100. yıldönümünde Büyük Taarruz

Tarih Vakfı’nın aylık ‘Toplumsal Tarih’ dergisinde Mesut Uyar imzalı ‘100. Yıldönümünde Büyük Taarruz’ başlıklı ilginç bir yazı var. Yedi paragraflık yazının ilk üç paragrafına yer veriyoruz.

Haberin Devamı

Mesut Uyar diyor ki:

“Büyük Taarruz, Türk ve dünya askeri tarihinde hak ettiği yeri alamamış bir muharebedir. Şimdiye kadar hep Kurtuluş Savaşı bütünü içinde değerlendirilmiş ve ilginç bir şekilde Sakarya Muharebesi’nin gölgesinde kalmıştır. Oysa yapılması gereken, Kurtuluş Savaşı’nın yanı sıra, 1. Dünya Savaşı’nın yanı sıra, 1. Dünya Savaşı ve savaş arası dönem (1919-39) seviyelerinde de bütünün içine yani kontekse oturtulmasıdır. Hatta son dönem Osmanlı askeri tarihi de işin içine katılmalıdır. Çünkü 1697 Zenta Muharebesi’nden itibaren iki asırdan da uzun bir süre zarfında kuşatıcı manevra ile kazanılmış ilk büyük muharebedir. Birkaç küçük muharebe dışında Osmanlı muharebede zafere ya cephe taarruzuyla ya da savunma ile ulaşmıştı. Çanakkale bir savunma zaferiyken Kût’ül-Amâre’de ise uzun bir muhasara sonrasında başarıya ulaşıldı.

Haberin Devamı

OPERATİF MANEVRA

Büyük Taarruz, 1. Dünya Savaşı’nda bütün boyutlarıyla ortaya çıkan modern ateş gücü ve tahkimatın savunmaya verdiği üstünlüğü kırma gayretinin bir parçasıdır. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları 1. Dünya Savaşı’nda edindikleri tecrübe ve yeni geliştirilen fikirlerin başarılı bir birleşimiyle zafere ulaştı. Operatif düzeyde beklenmedik yerde (Afyon güneyi) gizlice yığınak yapıp taarruz ederken taktik düzeyde Almanların geliştirdiği konsept çerçevesinde hücum birlikleri kullanıldı. Ayrıca Filistin-Suriye cephesinde yenilgimizde büyük rol oynayan İngilizlerin süvariyi kitle halinde cephe yan ve gerilerinde kullanması tecrübesi, Sincanlı Ovası’nda başarılı bir şekilde uygulandı.1930’lu yılların sonunda zırhlı birliklerin yakın hava ve topçu ateş desteği ile kitlesel kullanımının savunmanın üstünlüğünü yıkacak çözüm olduğu keşfedildi, 26 Ağustos 1922’de Türk ordusu zırhı ve motorize birlikleri olmadan, kısıtlı ateş gücü ve muharebe imkânıyla doğru operatif manevra ve taktikleri uygulayarak sonuca ulaştı. Ancak ne yazık ki bu başarının derslerinden zamanında istifade edilmedi ve günümüzde de pek bilinmemektedir.”

Uyar, “Toplumsal Tarih için hazırladığımız dosyada Büyük Taarruz ve hazırlık sürecinin farklı yanlarını değişik bakış açılardan inceledik” diyor. Fatih Baş, Bülent Durgun, Doğan Çetinkaya, Dr. Konstantinos Travlos’un Yunan tarafını incelediklerini belirterek “Ben ise Büyük Taarruz’un Türk tarafından hikâyesini eleştirel bir tarzda yazdım. Bilindiği sanılan Türk tarihinin önemli bir zaferinin bir asır sonrasında bile ihmal edilmiş yanlarının bulunduğunu göstermek istedik” diye ekliyor.

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Türkiye’deki en büyük problem, vergideki adaletsizliktir. 10 bin dolar kazananla 10 milyon dolar kazanan aynı vergiyi ödediği müddetçe biz ileri gidemeyiz.”         Barış GÖKTÜRK

TAŞIMALI ORMANCI OLAMAZ

DÜNKÜ ‘Ormancının uyarısı’ yazısı dikkat çekti; Orman Genel Müdürlüğü’nden, çalışan olsun, emekli olsun bazı ormancılar bu konunun üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini ifade ettiler.

İçeriğini biraz açmamız, Karadeniz’den bir orman mühendisinin şu sözlerine dikkat çekmemiz gerekiyor:

“Orman yangınlarıyla mücadelede görev yapan herkesin yangın uzmanı olması ve görevli olduğu bölgeyi adeta elinin içi gibi tanıması, mücadelenin olmazsa olmazıdır. Bölgeyi tanımayan yangın işçilerinin başka bir bölgeden geçici olarak görevlendirilmesinin pratikte olumlu hiçbir karşılığı yoktur. Söz konusu uygulamanın mücadeleyi daha da zorlaştırıcı etkileri saymakla bitmez. Buna rağmen kamuoyu baskısından çekinilerek mücadeleyi zorlaştıran bu uygulamada ısrar edilmesi asla sürdürülebilir değildir.

Haberin Devamı

Kalıcı çözüm; kamunun yereldeki tüm imkânlarını tek elden koordine edebilecek yeni sistemler ile yine yerelde yeterince istihdamı sağlayacak somut adımlardır.

Bu vesileyle geçici işçilere ivedilikle kadro verilmesi ve ihtiyaca göre yeni işçilerin istihdam edilmesi artık kaçınılmaz olmuştur. Unvanı ve görevi ne olursa olsun, birilerinin sadece yaranabilmek adına bilimsel gerçekleri gizleyerek gözbebeğimiz ormanları riske atması asla kabul edilemez bir durumdur.”

Çok doğru!

SURİYE FORMÜLÜ

SURİYE’ye yapılacak askeri harekât, Suriye devletinin meşru ordusuyla birlikte yapılmalıdır. Şimdiye dek destek verilen yapıların, silahlı grupların silah bırakmaları sağlanmalıdır. Meşru bir devletin muhatabı, paralel yapılanmalar ve terör örgütleri değil, meşru bir devlettir. Sait BALCI, Araştırmacı

Haberin Devamı

ARKEOLOJİ

“MALAZGİRT Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma” projesi için bir araya gelen 10 üniversiteden 30 akademisyen, 1071’deki savaşın izlerini tespit etmeye devam ediyor. Şimdiye kadar Malazgirt Savaşı’nda kullanıldığı düşünülen 336 ok, mızrak ve savaşa dair metal objelere ulaşıldı; açılan 15 mezarın 5’indeki kemiklerde ölüme sebebiyet verecek izlere rastlandı.

ESKİŞEHİR’de, MÖ 3000’li yıllara dayanan Anadolu’nun ilk şehir yapılanmasının gün yüzüne çıkarıldığı Küllüoba Höyüğü’ndeki arkeolojik kazılarda, 100’ün üzerinde çoğu çömlek mezar tipinde ancak içerisinde taş sandukaları olan gömü tespit edildi.

İZMİR’in Bornova ilçesindeki Yassıtepe Höyüğü’ndeki kazı çalışmalarında 5 bin yıllık mühür ile takı konulduğu düşünülen ‘Pyxis’ adlı 2 bölmeli kutu bulundu. Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, mührün son derece nadir olduğunu belirterek, “Yassıtepe’deki bu eser, Troya’dan sonra kıyı Ege Bölgesi’nde çıkan ikinci mühür. Bir örneği Troya’da var, ikincisi de burada bulundu” dedi. (#TarihteBugün)

Haberin Devamı

MESAJ PANOSU
Sınava alınsınlar

ALINTERİYLE YKS’yi kazanıp eğitim fakültesini bitiren öğretmenler, KPSS’yi kazanıp mülakatı geçerek atandılar. Bir tek imzayla, sınavsız puansız genel müdür, daire başkanı, il-ilçe milli eğitim müdürü olarak MEB’e atanan, eğitimi yöneten bürokratlar, en önce kariyer sınavına alınmalıdır. Sultan UÇAR

BİLİYOR MUSUNUZ?

BREZİLYA’ya ait dev uçak gemisi Nae Sao Paulo’nun Aliağa’da planlanan söküm işlemini durdurmak için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de bireysel olarak başvuru yaptığını ve “Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak söz veriyorum. Son nefesime kadar İzmir’in ağacını, denizini, Aliağa’sını korumak için canla başla çalışacağım. O gemiyi hep birlikte buradan geldiği gibi geri göndereceğiz” dediğini...

ADANA Milletvekili Ayhan Barut’un mısır taban fiyatına tepki göstererek mısır taban fiyatının 7 lira olarak revize edilmesini istediğini ve “Açıklanan mısır fiyatı maliyetin çok altında. Bu karar mısır üreticisinin ölüm fermanıdır” dediğini...

Yazarın Tüm Yazıları