17 Ağustos 1999

KÖRFEZ depremi arkasında 20.000 ölü, 50.000 yaralı, acılı insanlar ve 10 milyar dolar fatura bırakarak geldi, gitti. İmar ve yapı düzenini ’rant ve güç’e endeksleyen kesimlere attığı tokat ders olmadı.

İmar işleri eski hamam eski tas: ’Bal tutan parmağını yalar’, ’Alan memnun, veren memnun’ sistemi aynen devam. Ancak, Marmara’nın patlamaya hazır bir bomba olduğu gerçeği ise hiç değişmedi. Dahası, zaman aktıkça risk yükseliyor.

10 yıldır neler yaptık, kentlerimizi depreme nasıl hazırladık?

Reklam karşılığı sokaklara konan ’deprem yardım kutuları’ önce soyuldu, sonra yok oldu! (Ya da direkleri billboard reklamları olarak yandaşlara para akıtıyor.) Raporlar, seminerler, konferanslar, konseyler, nutuklar diz boyu gitti. Afeti birkaç saniye önce haber vererek gaz ve elektrik akımını otomatik kesecek ’erken uyarı sistemi’nin faydası hakkında çekinceler var. Depremi birkaç saat önceden haber verebilecek ’önceden tahmin’ çalışmaları ise beni dahi yanılttı. Bir tanesine inanmış, basına açıklamıştım. Kaynak eksikliğinden yeterince geliştirilemedi.

Sahada aksiyon lazım, mevcut yapı stokunu yenilememiz lazım. Ancak, eski apartmanların hızla yenilenmesi için önerdiğim Proje 3G, ’Genç, Güzel ve Güvenli Kentler’ ve projesi ortada kaldı. ’Kapsül Evler’ projesi de keza...

PROJELERİM

Gazete ve TV’ler her yıl depremin yıldönümünde birkaç haber yapıyor, deprem alanlarında bir-iki anma töreni, o kadar... Deprem işi bir sonraki seneye kadar rafa kalkıyor.

Depreme dayanıksız milyonlarca bina çaresiz bekliyor betonarme tabutlar gibi. Sanki depremi kader olarak kabullendik...

Ben projelerimi çoktan hazırladım... Deprem ve gecekondunun panzeri: 1) ’Kapsül evler’

Depremin panzehiri: 2) ’Proje 3G: genç, güzel, güvenli kentler’

Prof. Dr. Ahmet Vefik ALP

Mimar, Kentbilimci

(TRT, Kocaeli’nde kurulan özel platoda 01.00-03.30 arasında deprem özel yayını yapacak.)

GÜNÜN SÖZÜ

"Bir ülkede yalakalığın ve uşaklığın getirisi, ahlak, erdem ve dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise, o ülke dalkavukların elinde oyuncak olur ve batar."

(Uğur SETEN)

Vah Mülkiyem sen neler mezun etmişsin

ORDU Valisi, ne dediği anlaşılmaz bozuk bir Türkçeyle "Çağdaş uygarlık saçma sapan bir kavram" deyiveriyor. Saçma sapan bulduğu o ifadeyi bu ülkeye ’hedef’ olarak koyan kişinin elbette Atatürk olduğunu biliyor. Ve aklınca zaten Atatürk’e gönderme yapıyor. ’Çağdaş uygarlık’ saçma sapan bir kavram değildir ama, Ordu camilerindeki pisuvarların kaldırılmasına da onay veren bu Vali, baştan aşağı saçma sapan bir tutum içindedir. Bakan Atalay bunun hesabını mutlaka sormalı. Vali’nin mezun olduğu fakülte, ne yazık ki Ankara SBF, yani Mülkiye... Atatürkçülüğün tarih boyu kalesi, böyle mezunlar da mı vermiş? Oysa ben de o fakülteden mezunum. ’Mülkiye Marşı’ aynı zamanda Vatan Marşı olarak bilinir: "Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz/Ey vatan, gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz." Şimdi vatan bu valilere mi kaldı? Çok yazık.

Yrd. Doç. Dr. Orhan ÇEKİÇ

Ağlamak yürek ister

İNSANLARIN
duygularıyla o kadar alay ettiniz ki, yazık, çok yazık. Bu ülkenin derdiyle dertlenen insan ağlar. Kalbi katılaşmış insanlar ağlayamaz. Bence bu samimiyetin ifadesi. Yoksa sahtekárlığın ifadesi olsa muhalefetin her gün ağlaması gerekti.

Arif HALK

Emperyalist vampirler

KURTULUŞ Savaşı
sırasındaki kutsal ittifak, yeni bir Haçlı seferi mi düzenliyor? Tabloya baktığımızda emperyalistler, işbirlikçi liberaller, siyasal İslamcılar ve bölücüler Cumhuriyet’imizin başına çorap örmeye çalışıyorlar. Onlarca yıldır emperyalist vampirler kana doymadılar. Bu topraklarda hiçbir ananın gözyaşı dökmemesi için çözümü kendi içimizde aramalıyız. Şunu herkes bilmelidir ki, bizim yüreğimizdeki yangını ancak biz söndürebiliriz.

Adil HACIÖMEROĞLU

’Sayısal’da kuşku

ABD
ve Avrupa’da sayısal çekilişlerinde 6 doğruyu aylardır ve yıllarca bulamadıkları görülüyor. Türkiye nüfusunun 3-4 katı oynama potansiyeli var, ya bunlar aptal ya da biz Türkler çok zeki ve şanslı ki her hafta 1-2 kişi bulabiliyor. Bence yüzde yüz Türkler zeki ve uyanık. Ben bu sonuçlardan kuşku duyuyorum. Mutlaka sistemde bir şeyler oluyor. Benim gibi aptallar da her hafta oynayarak bunlara paramızı kaptırıyoruz. Ankara güvenlik güçleri bu işe el atmalı; kazananlara ödenen çek ve nakit meblağın izini sürmeli. Belki bir sonuca ulaşabilir. E.ATLAS

Biliyor musunuz

CHP İstanbul örgütünün düzenlediği, 17 Ağustos’un 10. yıldönümünde ’Depremini Bekleyen Kent; İstanbul’ konulu Akatlar Kültür Merkezi’ndeki tartışmanın konuşmacıları Gürsel Tekin (oturum başkanı), Bihlun Tamaylıgil (milletvekili) Prof. Haluk Eyidoğan (İTÜ), Prof. Mustafa Erdoğan (İTÜ) ve Prof. Dr. Hüseyin Kaptan (YTÜ)... DEPREM’de yaklaşık 2 bine yakın binanın yıkılma riskinin bulunduğu Zeytinburnu Sümer Mahallesi’nde, nihayet Büyükşehir ve KİPTAŞ’ın katkılarıyla gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projesinde ilk temelin yarın atılacağını... TÜRKİYE’de bir kent adına verilen ilk ve tek edebiyat ödülü olan 3. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nü Osman Şahin’in ’Katuna’da Dokuz Ay’ (Günışığı) adlı romanı ile kazandığını... GSGM eski İstanbul Müdürü ve Aydın Üniversitesi Rektör Danışmanı Vedat Bayram’ın oğlu Kaan Bayram ile Vildan Akel’in nikáhlarını, Hüsamettin Cindoruk, Fikret Ünlü, Meral Akşener ve Cihan Paçacı’nın tanıklıklarında Mustafa Sarıgül’ün kıydığını...

ÇORLU Orion Divan Kebapçısı sahibi Ercik ailesinin oğlu orman mühendisi Mehmet Galip Ercik’in, Tataristan’ın Başkenti Kazan’a 250 km uzaklıkta Naberezniye Chelny’de oturan turizm akademisi mezunu Elmira Gilmanova ile Çorlu Shiva tesislerinde Türk ve Tatar konukların katıldığı davette evlendiklerini... GAZETECİ Nezih Tavlaş’ın Ara Güler ile yaptığı ’nehir söyleşisi’ kitabı ’Foto Muhabiri’nde, Ara Güler’in eczacı olan babası Dacat Bey’in Çanakkale Savaşı’na katıldığını, annesi Verjin Hanım’ın babası Mısır doğumlu Kirkor Efendi’nin de Karaköy’deki torna tezgáhlarını Kurtuluş Savaşı’nın gizli örgütü M.M.’ye (Milli Müdafaa) tekne ve gemilerin onarımı için tahsis ettiğinin anlatıldığını...
Yazarın Tüm Yazıları