1 MAYIS tüm dünyada emekçilerin, işçi sınıfının barış ve kardeşlik günü olarak kutlandığı gündür.
1936 yılında İş Yasası’nın yürürlüğe konulması, Atatürk’ün başlattığı Batılılaşma ve aydınlanma sürecinin bir ürünü olmuştur. 1947’de çıkarılan 5018 sayılı İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkında Kanun ise ne işçi ve sendikalarının zorlaması, ne de hükümetin isteği ile yürürlüğe konulmuştur. 5018 sayılı yasa, BM’nin kuruluşuna imza atmış Türkiye’nin kuruluş metninin kapsamındaki zorunluluktan dolayı çıkarmak zorunda kaldığı bir yasa olmuştur. 1963 yılında yürürlüğe giren Sendikalar Yasası (274) ile Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası (275), 27 Mayıs 1960 Devrimi’nin işçilerimize bir armağanıdır. Bu yasaların işçiler için yarattığı çok olumlu ortamı ve olanakları sendikaların kötüye kullandığı suçlaması ile 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinin ardından çıkarılan ve sendikal hak ve özgürlükleri ciddi olarak budayan Sendikalar Yasası (2821) ile Toplu İş Sözleşmesi Yasası (2822), işçilerin ve sendikaların hiçbir direnmesini yaşamadan yürürlüğe konulmuştur.
Ülkemiz için bu gözlemleri somutlaştırırsak bazı sorulara yanıt vermek çok zor olacaktır. Ülkemizde sosyolojik anlamda bir işçi sınıfı var mıdır? Hangi mücadeleyi vermişlerdir? Hükümetler tarafından hediye edilen bu yasalar çalışanlarda bir sınıf bilinci yaratabilmiş midir?
SENDİKALAR, KÁĞITTAN KAPLAN
Bugün 28 işkolunda var olan ‘sendika enflasyonu’nun mantıklı bir açıklaması yapılabilir mi?
Sanayi ve hizmetlerde 12 milyon olan istihdamın yüzde 53’ü kayıtdışıysa ve sendikalar bu kölelik düzeni karşısında kıllarını kıpırdatmıyorlarsa işçi bayramını hangi yüzle kutlayacaklardır?
Yılda artık ancak bin dolayında toplu sözleşmeye bağıtlayabilen, grev yapacak gücü olmayan, 12 milyon çalışanın ancak 600 binini üye yapabilmiş sendikalar ne adına 1 Mayıs’larda meydana çıkacaklardır? Sendikalarına hanedanlığı ve savurganlığı yaşatan yöneticilerin 1 Mayıs’ı kutlama hakları var mıdır? Çokuluslu şirketlerin ve özelleştirmelerin aç bıraktığı yüz binler için sendikalar kaç işçiyi sokaklara döküp dimdik ayakta durmayı denemişlerdir?
Dünyada sendikalar ciddi kan kaybetmektedirler. Çöküşün nedeni küreselleşme denen ve çokuluslu şirketlerin tartışılmaz egemenliğini simgeleyen yeni ekonomik düzendir. Bu yeni düzen, siyaset ve siyasetçileri etkisine almış, yarattığı teknolojik yeniliklerle işsizliği dev boyutlara ulaştırmış, hükümetleri üretim araçları sahibi olmaktan vazgeçmeye ve özelleştirme yapmaya zorlamış, bu da işsizliğin daha da yoğunlaşmasına, sendikaların ‘káğıttan kaplan’a dönüşmesine neden olmuştur.
İŞÇİ SINIFININ BELİ KIRILDI
İşçiler bugün sendikalardan hızla uzaklaşmaktadır. Çokuluslu şirketler ve onlara teslim olmuş hükümetler, güçlü şirketler karşısında yenik düşmüş yöneticiler, işçi sınıfının belini kırmak üzeredir. Sendikalar 1 Mayıs’ları işçilerin barış ve kardeşlik günü olarak kutlamayı, onların umutsuzluğu, yok olan gelecekleri üzerinde değil, bütünleşmiş, güçlü, egemen sınıflardan ve hükümetlerden istediklerini almaya gücü yeten taş gibi örgütler olarak kutlamalıdır.
İşçi hakları uğruna hiçbir mücadele vermemiş, aksine bu hakların giderek yok edilmesine göz yummuş olanların 1 Mayıs’ları kutlamaya hakları olmadığını hatırlatmak isterim. Nasıl kabuğunu değiştiremeyen yılanın ölmesi kaçınılmaz ise kendisini yenileyemeyen sendikaların yok olması da kaçınılmaz olacaktır.
Üyesiz sendikalar dönemini yaşamaya başladıklarında sendika yöneticileri hiç kimseyi değil, sadece kendilerini suçlamalıdırlar.
Yard. Doç.Dr.Engin ÜNSAL
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş Hukuku öğretim üyesi.
Kuşa bak ve sev
AVRUPA’nın en çok kuş türüne sahip fakat kuş türlerini en çok kaybeden ülkesinin Türkiye olduğunu biliyor muydunuz? Kuş Gözlem Ağı sorumlusu Eray Çağlayan diyor ki: ‘2000 yılında sadece 3 ilimizde kuş gözlemcileri varken, bugün bu sayı 23 ile yükseldi. Kuş meraklısı amatör gözlemcilerin sayısı 5 yılda 519 kişiye çıktı. Kuş gözlemciliği bir hobi olduğu kadar doğanın korunmasına da katkı sağlayan bir merak. Kuş gözlemcilerinin sayısının artması Türkiye’de daha çok insanın doğaya sahip çıkmasını sağlayacak. Bu hobinin ülkemizde bu kadar büyük bir hızla yayılması, ülkemiz toplumunun doğaya ne kadar yakın ve duyarlı olduğunun en somut göstergelerinden biri. Bakmasını bilirsen her zaman görülecek kuş vardır.’ www.kustr.org-www.dogadernegi.org
GÜNÜN SÖZÜ
‘1931’den beri TCK 56 defa değişikliğe uğradı; bu kadar fazla değişiklikle bir yasanın bütünselliği korunamaz. Yeni TCK’nın 6 ay içinde 348 madde olarak ve bilimsel yeterliliği olmayan bir komisyon tarafından hazırlanması bir fiyaskonun öyküsü olarak anılmalıdır.’
(Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu)
Biliyor musunuz?
TEKGIDA-İş Sendikası Ege Bölge Şubesi’nin, TUKAŞ’ta sendikal örgütlenmenin önüne set çekilmesi nedeniyle, yetki sorununu AİHM’ye götürme kararı aldığını... CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş’in, BM Kalkınma Programı Başkanlığı’na seçilmesi büyük başarı olarak kabul edilirken, bir başka CHP (Gaziantep) Milletvekili Prof. Abdülkadir Ateş’in Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Siyasi İlişkiler Komisyonu Başkanlığı’na seçilmesine de parti yönetiminin ‘kutlama’dan uzak durduğunu... DÜNYACA ünlü belgesel kanallarından National Geographic’in, Bodrum’da, Hz. İsa’nın ölümünden sonra 1. yy’da yaşananları konu alan ‘İnancın Bilimi’ adlı 10 bölümlük bir belgesel çekeceğini...
MESAJ PANOSU
EMEKLİ Sandığı’nın otelleri, tatil köyleri, arsaları satılıyor. Kurum, Kamu İhale Kanunu’na tabi olmadığını belirtiyor. Trilyonluk ihaleler 28 Nisan’da yarım saat arayla yapıldı. Teminatları bile bol sıfırlı ihaleleriyle ilgili bir haber ya da duyuru görmedim gazetelerde.
Acar ŞÖLEN-ANKARA
DÜZELTME: Marmaris Deniz Üssü’ndeki konseri izleyenler arasında bulunan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri’nin adı yanlışlıkla E. Orgeneral Şener Eruygur olarak geçmiştir. Düzeltir, özür dileriz.