4 ay öncesine göre iyiyim

DÜNKÜ 'Kobay oldum' başlıklı yazıda, kansere nasıl yakalandığını, ne gibi bir tedaviden geçtiğini anlatan Habertürk'ün sahibi Ufuk Güldemir'le söyleşimize devam ediyoruz:

Haberin Devamı

- Amerika'da dört ay tedavi oldunuz, peki bundan sonra hangi süreçten geçeceksiniz?

 

- Bu tedavi üç ay sürdü. Aynı 'tedavi protokolü', yani bana orada uygulanan ilaçlarla şimdi Türkiye'de devam edecek. İki ayda bir Dr. Wolf'a gideceğim. Kendimi şu anda 4 ay öncekinden çok daha iyi hissediyorum. Kilo aldım. Kanserle ilgili yurttaşlarımız bana mektup yazıyor, fikir soruyor. Onları bilgilendirmeye ve yeni tedaviler konusunda bilgi vermeye çalışıyorum. Hayata sarılıyoruz, devam ediyoruz.

 

- Habertürk'te gördük, karşılamada herkesle öpüşüyordunuz. Ama grubumuzun doktoru Dr. Gündüz Tezmen bize kemateropi gören hastaların diğer hastalıklara karşı vücut direnci düşüktür, öpüşülmemesi gerekir, diyor.

 

Haberin Devamı

- Zaten beni uyardı. Çok öpüşülürse, nefes yoluyla en basitinden bir grip virüsü alınırsa, bu hastanın genel durumunun bozulmasına, herkeste olduğundan daha ağır seyretmesine yol açar, diye uyardı. Öyle yapmak gerek.

 

BEYİN KEPENGİ

 

- Bu tedavi sonunda neyi öğrendiniz?

 

- Ben hep işimi düşündüm, ava gittiğimde bile bu stresi yaşadım. Hayata hırsla sarılmakla kendimi harap etmişim, vücuduma sahip çıkmayı ihmal etmişim. Gergin bir yaşam ortamından uzak durmayı, bünyeyi çok fazla zorlamamak gerektiğini yeni öğrendim. İnsanın zaman zaman dinlenmeye ve tatile ihtiyacı olduğunu anladım. Hep hırslı olmamak, arada bir beyinsel kepenkleri indirerek kafayı dinlendirmeyi...

 

- Av sporuna devam mı?

 

- Devam. Zaten Türkiye'ye Alaska üzerinden döndüm.

 

Günün Sözü

 

"Umudun tükenmediği yerde hayat tükenmez."

(Anonim)

 

Haberin Devamı

Sokakta 'veda' öpücüğüne yasak

 

BEN 46 yaşındayım. Geçen hafta sonu Karaköy rıhtımının orada, vedalaşırken bayan arkadaşımı öptüm. Arkamdan acı acı çalan bir korna sesi ile irkildim. Döndüğümde, bir arabanın içindeki iki kişinin bize bağırıp çağırdığını ve el kol hareketleri yaptıklarını gördük. 'Ne oluyor?' dediğimde, şoför mahallinde oturan adam kapıyı açarak, burası Türkiye, burası Müslüman ülke diye bağırarak üzerimize doğru hamle yaptı.

Dehşet içinde kaldık. Ne oluyor bu ülkeye, insanlara? Nereye gidiyoruz? Burası bizim doğup büyüdüğümüz ülke mi?

A.G.

 

‘Maarif'in kitap hali

 

CAĞALOĞLU'ndaki Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Devlet Kitaplar Müdürlüğü önündeyim. Saat 15.00... Kuyrukta en az 150 kişi var. Söylendiğinin aksine okullara kitaplar hâlâ verilemedi. Çeşitli sınıflara ait Hayat Bilgisi, Türkçe ve Matematik gibi kitapların çoğunun olmadığını cama asmışlar. Bizim gibi her veli tepkili. Koca Milli Eğitim Bakanlığı'na ne demek gerekir. Galiba en doğrusunu Milliyet'ten Abbas Güçlü söyledi: "Bu bakanla bu eğitim yılı zor biter."

M. Ali Y.

 

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

 

- MUSTAFA Sarıgül'ün, CHP'nin internet sitesinde yer alan 'Belediye Başkanlarımız' bölümünden isminin çıkarılması üzerine Genel Merkez aleyhine açtığı davanın ilk duruşmasının 27 Eylül'de Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yapılacağını...

 

- KARTAL Belediyesi’nce yaptırılan Yaşam Kalitesini Yükseltme Merkezleri'nden ilkinin yarın HürriyetMahallesi’nde açılacağını; merkezde spor salonu, sağlık merkezi, çocuk oyun kulübü, banka şubesi, postane, muhtarlık,kafeterya ve kütüphanenin yeraldığını...

 

- 'BAYRAMPAŞA Belediyesi Bereket Konvoyu’nun Bosna-Hersek, Sırbistan-Karadağ, Kosova, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Lübnan ve Anadolu’nun 27 şehrinde iftar sofrası açacağını... ŞİŞLİ Belediyesi'nin Ramazan çadırını bu kez Mecidiyeköy Meydanı’na, Zeytinburnu Belediyesi'nin de belediye hizmet binası önüne kurduğunu...

Haberin Devamı

 

- FATİH Belediyesi’nin CHP’li meclis üyeleri tarafından astırılan 150 adet “Yeni öğretim yılında tüm öğrenci ve öğretmenlerimize başarılar dileriz” pankartlarının Büyükşehir Zabıtası’nca söküldüğünü; AKP’li meclis üyeleri tarafından astırılan pankartların ise yerinde durduğunu...

 

- GAZİANTEP, Şahinbey Belediyesi’nin geçen dönemki başkanı Yaşar Ağyüz döneminde restore edilen Kemikli Bedesten girişindeki 'Gaziantep Savunması'nı tasvir eden rölyefte Atatürk figürünün bazı kişiler tarafından tahrip edildiğini...

 

Karşılamaya fazla mesai

 

KARABÜK’teki Kardemir A.Ş., Çiller döneminde 1 liraya Karabük işçilerine ve halkına devredilmiş; Ecevit hükümetinin zorlu dönemde sağladığı kredilerle ayağa kalkmıştı. Tesiste bugün üç vardiya halinde 3.900 kişi çalışıyor.

Haberin Devamı

Geçen cumartesi günü Devlet Bakanı M. Ali Şahin, Kardemir ve Çeltentaş firmalarının yaptırdığı spor salonu ile bazı açılışlara katılıyor.

 

'Siyasi irade' görkemli bir tören istiyor ve bunun için "Kardemir A.Ş.’den 16-24 vardiyasında çalışan işçiler sabahki törenlere katılacaktır" talimatı verildiği öne sürülüyor. Uykusuz kalsalar ve tören yorgunu da olsalar, 16.00 vardiyasına girseler de 500-600 kadar işçi törenlere katılıyor; bunun karşılığında işçilere fazla mesai verildiği bildiriliyor. Kardemir'in bugün %60'tan fazla hissesi Kayserili Lütfullah Yolbulan (A. Gül'ün uzaktan akrabası) ve Karabüklü Kamil Güneş'e ait. Acaba böyle bir tören için borsaya kayıtlı Kardemir, ne kadar mesai ücreti ödemiştir?"

 

Karabük'ten bir grup işçi

 

Büyükşehir, Ramazan yardımlarıyla ilgili açıklama yaptı

 

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi 'Migros mu, Kiler mi?" başlıklı yazı üzerine bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

"Yazınızda da ifade ettiğiniz türde yardımları, be planlaması dahilinde; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun, 18. maddesinin, m bendine, 5216 sayılı Kanun-24/j bendine, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun, 14/b bendine, 17.6.2005 tarih ve 1257 sayılı Meclis kararı ile Sosyal Hizmetler ve Özürlüler Şube Müdürlüğü’nün Görev ve Çalışma Yönetmeliği'nin, 6. md./a bendi/1. fıkrasına göre yasal dayanaklar çerçevesinde yapmaktadır. Dönemsel olmayıp, kurumsal yaklaşımlardır. Daha önceki çalışmalarımız sonrasında getirilen öneri ve eleştirileri de dikkate alarak yeni bir sisteme geçtik. Çok daha fazla sayıda ihtiyaç sahibine ulaşmak ve gıda yardımlarına yeni bir anlayış getirmek için geniş ve yaygın bir bilgisayar sistemi ve teknolojiyle desteklenen 'kupon' sistemini başlattık.

'Bir elin yaptığından diğeri haberdar olmayacak' esprisini temel felsefemiz olarak kabul ettik.

 

Bugüne kadar gıda yardımları, çeşitli kanallardan gelen ihtiyaç sahiplerinin Kadın Koordinasyon Merkezi gezici ekipleri tarafından tespit edilmesinden sonra 'aynî' olarak, yani doğrudan gıda kolileri verilerek yapılıyordu.

 

Kupon sistemiyle insanlarımız kendilerinin acil ve önemli ihtiyaçları nelerse onları alabilecekler. Yapılan yardım, tam anlamıyla yerine ulaşabilecek. Böylece bu vatandaşlarımız da tıpkı cebinde kredi kartı ya da nakit parası olan insanların marketlerde yaptıkları alışveriş gibi, rencide olmadan alışveriş yapabilecekler.

 

BİZZAT BAŞVURANLARA

 

Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Özürlüler Müdürlüğümüz bünyesinde, Kadın Koordinasyon Merkezi koordinasyonunda gerçekleştiriliyor. Merkezin, vatandaşlarımızın müracaatları ile oluşan bir Bilgi Bankası mevcut... Kupon çalışması için de ilave olarak tüm STK’lardan, İlçe Belediyelerinden, Muhtarlıklardan gelen ve özellikle de vatandaşlarımızın bizzat başvurularıyla oluşan talepler değerlendirildi. Yani Belediyenin seçtiği değil, bize başvuran ve incelemeler neticesinde mağduriyeti tesbit edilen insanlarımız bu yardımlara hak kazanıyor.

 

35 EKİP EVLERİ ZİYARET EDİYOR

 

Müracaatları alan, 70 kişilik 35 adet dış ekip tek tek tüm ailelere tesbit ziyaretleri gerçekleştiriyor ve her müracaat bir değerlendirmeye tabi tutuluyor. Ailenin sosyal güvencesi olup olmadığı, kişi sayısı, okula giden çocuk olup olmadığı, sayısı, eğitim, sağlık durumları, sürekli ilaç tedavisi görüp görmediği, borçları var mık, kira, bakkal borcu var mı gibi kıstaslarla durumlar kayıt altına alınıyor. Bu noktada, tüm kayıtların ve ailelerle ilgili bilgilerin, açık ve şeffaf bir biçimde incelemeye sunulabildiğini ifade etmek isteriz. Kuponlar hologramlı olarak basılmaları nedeniyle taklit edilemezler. Ayrıca her kupon isme özel basılmakta ve kupon üzerinde kişinin TC kimlik numarası bulunmaktadır. Kupon alan ihtiyaç sahipleri merkezimizin anlaşmalı olduğu Migros, Kiler, Şok ve Tansaş marketlerinden ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.

 

KİMİN NE ALDIĞINI TESPİT

 

Bu marketlerle merkezimiz arasında bilgisayar destekli bir bağlantı bulunmaktadır. Böylece gerekli durumlarda merkezimizden kimin ne aldığı incelenebilmektedir.

Ayrıca söz konusu marketlerin seçiminde kıstas, içki satıp satmaması değil vatandaşlarımızın kolaylıkla ulaşabileceği yaygınlıkta olmalarıdır.

 

Yazımızın girişinde de ifade ettiğimiz gibi, tüm sosyal yardımlar onaylı bir bütçe içinde, yasal dayanaklar çerçevesinde, keyfi kriterler taşıyamayacak kadar ciddi ve hesaplıdır. Çünkü bütçe tüm partilerin temsil edildiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde onaylanıyor olmak zorundadır."

 

ÜZÜLDÜM

 

BELEDİYENİN bu yardım kuponu dağıtımda görev aldım ve hiç bir vatandaşa biz böyle bir açıklama yapmadık. Yaptığımız bu çalışmayı lütfen karalamayın. Sizi kınıyorum. Lütfen böyle yazılar yazmayın. Yazacak o kadar çok konu var ki, mesleğiniz adına üzüldüm.

Dilber ASLANDAĞ

 

CHP İstanbul örgütünde neler oluyor

 

KUMBURGAZ Belediye Başkanı Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu ile Büyükçekmece İlçe

BaŞkanı Op. Dr. Ali Şeker'in 'kesin ihraç' istemiyle disipline verilmesinin

ardından, Bayak'ın kalesi olarak anılan CHP İstanbul örgütü karıştı. İhraç için düğmeye basılmasının ardından Sarıgül taraftarları harekete geçerek

 

Büyükşehir Belediye Meclisi'nde 69 CHP'li üyeden 41'nin imzasıyla "Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu partiden atılmamalıdır. Karar gözden geçirilmelidir" diyerek Genel Başkan Deniz Baykal'a muhtıra gibi bir bildiri verildi.

Geçen Cuma CHP grubunda bu kez Başkan Dr. Çorbacıoğlu gruba gelince ortalık iyice karıştı. Grup toplantısına girmeyen Çorbacıoğlu, CHP'li Durusu Belediye Başkanı Engin Akman ve Binkılıç Beldiye Başkanı Gökay Savaşan'la kafeteryada otururken, CHP grubu da olayı tartıştı. Bu arada grupta Sarıyer ilçesi ile ilgili bir imar planına Büyükşehir'de nasıl oy verileceği de gündeme geldi. Bir grubun olumlu oy verilmesi görüşüne karşı gruptan red kararı çıktı. Bunun üzerine Grup Başkanvekili Kemal Akar ile grup yönetim kurulunun 7 üyesi istifa etti.

İstifa kararının Baykalcı İstanbul il yönetiminde şaşkınlık yarattı. Önümüzdeki günlerde yapılacak yeni seçimde, Mustafa Sarıgül ağırlıklı bir yönetimin seçilmesinin telaşı ortaya çıkarken, gözler İl Başkanı Şinasi Öktem'e çevrildi. Büyükşehir Meclisidnde, CHP'den en az 41 muhalifin bulunduğu öne sürülüyor.

 

KİLİDİ KIRDILAR

 

Kumburgaz Belediye Başkanı Çorbacıoğlu'nun, Sarıgül'ün belediyesine bazı destekler vermesi üzerine ihraç düğmesine basan CHP İl Yönetimi Büyükçekmece İlçe Başkanı Dr. Ali Şeker'in ardından 10 ilçe yönetim kurulu üyesini de görevden alıp 'kesin ihraç' istemiyle disiplin kuruluna verdi.

İlçeyi teslim almakla görevlendirilen iki il yöneticisi, ilçeye gelip, kapalı bulunması üzerine ilçe binasının kapısını çilingirle açtırarak evraklara elkoydular.

Örgütten bir üye, "İlçeyi teslim almaya gidenler böyle bir davranışla ayıp ettiler. Halbuki, yolun karşısında işyeri bulunan Dr. Şeker'den anahtarı ve ilgili evrakları nezaketli bir şekilde isteyebilirlerdi, zaten o da vermeye hazırdı. Bu olay CHP'ye yakışmıyor" dediler.

Olay üzerine Dr. Ali Şeker de, il yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

 

KKTC'de vergi %2.5'a iniyor

 

ÇALKANTILI siyasi bir ortama sürüklenen KKTC, AB'ye uyum çercevesinde ekonomisini canlandırmak için yapılan bir sürü yasal değişiklikle yatırım ve finansta 'vergi cenneti' olmaya hazırlanıyor. Bu konuda 22 düzenlemeden 'Uluslararası Finans Şirketleri Yasası'nın Meclis'ten geçti; öteki yasa değişikliklerin de Bakanlar Kurlunda kabul edildi.

KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanı Derviş Kemal Deniz, 'Uluslararası Finans Şirketleri Yasası" ile KKTC'nin yabancı ve Türkiyeli şirketler için önemli bir vergi avantajı sağlayacağı bildirildi.

Bu sayede Türkiyeli şirketlerin diğer ülkelerde yaptıkları ticari faaliyetlerin KKTC'de açacakları şirketleri ile yapmaları halinde kendilerinden yalnızca %2.5 vergi alınacağını söyledi.

Deniz, Türkiye'den gelen bir grup gazeteciye şunları açıkladı:

"Şimdiye kadar dünyadaki en önemli off-shore merkezlerinden biri olarak öne çıkan Kuzey Kıbrıs, artık şirketlere vergi avantajı sağlayacak yeni bir sisteme geçiyor. Yeni sistem, Kıbrıs'ta yatırım yapacak şirketleri off-shore statüsünden çıkararak, KKTC'nin yerel şirketi olarak kabul ediyor. Bu da söz konusu şirketlerin denetlenebileceği anlamına geliyor. Hollanda, İrlanda, Lüksenburg ve Güney Kıbrıs'taki gibi şirketler holding merkezlerini KKTC'ye taşıyacak ve kendi ülkelerindeki şirketler de bu holdinglerin iştiraki olacak. Şirketlerin kendi ülkelerinde yurtdışına yönelik yaptıkları, ihracat, ithalat ve yatırım işlemlerinin finans hareketleri KKTC'deki holding şirketi üzerinden yapılacak, kar KKTC'de kalacak. Holding bu kardan %2.5 vergi ödeyecek ve kendi ülkelerinde vergiden muaf olacak."

Bakan Deniz, 'Uluslararası finans şirketleri' adıyla anılacak söz konusu yasanın çıkarılmasından önce İngiltere ve AB ile gerekli görüşmelerini yaptıklarını belirterek şöyle konutu:

"BD yetkilileri ile görüştük. Yeşil Hat tüzüğü, KKTC'de üretilen malların 1960 tarihined var olan Kıbrıs Cumhuriyetinin malı olarak kabul ediliyor. Biz bunu sermaye hareketleri için de geçerli olmasını istedik. Onlar da bunu kabul ettiler. Yani AB ülkeleri nezdinde de KKTC'de kurulmuş bir şirketin ticari faaliyetleri konusunda sorun yaşanmayacak. Türkiye Maliye Bakanı Kemal Unakatın'la görüşüyoruz. TBMM'den geçecek bir yasayla KKTC'de %2.5 olarak alınan vergiden sonra Türkiye'de de bir daha vergi alınmamasınının sağlanmasını istiyoruz."

 

Sevgili Fenerbahçeli kardeşlerim...

 

TENKİT etmek bozgunculuk filan değildir.

Yapılan güzel işler takdir edildiği gibi, yanlışlar da tabi ki tenkit edilmelidir. İddia ediyorum, dünyanın en vefakar taraftarı Fenerbahçe taraftarıdır. Yaşı 50’ye dayanmış bir Fenerli olarak iddia ediyorum, son 5 yıldaki şampiyonluklar tamamen taraftarın eseridir. Kim ne derse desin bu görüşüm değişmez. Tamam hep destek tam destek olalım da, göz var izan var. Hasta iyiye gitmiyor ve hep yanlış seçimlerle bize sabır düşüyor. Yeri gelmişken, gelen gideni arattığı için soracağım, Zico oynattığı kötü futbol yüzünden, yine kötü futbol oynatan Daum’u aratır olmuştur. Bakıyorum da bazı arkadaşlar Daum’u eleştirenlere kızıyorlar. Onlara sormak isterim, Daum efendi şu anda hangi Avrupa takımında iş buldu? Hani İspanya, Almanya ya da İngiltere’den teklifler? Haaa, Panathinaikos istiyormuş. Bir de Rus takımı. Hani büyük teknik direktördü? Onun zamanında şampiyonluklar gördük ama, bence gırtlağı parçalanırcasına takımına destek veren, deplasmanlarda bile takımını yalnız bırakmayan cefakar taraftar nedeniyle oldu bu işler. Lafı uzatmadan şuraya getireceğim... İnşallah bin kere yanılırım, ama sezon sonunda yine yazacağım. Bu Zico ile ve hatta onun yerine dedikoduları ortaya çıkmaya başlayan Pareira ve Luxemburgo ile Avrupa’da bir yere varamayız. Ligde de şampiyon olamayız. Yazın bir kenara. Kendimizi kandırmayalım.

Pareira dönemini görmemiş olanlara, onun zamanında mehter takımı gibi oynadığımızı ve Avrupa’nın ikinci sınıf takımlarına elendiğimizi hatırlatmak isterim. Son dünya şampiyonasında Brezilya'nın futbolu da dikkate alınabilir.

Ben bir taraftar olarak ve klüp üyesi olarak aidatımı ödüyor, kartımı alıyorsam, Fenerium’dan 10 aylık bebeme varana kadar alışverişlerimi yapıyorsam, tabi ki söz hakkım ve eleştiri hakkım olacak. Buna kızmayınız. Ama bu kadar yanlış tercihler yapılmamalı. Allah aşkına Deivid-Lugano-Edu Fenerbahçe futbolcusu olacak çaptalar mı? Alınan iki stoper yerine, bırakın Seri A’yı, İtalya ikinci liginden bile iki stoper alınsaydı yine defans taş gibi olurdu..

Bu paralara yazık değil mi?

Bir teknik adam ya da futbolcu alınırken, hiç olmazsa, bulunduğu ülkenin medyasındaki 2 senelik gazete haberleri kıstas alınsa, gerçekler görülecek de..

Nerdeee..

Sözün özü, inşallah yanılırım, ancak göreceksiniz sabır ve istikrar diye beklenecek ve 100. yıl hüsran olacak. İş işten geçince de yine apar topar bir teknik adam gelecek ve bizler hep kan kusacağız yine.

Peki bu işlerde sorumlu olanlar kim?

Kim?

Tabi ki yönetim..

Bu kadar yanlış tercihleri Haluk Ulusoy mu yaptırıyor?

Bu kadar alelacele ve kötü transferleri Federasyon mu öneriyor?

Bu soruları kendimize ve yönetime sormak zorundayız.

Mesele artık teknik direktör meselesi olmaktan çıkmıştır.

Şimdi bir sürü kardeşim bana kızacak. Ancak ben Didi zamanından beri tüm maçlara gitmiş bir ağabeyiniz ve kardeşinizim. Lütfen inanınız.

Dr. Oktay AYDEMİR- Fenerbahçe Kongre üyesi

Yazarın Tüm Yazıları