, ortaya konan iddiaları sadece ‘iftira ve gerçek dışı’ saymasına bir anlam veremediklerini söylüyorlar.
‘Bu ihaleler hangi kriterlere uyuyor’ diye soruyorlar.
Hani bu iktidar şeffaf olacaktı?
AB kriterlerine uygun yeni ihale yasası çıkardık; sonunda çorba ettik galiba.
Yasa, en ucuz teklif edene ihalenin verileceğini söylüyor; ancak ihale komisyonu bunu yeterli görmediği hallerde ortalama fiyat esas alınıyordu.
Fakat buradaki sonuçlar çok farklı. Ne yazık ki başka bir örneği yok.
Yürekli müteahhitler seslerini çıkartıyor ama bazıları da ‘Biz de konuşuruz ama Maliye bizi sonunda fena yapar’ diye çekiniyorlar. Bu endişeyi taşıyan bir müteahhidi dinliyoruz bugün.
GÜZEL SÖZ AMA
- Yalçın Bey, Borsa’nın 400 trilyonu ile yapılacak okulların projeleri çok güzel; hepsi çağdaş eğitime kapı açıyor; ancak ihale yöntemi çok yanlış ve haksız. Toplu Konut İdaresi bile bu kadar yüksek m2 maliyetli ihale vermemişti diye yazdınız. Maalesef doğru. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ihale öncesinde ‘Ben mezar yaptırmayacağım, okul yaptıracağım’ diyor; güzel... Ama ihale teklifleri alınırken, firmalardan üç gün içinde yeni koşullara bağlı olarak belgeler isteniyor. Bir süre sonra da, m2’si 400 milyonun altında teklif atanlara ihale verilmeyeceği söylentileri yayılıyor. Bu çok çarpıcı bir gelişme. Bu nedenle sonuçlarda herkesin rakamı yakın çıkıyor; peki tercihteki ölçü nedir?
ŞÜPHELİ DURUMLAR
Bunu açar mısınız?
- Efendim biz teklifimizi sunarken, bu söylentiler üzerine yaklaşık metrekaresine 290-300 milyon verdiğimiz teklifleri 400 milyon olarak değiştirdik. Aslında ilk fiyatlarla para kazanılırdı ama yine de ‘adet’e uymak zorunda kaldık. Bu neden böyle yapıldı bilmiyoruz. Ama devletin kaynakları bu kadar yüksek bedelle peşkeş çekilemez, yazıktır.
Ne demek istiyorsunuz?
- Şüphe uyandıran bir sürü durum var. İhaleyi kazananlar arasında AKSA İnşaat ve NET Yapı isimlerinin öne çıkması dikkat çekiyor. Net Yapı, üç yıllık bir firma; daha önce böyle bir büyüklükte bir iş bitirdi mi, belli değil. Aksa İnşaat’ın ortaklarının kime yakın olduğu bilinmelidir. Bunun gibi ihale verilen firma ve kişilerin AKP ile ilişkilerini ortaya çıkartmak; değişik adlarla kurulan firmaların da perde arkasında olan isimleri bilmek kamuoyunun hakkıdır.
Eğer hemşericilik ve bölgecilik ayrımı yapıldıysa yazık bu ülkeye... Bu arada Kolin, Hazinedaroğlu, Altındağ, Kaya, Ceylan, Kalyon, Ekşi, Doğuş ve Kuzu İnşaat gibi firmaların elendirilmesi de ayrı bir sorudur. Sanırım birçok firma yargıya gidecektir. Bu nedenle bakanlık okul ihalelerini hangi müteahhitlerin kazandığını kamuoyuna açıklamalıdır.
Baybaşin açıklaması
UZUN süreli bir operasyon sonucunda 1998 yılında Hollanda’da 105 kilo eroin ve 5 kilo esrar kaçakçılığı ile ilgili olarak yakalanan ve beş ülkedeki organizasyonu çökertilen Hüseyin Baybaşın’in avukatı M.Berzan Ekinci bir açıklama gönderdi.
‘Baybaşin ‘Arslan’ avında’ (27.8.2004) tarihli yazımızda, Baybaşin’in, Hollanda’da aldığı 18 yıl hapis cezasından kurtulmak için, kendisinin yakalanmasına neden olan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı Emin Arslan ve Yardımcısı İsmail Çalışkan ile ilgili bir karalama kampanyasına girişeceğinı belirtmiştik. Bunu da Baybaşin’in adına muhbirlik yaptığı ülkenin emniyet yetkilisinin verdiği resmi bilgiyle ortaya koymuştuk. Bilgiyi getiren görevli Başbaşin’in avukatının kendisiyle görüştüğünü ve karalama kampanyası yapacaklarını söylüyordu. Yazıda bu avukatın adını da ‘muhtemelen Berzan Ekinci’ diye yazmıştık. Ancak Ekinci, kendisinin hiçbir Hollandalı görevliyle görüşmediğini bildirdi. Burada bir yanlışlığı düzeltmek de bizim görevimiz... Baybaşin’in avukatlarının görüştüğü Hollandalı yetkililer değildi, adına muhbirlik yaptığı ülkenin emniyet görevlisiydi. Bu ülkeyi biz biliyoruz ama yazmıyoruz. Ekinci isterse bunu Baybaşin’e sorabilir. Bu avukat büyük olasılıkla Baybaşin’in kullandığı birçok yabancı avukattan biri olabilir.
Ancak Av. Ekinci açıklamasında, Baybaşin’in 1998 yılının 28 Martı’nda Hollanda’da resmi konutunda operasyona maruz kaldığını ve o günden beri de cezaevinde bulunduğunu, tamamen telefon konuşma kayıtlarına dayalı birtakım suçlamalara maruz kaldığını, yargılanmasının halen devam ettiğini belirterek Baybaşin’in yabancı bir devlet görevlisinin muhbiri olduğu iddiasının kişilik haklarına bir saldırı teşkil ettiğini öne sürüyor.
Aynı yazıda sözünü ettiğimiz ‘Türkiye’nin Mafyası’ (İletişim Yayınları, 2000) kitabını Frank Bovenkerk’in yazdığını belirtmiştik. Bir açıklama gönderen Yücel Yeşilgöz ‘Kitaba gönderme yaptığınız için size teşekkür ederiz. Ancak kitabı birlikte yazdık. İkimiz de Hollada’nın Utrecht Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi Krimonoloji Kürsüsü öğretim üyesiyiz’ diyor.
Ey AKP
EVLERE baskın verip insanları don gömlek polis nezaretinde karakola götürüp zina davası açacaksanız, o zaman sizin Avrupa’da ne işiniz var?
Avrupa’daki insanlar böyle ‘intim’ problemlerini kendi aralarında çözerler.
Hem size bir sorum var.
Avrupa’da ana, baba, çocuklar banyo küvetinin içinde anadan üryan hep beraber yıkanırlar. Bizim Avrupa havarisi Türklerin kaçta kaçı böyle bir şey yapabilir? İsterseniz bir anket yaptırın bakalım.
Şevki UYANIK-Betzdorf-ALMANYA
Mesaj panosu
ERBAKAN’a 8 ay hapis cezası verilmişti. AKP hükümeti cezayı bir yıl ertelemişti. Yeni TCK’da bunun da ertelenmesi için bir çalışma yapılacak mı?
Emine YILDIZ
İSTANBUL
BOSTANCI’da E-5 üzerinde Lunapark’ın önünde Taçspor tesislerinin 10 dönümlük alanı da imara, kurban gidiyor. Sanıyorum yer mahkemelikti ama bir şekilde Büyükşehir’den buraya imar çıkarılmış... Çamaşırcı deresinin bulunduğu bir yer depreme dayanıklı olur mu? Peki 11 katlı binayı kim yapacak; bu iş neyin karşılığı ve nasıl halledildi Büyükşehir’den?
İ.H.-KADIKÖY
KIZILAY’da, genel müdür vekili Ömer Taşlı, Düzceli; personel müdürü, gençlik müdürü, plan bütçe müdürü de Düzceli... Merkez büro müdürü de Taşlı’nın amca kızıyla evli. En kilit yerlerdekiler Düzceli ama bizler her an baskı altındayız. Emin olun bizler kötü durumdayız, halimiz ne olacak diye düşünüyoruz.
Bir grup Kızılay çalışanı-ANKARA
GÜNÜN SÖZÜ
‘Türkiye’nin AB tarafından bekleme odasına hapsedilerek iğfal edilmesi, kandırılması zina tarifine girmez mi?’