1. sınıf hastaneler bakanlığa rest çekti

By-pass ile karaciğer ve böbrek gibi organ nakli ameliyatları durduruldu

"Devletin tayin ettiği bedelle yaptığımız ameliyatların harcamalarını bile karşılayamıyoruz. Bu nedenle aramızdaki anlaşmaları feshediyoruz!"

Kim bu kurumlar; SGK, Emekli Sandığı ve Bağkur’un çalışanları ve emeklileri...

İstanbul’daki bu ünlü hastaneler de pazartesi gününden itibaren üç sigorta kurumunun verdiği fiyatları kabul etmeyerek kurumla yaptıkları anlaşmaları feshettiklerini Ankara’ya bildirdiler.

Bu durumda çalışanların ’sevkli’, emeklilerin de ’karne’li başvurmaları halinde istenen tedavi ve ameliyatlar artık yapılmayacak.

Özel hastaneler ilk kez böyle bir çıkış yapıyorlar.

OSHAD derneğine bağlı hastaneler, söz verilmesine rağmen 1 Temmuz’dan beri sorunlarının çözülmediğini, % 30 ameliyat bedel artışları konusunda bir açıklama yapılmadığını belirtiyorlar.

Bakanlık, ’sağlık uygulama tebliği’ne göre yeni fiyatlandırma yapacağını 45 gün önce açıklamıştı.

ORGAN NAKLİNDE SIKINTI

Yukarıda ismi yazılı hastanelerin tümü by-pass yapabiliyor. Ancak karaciğer nakli yapan iki hastane bulunuyor; bunlardan biri F.Nightingale diğeri de Memorial... Bir hastane idarecisi, "İstanbul’da şu anda 11 bin böbrek hastasının böbrek nakli için sıra beklediğini" söylüyor. Kalp cerrahi, by-pass, anjiyo, anjiyo plasti, organ nakli, radyoterapi ve kemoterapi tedavilerinin bir anda durması karşısında diğer hastanelerin bu tedavileri nasıl karşılayabileceği merak konusu oluyor. Bunun hasta yakınları açısından da büyük şikáyetlere yol açması bekleniyor. A sınıf hastaneler, hükümetin kararını 45 gün bekledikten sonra SGK, Emekli Sandığı ve Bağkur’la yapmış oldukları anlaşmaları iptal ettiklerine göre, bu kadar hasta nerede tedavi olacak sorusunun yanıtı henüz bilinmiyor.

İstanbul’da altı büyük hastanede günde 30’a yakın by-pass, 120-130 anjiyo; bir bu kadar da radyoterapi ve kemoterapi tedavisi yapılıyor.

MEDICAL PARK YOK

Anlaşmalarını fesheden hastaneler arasında son yıllarda yatırımlarıyla büyüyen iktidara yakın Ethem Sancak ve diğer ortakları arasında ilginç isimlerin dolaştığı ’muhafazakár’ Medical Park’ın bu eylem içinde bulunmaması dikkat çekiyor.

Medical Park ve muhafazakár grup hastanelerinin, bakanlığın % 30 farkını kabul ederek bu hizmeti ne kadar sürdürebileceklerinin merak konusu olduğu konuşuluyor. (Muhafazakár hastanelerde organ nakli yapılmıyor.)

Devlet ve üniversitelerde kalp ve organ nakli ameliyatları sürebilecek. Ama esas sorun buralardan randevu alabilmek. Böyle bir ameliyat için hastanelerden randevu almak üç ay sürebiliyor. Ameliyat sırası ise bir yıldan önce gelmiyor.

Bu hastanelerden birinde görevli bir doktor diyor ki:

"Sağlıkta büyük oyunlar oynanıyor. İktidar, bizleri göz ardı edip ’dinci ve muhafazakár’ bir yapılanma öngörüyor. İşte örneği; Medical Park... Kısa sürede, özel imar uygulamaları ile 14 hastane açıldı; bu sayının 31’e çıkarılacağı söyleniyor. Önemli bir konu da; 15 Şubat tarihinde çıkarılan bir yasa... Yani bundan sonra yeni hastane açamıyorsunuz; yeni doktor istihdam edemiyorsunuz; yeni cihaz alamıyorsunuz (ancak MR, tomografi gibi eski cihazın yerine yenisi alınabiliyor). Bütün bunlar bir şey ifade etmiyor mu size? Bizler fiyat artışı talep ederken, hizmetimizin kalitesi ve kullandığımız malzeme açısından diğer hastaneler arasında hayli bir fark olduğunu söylemek isterim."

Helal olsun iktidara! Sağlıkta da ’sen-ben’ ayrımını yarattı ya... Daha çok şeyler göreceğiz.

'ALTIN'A UTANDIM

İSTANBUL Levent’ten Mehmet Erdoğmuş, telefondaki konuşmasında sesini yükselttiğinde ağlar gibiydi:

"Güreşte Türkiye adına altın madalya alan Ramazan Şahin’in (Dağıstanlı) tercümanla konuştuğunu duyunca kanım dondu. Türkiye adına ayıptır, yazıktır. Beden Terbiyesi Genel Müdürü Mehmet Atalay, bir de ekrana çıkmış "Altın madalya aldık" diye övünüyor. Ekonomi gibi sporun da canına okudu bu iktidar. Artık Başbakan Erdoğan da alınan başarısızlık karşısında isyan eder hale geldi. Atalay, başarısızlığın suçunu üzerinden atarken AKP’li büyükşehir belediyelerinin futbola önem vermesinin buna etken olduğunu söylemeye kalktı; Kadir Topbaş’ın tepkisini çekti. Peki bize ’altın’ madalya kazandıran Dağıstanlı genci kim yetiştirdi? Buna da cevap verebilecek mi Atalay!..

İHANET MANZARALARI

Mevcut ’çevreyi’ çok arayacağız

ÇORLU’nun Marmara’daki sahilindeki; Yenice beldesindeki hem 2. konut mezarlığını hem de çevre kirliliğini gören var mı? Denizde yüzmek bir yana kumsalda yürümekten bile irkiliyor insan. Pis kokular karşısında insan çevreye lanet yağdırıyor. Türkiye’nin en büyük yağ entegre tesisi Trakyabirlik, buradaki tesislerinin atıklarını Şerefli Deresi’ne veriyor; bu yetmezmiş gibi bir de Çorlu kanalizasyonu geliyor; denizle birleştiğinde ise sular köpürüyor. Hiçbir uyarı levhası yok. Oturduğumuz sitede 12 aile yazlıklarını satışa çıkardı. Çevredeki Yenice, Ereğli, Çorlu, Tekirdağ belediyeleri ile Tekirdağ Çevre Müdürlüğü şikáyetleri duymazlıktan geliyorlar.
Dilek Erler GÜNEŞ

GÜNEYLİ’NİN CANINA OKUNDU

ÇANAKKALE İl Çevre Müdürlüğü ekipleri, karşı tarafa geçip (Trakya), Gelibolu kesiminde Saros’un (Bolayırlı) Güneyli sahiline gitseler; çevre ve deniz temizliğine, gürültüye bir baksalar. (Orada örnek eğlence yerleri de var.) Vatandaşlar, Gelibolu Kaymakamlığı’na ve Belediye Başkanlığı’na şikáyetlerini bildiriyorsa da ilgilenen kimse yok. Güneyli’nin orta yerine yazlık evlerin arasına tuvalet yapanları jandarma hiç merak etmiyor mu? Güneyli’ye çok yazık ediyoruz.
F.ARZUOĞLU