Paylaş
“Sayın Başbakan, belediyelere yapılan operasyonlarla ilgili ‘Seçilmişleri, atanmışlara kul etmeyiz’ ve ‘... delilleri sabit olmadan... Büyükşehir Belediye Başkanları.. ve siyasileri töhmet altında bırakmanın ne denli büyük bir haksızlık olduğu...’ sözleri ile, Sayın Cumhurbaşkanı da yine ‘Yargıda uygulamalar büyük sorun... Bir belediye başkanını, incelemeden, suçun vasfını belirlemeden buraya sokuyorlar... Van ÖYM’de 100’ün üzerinde dosyayı inceledim. Sadece bunların 2’si bu kapsama girmiş. Baktığınız zaman 98’i görevi kötüye kullanma’ sözleri günümüze ışık tutmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Başba-kanımız, benimle ilgili aşağıdaki bilgilere sahip olsalar acaba ne derlerdi? İçişleri Bakanlığı’nca 27 aydır açıkta tutulmaktayım. Bu sürede 30’u Mülkiye Başmüfettişi olmak üzere 78 müfettiş inceleme yaptı, halen de yapıyor.
Demek ki incelemeler bitmemiş!
Bu arada hakkımda yüzlerce inceleme dosyasından ancak birkaç dayanaksız dava açılabildi. Bunlardan birkaçı şöyle:
- 36 yıl ceza istemi ile açılan bir davada, mahkeme görevi ihmal suçu diyerek davayı düşürmüştür.
- 12 yıl ceza istemi ile açılan ve 43 gün tutuklu kaldığım davada ise, mahkeme görev suçuna dönüşebilir diyerek tahliye kararı vermiştir.
- Bir başka davada da mahkeme, davanın usulüne uygun açılmadığı gerekçesiyle dosyayı savcılığa iade etmiştir.
- Bu arada, ‘çete lideri’ iddiası ile hakkımda açılan davada ise sadece 3 iddia vardır.
Şöyle ki:
- Görev suçu sayılması gereken, tamamı kiraya verilmiş binlerce afiş, levha, billboard gibi panoların 3 adedinden reklam bedeli alınmadığı iddiasıyla belediyenin zarara uğratılması,
- Şahsi bir suç olabilecek, kaldırımda yürüyen bir kişinin fotoğrafının çektirilmesi ile özel hayatın gizliliğini ihlal,
- Ve 40 polisle sabaha karşı evimin ve işyerimin aranması sonucunda ruhsatlı tabancanın ruhsatlı birkaç mermisinin bulunması.. suçlamalarıyla ÖYM’de 19 yıl ceza istemi ile açılan çete lideri suçlaması davası devam etmektedir.
27 aydır aranan suç halen bulunamadı. Adana halkının 5 defa seçerek ortaya koyduğu demokratik iradesi halen yok sayılmaktadır.”
Derin yaralar açan bir dava
ÖZEL Yetkili Mahkemeler (ÖYM), TBMM’de kaldırılmadan sonra ‘şike davası’ ile ilgili kararını verdi. Şimdi ortada tartışılması gereken birçok husus var. ÖYM’lerin takipçisi olan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran açıklamasında bu konuyu şöyle değerlendiriyor:
“ÖYM’leri kaldıracağım diyen hükümet, bırakın ÖYM’leri kaldırmayı TBMM’yi 24 saat boyunca faşizan bir yöntemle çalıştırarak, muhalefete kulak tıkayarak yeni bir ucubeyi daha yarattı. İki farklı ÖYM statüsü oluşturan AKP iktidarı, cemaatin ÖYM’sinin karşısında kendi özel mahkemelerinin zeminini oluşturdu. Son bir yıl içinde futbolda yaşananlar, TFF’den, Tahkim Kurulu’ndan ve son olarak yargıdan gelen kararlar, birbirinden tutarsız ve futbolseverlerin vicdanını tatmin etmekten uzaktır, tam tersi derin yaralar açmıştır.
Peki bunlar nedir?
- HERKES TEDİRGİN Büyük hukuksuzlukların sürekli yeni olaylarla karşımıza çıktığı, kamuoyunda adalet inancının da gittikçe kaybolduğu bir dönemden geçiyoruz. Sahte ve tutarsız delillerle süren yargılamalar, haksız tutuklama kararları, her gün tutuklanan avukatlar, gazeteciler, öğrenciler ve onların yaşadığı acılar bizleri de etkiliyor. Dışarıda olanların da ancak içeride olanlar kadar özgür olduğu, herkesin bir tedirginlik içerisinde yaşadığı bir zamandayız.
- ŞİKE DAVASI Aradan geçen 1 yılda, birçok hak ihlaline şahit olduk. Delillerin yeteri kadar değerlendirilmediğini, soruşturmanın derinleştirilmediğini, ‘hızlı yargılama’ usulüyle adaletin ikinci plana atıldığını gördük. Spor yöneticilerinin terör örgütünün finans kaynağı olmakla dahi suçlandığı, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun ve HSYK kararları açık olduğu halde, insanların yetkisiz mahkemede yargılandığı bu davanın ilk aşaması bugün verilen kararlarla bitti. Öncelikle Fenerbahçe camiasını dayanışma ve birlik ruhunun yanı sıra ve mücadele azimlerinden dolayı kutluyorum.”
Son bir yıl içinde futbolda yaşananlar, TFF’den, Tahkim Kurulu’ndan ve son olarak yargıdan gelen kararlar, birbirinden tutarsız ve futbolseverlerin vicdanını tatmin etmekten uzaktır, tam tersi derin yaralar açmıştır.
Bir millet nasıl bölünür!
- “BUGÜNLERE taammüden gelmişiz. Milli/ulus devletlerde ve uluslararası hukukta devlet, çoğunluğun değerleri üzerine kurulmuştur. Kurucu çoğunluğun kimliği ve dili, devletin de kimliği ve dilidir. Zira devlet, milli kültür, bütünlük, eşitlik, standart ve uyum demektir. Devlet nazarında bireyler eşittir, kökene göre iş yapılamaz. Yerel dil ve kültürler devletin hukukunda yer almaz, ama toplum içinde hür bir şekilde yaşanır. İsteyen BM Şartı’na, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne bakabilir. Dünyanın ve milletimizin bu gerçeği inkâr edilerek, etnisite kurucu unsur yapılmak isteniyor. İşte bir olan millet böyle bölünür. Bu bir felakettir.
(Sadi Somuncuoğlu’nun ‘Bir millet nasıl bölünür!’ yazısından bir bölüm.)
Biliyor musunuz
- CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, “MÖ 650 yılında Saka Türklerinin yerleştiği bir ilçe olan Çıldır, ismini Oğuz Beyi’nin oğlunun adından almıştır. Çıldır’da önce cezaevi kaldırılmış sonra askerlik şubesi kapatılmış şimdi de adliyemizi kapattılar. Aktaş sınır kapısı, Kars-Tiflis Demiryolu, Türkiye’nin en büyük sınır koruma taburu Çıldır’dadır. Kazma kürekle kazandığımız Çıldır’ı kimseye bırakmayacağız ve kazma kürekle mücadele ederek adliyemizi geri alacağız” diye açıklama yaptığını...
TFF Yönetim Kurulu istifa edecek mi?
- TFF şike yok, mahkeme ise var dedi. Mahkeme kararlarında TFF Başkanı’nın geçmişte yönetici olduğu kulübün yetkilileri de suçlu bulundu. Bu noktada Demirören ve ekibinin tüm bu çelişkilerden sonra hâlâ orada olmaları etik açıdan doğru mudur?
İstifa etmeleri gerekmez mi? Mahkeme kararlarından sonra UEFA ve TFF nezdinde yeni bir sürece girildi. Şike konusunda artık bir karar verilmesi gerekiyor. Çelişkilerin neticelenmesi ve artık bu işin kapatılması gerekiyor. Barış BİNER
Paylaş