Paylaş
Her yıl 17 Nisan’la başlayan haftada Atatürkçü, yurtsever aydınlarca Köy Enstitüleri etkinlikleri düzenlenir. Bu yıl da 14-17 Nisan 2010 etkinliklerinin görkemlisi Kastamonu Üniversitesi öncülüğünde, Kastamonu Gölköy Enstitülüleri Vakfı’nın da düzenlenmesinde yer aldığı “Kuruluşunun 70. Yılında Bir Toplumsal Dönüşüm Projesi Olarak Köy Enstitüleri Sempozyumu” yapılacaktır. Bu etkinlikte sunulmak üzere 70 bildiri kitap haline getirilmiş, 1000 sayfadan fazla bir eser ortaya çıkmıştır.
Öykü şöyle: 1938’de Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç İlköğretim Genel Müdürü’dür. Bu iki yurtsever Kemalist aydının en büyük idealleri köyü aydınlatmak, köylüyü ve dolayısıyla ülkeyi kalkındırmaktır. 1938 yazında İsmail Hakkı Tonguç odasının duvarında duran Türkiye haritasına koymuş olduğu iki kırmızı noktaya dalmış (Eskişehir-Çifteler ile İzmir-Kızılçullu), bu yıl bunlara nerelerde iki nokta daha ekleyebileceğini düşünürken, kapı açılır, içeriye giren görevli ağırca bir hediye paketini masasına bırakıp çıkar. Paketi açar, içinden nar gibi kızarmış dört tuğla çıkınca şaşırır! Tuğlaları seyretmeye başlar. Duygulanır, gözleri yaşarır. Kastamonu-Gölköy Eğitmen Kursu Müdürü Süleyman Edip Balkır, eğitmen adaylarının ürettiği tuğlalardan dört adet göndermiştir. Karşısındaki haritada üçüncü kırmızı nokta Gölköy olmuştur. Artık haritada kırmızı noktaların gerisi gelecektir. Tuğlalar tam da Tonguç’un düşündüğü gibi üretim içinde eğitime en güzel örnektir. Bu eğitim anlayışı sürdürülebilseydi, bugün ülkeyi yönetenler kimler olurdu dersiniz?
Ali Sami Yen Stadı'nın yeri 16 Nisan günü satışa çıkarılıyor
ALİ Sami Yen Stadı’nın yeri 16 Nisan günü satışa çıkarılıyor. TOKİ, burayı alan isterse İstanbul’un en yüksek gökdelenini dikebilir, diyor. Bir grup Şişlili, bu alanın yeşil alan olarak kalmasını istiyor. Cevahir AVM’nin yeri de yeşil alandı; Bedrettin Dalan izin verdi. Prof. Nurettin Sözen ve Recep Tayyip Erdoğan ‘vize’ vermedi... Şişlililer eylem yaptılar; burası yeşil alan kalsın diye... Ancak ondan sonra gelenler bir yolunu bulup buraya o dev iş merkezini diktiler. Sonra da yabancılara satıldı. (Belediye arsalarına yapılan Swiss ve Hyatt otelleri ise geçenlerde parasızlık çeken belediye tarafından satıldı.)
CHP İstanbul il örgütü de buranın yeşil alan olarak kalması için büyük bir kampanya başlatıyor. CHP, buraya gökdelen dikilmesinin yanlış olacağını, Mecidiyeköy ve Şişli’nin zaten felaket olan trafiği ve yapılaşmasını daha da kötü duruma düşüreceğini anlatan bir gazete çıkardı. Ünlü mimar ve yazar Doğan Hasol, “Burası Ali Sami Yen Parkı olsun, bu benim hayalimdir” diyor. Prof. Ahmet Ercan, yarın bir depremde kaçacak yer olarak oradan başka yer yok. Gökdelen yapılması bir kıyımdır tespitini yapıyor. İBB ve Şişli Meclis Üyesi Bülent Soylan bunun bölge halkına sorulmasını istiyor. CHP İl Başkanı Gürsel Tekin bugün 15.00’te stadın önünde İstanbul milletvekillerinin de katılacağı bir protesto eylemi yapacaklarını bildirdi.
Bu yollar bu yükü nasıl taşıyacak? Büyükşehir, Perpa’nın önüne 50’şer katlı üç gökdelen dikmek istiyor. Yarın az ilerde ‘devasa’ İstanbul adliye binası da önümüzdeki günlerde açılacak.
İstanbul’u biraz seven kalmadı mı?
Prof. İlhan Tekeli’in bir sözü vardır: “Bunlar rant değil, kente karşı yolsuzluktur.”
GÜNÜN SÖZÜ
“VEDA, Nuri Bilge Ceylan gibi ‘author’ filmleri ile tanınan Türkiye’nin yurtdışındaki imajına yeni bir renk katıyor. Hem Ceylan hem Livaneli günümüz Türk sinemasının çeşitliliğini sunuyorlar bize. Hollywood, Veda’yı ancak onlarca misli fazla para dökerek yapabilirdi.”
Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) Genel Sekreteri, eleştirmen Klais EDER
Yolsuzluklara karşı sınav ama nasıl
SHP eski Genel Sekreter Yardımcısı Eşber Atilla yazıyor: “Hırsızlık-yolsuzluk iddiaları sonucunda görevden uzaklaştırılan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak örneği daha çok yeni iken Elazığ Belediyesi’nde kaynayan iddialar basında maalesef yer almamakta, iktidar partisi kendi partisinden olan başkanı kayırıyor fikri akıllara gelmektedir. Yine AKP’li olan Belediye Meclis üyelerinin iddialarına göre, aracın değerinin yaklaşık 5 katına 1 yıllık kiralama yapılması, AB fonlarından gelen 3 milyon Euro’nun buharlaşması, otopark gelirlerinin akıbetinin bilinmemesi, billboard ve reklam gelirlerinin ne şekilde olduğunun bilinmemesi, ELÖZ Belediye Şirketi yöneticilerinin KİK kurallarına uymaması gibi birçok yolsuzluk iddialarının üzerine mutlak gidilmeli ve netice kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Halkımızın hakkını yiyenler hesap vermeli, hırsızlar-yolsuzluk yapanlar ellerini kollarını sallayarak gezmemelidirler. Hukukun üstünlüğüne inanan vatandaşlarımız hüsrana uğramamalıdır. AKP’nin ağzından düşürmediği demokrasi ve adalet için önemli bir sınavıdır.”
19 yıldır tek bir vatan haini çıkmadı
10 Nisan’la ilgili laiklik günü yazınızı okudum. İlk kez bir eksiklik gördüm. 10 Nisan 1991 tarihini unutmuşsunuz. TBMM tarafından kabul edilerek yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu’nun ek maddesiyle Hıyanet-i Vataniye Kanunu kaldırıldı. Laik olamasak bile İstiklal mücadelesi veren Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği iki numaralı kanunun kaldırılması sayesinde 19 yıldır ülkemizde Cumhuriyet Savcıları ve Hâkimlerimiz tarafından tescil edilmiş tek bir vatan haini çıkmadı. Ne mutlu demokrasiye güvenen bu cumhuriyetin seçmenlerine!.
Ünal İNANÇ-ANKARA
Paylaş