10. kattaki derin çatlak

EVET korkarım ki bir gün haberlerde flaş gelişme olarak bu başlık geçecek, yitirilen binlerce canın ardından büyüklerimiz süslü kelimeler edip, sahte gözyaşları akıtacaklar...

25 Kasım 2010 akşam saatlerinde binanın 10. katında çökme ve çatlak oluşunca mesaiye kalan tüm personel apar topar tahliye edildi. Ertesi gün çatlak hemen sıvanıp badana edilerek hiç birşey olmamış gibi mesaiye devam...
Daha önceleri de binada çatlaklar oluşmuştu ve ODTÜ hocalarından oluşan bir uzman heyeti rapor hazırlamıştı. Bu rapor doğrultusunda iç-dış sıcaklık farkını engellemek için binaya mantolama yapılmıştı. Ancak sanırım ekstra ağırlık yaratmak dışında bir faydası olmamış olacak ki 25 Kasım’’da binanın tam ortasında yani 10. katta derin bir çatlak oluştu. Binanın temel sorunu zemin ve statiğindeki problemden kaynaklanmakla beraber, projesinde öngörülmüş olandan çok daha fazla kişinin çalışıyor olması. Her bir personelin masa-koltuk-dolap-evrak gibi ekstra ağırlıklarla binaya 150 kilo civarı yük getirdiği düşünülürse ve her sene ortalama 100 yeni personel alınması da hesaba katılırsa binanın sonu yakın!
Böyle bir felaket halinde ah-u vah etmekle yetinilecek... Her biri insan olarak elbette ki değerli bu personelin ama bunun ötesinde iyi eğitilmiş ve tecrübeli beyin gücünün moloz yığınları arasında telef edilmesi reva mı? Ülkemizin milyonlarca lira harcama sonucunda yurtiçinde ve yurtdışında en iyi okullarda yetişmiş binlerce vatandaşının pisipisine beton yığınları arasına ezilip hamamböcekleri gibi can vermesi kimsenin umurunda bile değil anlaşılan...
Aslen bu bina Hazine’ye ait ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın buradan taşınması 10 senedir gündemde fakat ne hikmetse koskoca Ankara’da bir devlet kurumunun faaliyet gösterebileceği bir bina 10 senedir bulunamadı... Bunca senedir sıfırdan başlansa bile çoktan inşaa edilip tamamlanabilirdi oysa ki.
Çok geç olmadan birilerinin burnumuzun dibine kadar gelmiş olan tehlikeye karşı önlem alması gerekiyor. Gözyaşı dökmeyi tercih etmiyorlarsa tabi ki....
Ali KAYA

Atatürk’ü koruma

SAYIN Başbakanın ucube polemiğinde araya sıkıştırılan, ancak kimsenin önemsemediği bir cümleyi “Binlerce Atatürk heykeli var. Sanat değeri olan 5’i, 10’u geçmez” (13.01.2011 Hürriyet) okuyunca, acaba sırada Atatürk’ün heykelleri mi var diye düşünmüştüm.
Yeni Asya adlı gazetesinin “Asıl ucube bu kanun” manşetini okuyunca bu kanı daha da güçlendi.
Yakında Atatürkü Koruma Kanunu ve heykellerini de tartışma konusu yapıp onların da kaldırılmasına karar vermeye kalkılırsa pek şaşmam. A.P.

KISA... KISA...

- KÖY Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın düzenledikleri ‘Ölümünün 18. yılında Uğur Mumcu’ya Saygı’ açıkoturumu ve Ali Yalçın türkü dinletisi bugün 13.30’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde. Açıkoturumu yöneten: Dr. Onur Çeçen. Konuşmacılar: Prof. Dr. Mahmut Adem, Talip Apaydın, Erdal Atıcı.
- ‘SANAYİ Politikasının Yönetişimi’ temalı 5.Bölgesel Kalkınma ve Yönetişim Sempozyumu, TEPAV ve ODTÜ KBAM işbirliğiyle 27-28 Ocak tarihlerinde, Ankara TEPAV Binası, 3.Kat Konferans Salonu’nda yapılacak.(TOBB Üniversitesi Kampüsü, Söğütözü Cad.No:43 Söğütözü-
292 55 29)
- DİL Derneği’nin düzenlediği ‘Dil-Ekin Söyleşileri’nin bugün 18.00’de yapılacak söyleşi konuğu Yazar Aslan Kavlak. (Konur Sok. 34/4, Kızılay-Ankara)

GÜNÜN SÖZÜ

“Faşizmin anayasası olmaz, yasakları olur. O yasaklar hayatınızın 45 santimetre yakınına değil, içine kadar girer.”
Bülent ESİNOĞLU
Yazarın Tüm Yazıları