10 Kasım için hatırlananlar: Akıldan başka yol göstermedi

Tanzimat’ın yapamadığı, yapılmadıkça, medreseden yetişme şeriatçıların vicdanlar üzerindeki egemenliği yıkılıp laik bir devlet sisteminde dünya işlerini yalnız akıl yolu ile çözüp çevirmedikçe, dini sadece Tanrı ile kulu arasında bir vicdan işi olarak bırakmadıkça, baştaki istibdat yıkılsa bile Tanrı adına toplumu hükmü altında tutan geri medrese şeriatçılığının yarattığı yığın despotluğu önlemedikçe, insan laik ve müspet bilimlere dayanan eğitimle değiştirilmedikçe; toplumu değiştirmeye, ilerletmeye, kalkındırmaya, vicdan ve akıl hürriyeti yolundan siyasi hürriyete kavuşturmaya, rejimi devamlı ve kararlı bir hürriyet rejimi yapmaya imkân yoktu.

Kayıtsız şartsız millet hâkimiyeti tek amacı idi.

Atatürk’ün isteği, devrimciliğini köylere kadar yaymak ve din adamlarını bu disiplin içinde yetiştirmektir. Atatürk sonrası idare bu görevi yeterince yerine getirmemiş; Cumhuriyet devrinde yetişen aydın kuşaklara mal etmemiştir. Atatürk milliyetçiliğinin ırkçılık ve mezhepçilik dışında kurulmuş olduğunu hatırlatmak isteriz.

Atatürk milliyetçiliğinde Türküm diyene “Hayır. Sen Arnavut, Kürt, Çerkez, Boşnak asıllısın, yabancısın” denemez; Atatürk milliyetçiliğinde “Sen Sünnisin Müslümansın, sen Alevisin bizden değilsin” denemez.

Atatürk laik düşünce ile bu ayrılığı kaldırmıştır.

Müslümanız, Müslümanlığı bilmeyiz. Atatürkçüyüz, Atatürkçülüğü bilmeyiz.

Atatürk bir devrimci idi.

Anadolu’yu tek bir milletin bütünlüğü, yurdu, yuvası yapmıştır.

Atatürk bize akıldan başka bir yol gösterici bırakmamıştır.

Yalnız, akıl ve vicdan hürriyetini sınırlayıcı, eğitim ve hukuk birliği ile laikliği sarsıcı her şey Atatürkçülüğe ihanettir. Bu hıyanet maalesef Atatürk öldüğünden beri yapılagelmiştir. 

Prof. Dr. Cengiz KUDAY

GÜNÜN BİLGİSİ

- ATATÜRK, gerek “Gazi M. Kemal” gerekse “K. Atatürk” imzalarını (taklit edilme olasılığını ortadan kaldıracak biçimde) mühre kazıtmış ve Bakanlar Kurulu kararlarını imza mührünü basarak onaylamıştır. Bu imza mühürleri Anıtkabir Müzesi’nde bulunmaktadır.” Cengiz ÖZAKINCI

Anka Ajansı (2)

1970’lerin ortasından beri en çarpıcı, en doğru, en etkili haberleri abonelerine dağıtan, güvenilir gazetecilik yapan bir basın ajansıydı Anka... Ekonomik nedenlerle kapatılması büyük üzüntü yarattı. Bu kurumdan çok başarılı gazeteciler yetişti. Altan Öymen, “Bu başarılı isimleri benden önce ve sonra diye ayırmak gerekiyor” dedi. Müşerrref Hekimoğlu’nun vefatından sonra Anka’nın yönetimini Nazif Ekzen yürüttü; sonra da yönetime Veli Özdemir geldi.

Bu kadar güçlü bir kadroda bulunan isimleri unutmamak elde değil. Eksik kalan meslektaşlarımızın isimlerine devam ediyoruz: Eşref Erdem, Hasan Cemal, Zafer Mutlu, Sevgi Soysal, Osman Arolat, Ali Polat, Yasemin Çongar, Cevat Taylan, Kuvvet Başarır, Gül Önet, Nursel Gürdilek, Raşit Gürdilek, Ragıp Erten, Oktay Kurtböke (Cumhuriyet’ten ötürü), Dinç Tayanç, Jülide Gülizar, Ayşegül Dora (İstanbul temsilcisi), Varlık Özmenek, Metin Aksoy, Ahmet Kahraman, Vecdi Seviğ, Murat Gençosman, Mehmet Ocaktan.

YONCA TOKBAŞ DİYOR Kİ

YAZAR, koşar, konuşmacı, arısever Yonca Tokbaş’a “Arıcılık dünyasında ne oluyor?” diye sorduk. Hayli uzunca, güzel bir yazı gönderdi. “Sizi okuyan 1 kişi, yarın 1 arı kurtarsa kendimi şanslı sayacağım. TOG gençleri ile Arı Sevgisi eğitimleri yapıyoruz. Diğer STK’lar, özel kurumlar, hepsi ile çalışmaya hazırım. Arı sevgisi konuşmaları yapıyorum” diyor. Bir dahaki yazımızda anlatacağız.

İP değil İYİ Parti bizim adımız

- İYİ Parti milletvekili Bedri Yaşar, TRT’ye kinayeli dokunduruşlar yaparak “TRT bize çok da fazla sıcak bakmıyor. Bizim tüzüğümüzde “Siz AKP derken AK mı diyorsunuz veya CHP derken CH mi diyorsunuz? İYİ Partiyi ‘İP’ şeklinde niye yazıyorsunuz? Devletin kozmik odalarına bile girildiği bir dönemde biz TRT’nin şirketlerle yapmış olduğu anlaşmaları ve bağlantıları niye göremiyoruz” diye sorduğunu...

AKP’LİLER BASTIRIYOR

- AKP Büyükçekmece ve İBB Meclis üyesi Recep Erol’un “Bulgaristan göçmeni olarak Büyükçekme’den CHP’nin karşısına aday olarak çıkacağını... MAÇKA Parkı, Ortaköy Vadisinin ve yeşil alanların yok edilmesiyle mücadelesiyle tanınan, Kemah’ın eski Belediye Başkanı Cevdet Bayram’ın Beşiktaş’tan aday adayı olduğunu...CHP İBB Meclis üyesi Beykoz ilçe başkanı Aydın Düzgün’ün Beykoz’dan aday adaylığını açıkladığını... KÜÇÜKÇEKMECE’de CHP’den 20 aday adayı arasında bulunan Burçin Baykal’ın “Ben aday arkadaşlarımla değil AKP ile yarışmak ve partimi ilçede iktidar yapmak için adaylığa soyundum” dediğini... AKP’nin Bursa örgütünden Mali Müşavir Sedat Yalçın’ın, ‘Kent Göstergeleri İzleme Birimi’ önerisiyle aday adayı olduğunu...

- ELAZIĞ’ın Maden ilçesinde ‘Maden-i Hümayun Emaneti Emin Sarayı’ olarak 1762’de inşa edilen ve 1876’daki tadilat sonrası 1987’ye kadar ‘hükümet binası’ ismiyle kullanılan tarihi binanın ‘kökü mazide olan atiyim’ misali ‘Türkiye’nin 256 yıllık en kıdemli mülki idare binası’ olduğunu ve duyarsızlık yüzünden 18 yıldır restore edilmeyi beklediğini...

Atatürk GAP’ın temelini 1935’de attı

 ZÜBEYDE hanımın ‘Sarı Mustafa’sının ilginç özellikleri sosyal yaşamındaki ilklerinden bir kaç not:

Atatürk ‘19 Mayıs benim doğum günümdür” der. En çok Yemen Türküsü’nü severdi, dinlediğinde yanaklarından yaşlar damlardı. Boğazına çok düşkün değildi; fındık, ceviz, portakal gibi kabuklu yiyecekleri de severdi. Abartıya kaçmadan, şık ve zarif giyinmeyi severdi.

Mavi ve beyaz renkler dost rengidir Atatürk’e... 42 numara ayakkabı giyerdi. İlk aşkı komşu kızı Eminedir; o yüzden “her gencin gönlünde bir Emine yatar” demiştir.

- İlk defa TBMM’ne giren ‘first lady’ Latife Hanımdır. (1 Mart 1923)

- Atatürk’ün, ilk ziyaret ettiği spor kulübü Beşiktaş olmuştur.

- Milli Takımın ilk maçını 26 Ekim 1923‘te Romanya ile yapılmasını sağlamıştır. Maç 2-2 beraber sona ermiştir.

- GAP’ın temelini, Atatürk 1935’te attı.

- Hakkında üç binden fazla kitap yazıldı

23 Nisan Kutlamalarında, çocukları izlerken; “Keşke benim de çocuğum olsaydı” diyerek ağlamıştır.

Ramazan TOPDEMİR

TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı başlıyor

 HER yıl yarım milyon ziyaretçiye ulaşan, yurt içi ve yurt dışından pek çok değerli yazarla buluşturacak Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın bu yıl onur yazarı Selim İleri “Fuar 37 yıldır Türkiye’ye, İstanbul’a bir kitap aydınlığı getiriyor. Bu yüzden ona şükran borçlu olduğumu düşünüyorum.” diyor.

9 gün boyunca 850 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla, panel, söyleşi, atölye çalışması ve çocuk etkinliklerinden oluşan 300 kültür etkinliğine ve 2000’den fazla imza gününe ev sahipliği yapan fuar yarım milyondan fazla ziyaretçiye ulaşıyor.

Tümünün www.istanbulkitapfuari.com adresinden takip edilebileceği Fuar’ın bazı imza günleri şöyle:

Anıl Çeçen�11 Kasım 15.00’de (Destek Yayınları); Bilal N. Şimşir 11 Kasım 12.00’de (Bilgi Yayınevi); Banu Avar 18 Kasım 14.30 (Remzi Kitabevi);

Ahmet Davutoğlu 17 Kasım 11.00’de (Küre Yayınları); Arif Keskiner 18 Kasım 12.00 (Literatür); Hulki Cevizoğlu 11 Kasım 13.00 (Doğu Kitabevi); Mehveş Evin 11 Kasım 18.00 (Karakarga Yayınları); Gülten Dayıoğlu 16 Kasım (Altın Kitaplar); Metin Uca 17 Kasım 14.00 (Destek Yayınları); Mine Kırıkkanat 10 Kasım 14.00 (Kırmızı Kedi Yayınevi); Ömür Kurt 15 Kasım 10.30’da (Altın Kitaplar Çocuk) ve 17 Kasım 14.00’de (Doğan Egmont)