Dünya Türkiye’den Farklı Ne Yapıyor?

Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan Belçika saldırısının baş failini Türkiye’nin geçtiğimiz yaz Hollanda’ya sınır dışı ettiğini açıkladı.

Haberin Devamı

 Hem de “bu kişi IŞİD ile bağlantılı terörist olabilir” diye uyararak. Ama gelin görün ki Hollanda bu şahsı serbest bırakmış.

 

Sorun şu ki, bu bir ilk değil. Daha önce Türkiye’nin sınır dışı ettiği 3.300 kişiden çoğunu, geri gönderildikleri Avrupa ülkeleri serbest bırakmış. Ve sonrasında bunların da çoğu Türkiye’ye 2. kez girmeye çalışırken yine yakalanmış.

 

Dahası, fıkra tadında hikayeler de var. Mesela 2014 yazında Türkiye’nin Fransa’ya iade ettiği 3 cihatçı, Fransız polisi yanlış havaalanında bekleyince elini kolu sallayarak Fransa’ya girmişti. 24 saat sonra kendi istekleriyle karakola teslim olunca, ülkede kıyamet kopmuştu.

 

Haberin Devamı

Avrupa’nın Zaafiyeti

 

Türkiye’nin sınırdışı ettiği ve Avrupa’da serbest bırakıldıktan sonra terör eylemi yapan teröristler de var. Şubat 2015’te Fransa’nın Nice şehrinde terör eylemi yapan Musa Coulibaly’yi belki hatırlarsınız. Türkiye’nin bu saldırıdan sadece birkaç gün önce bu şahsı Fransa’ya geri gönderdiği, ancak Fransız polisinin serbest bıraktığı ortaya çıkmıştı.

 

Bir diğer sorun da, Avrupa ülkelerinin şüpheli buldukları kişilerle ilgili birbirleriyle ve Türkiye’yle istihbarat paylaşmaması. Bundan tam 1 yıl önce Londra’dan Urfa’ya gelen, oradan da Suriye’ye geçip IŞİD’e katılan 3 genç kızı hatırlayın. İngiltere bu 3 kişi hakkında Ankara’yla önceden istihbarat paylaşmamış, bu da iki ülke arasında ciddi krize yol açmıştı.

 

*

Bununla birlikte, 13 Kasım’daki Paris saldırısının bir faili 4 aydır Belçika’da fellik fellik aranıyordu. Bu yüzden ülkeye resmen olağanüstü hal hakimdi. Ancak buna rağmen başkent Brüksel’deki bu saldırı önlenemedi. Yani ne kadar önlem alsanız da, “mutlak güvenlik” sağlamanın mümkün olmadığı açık. Bu, 6 aydır yaşadığımız bir dizi saldırının da gösterdiği gibi, Türkiye ve sınırlarımızın güvenliği için de geçerli.

 

Haberin Devamı

Dolayısıyla tüm ülkeler, hepimiz aynı derecede terör tehdidiyle karşı karşıyayız ve aynı ölçüde savunmasızız. O yüzden bu yeni terör dalgasına karşı ancak topyekün, hep birlikte mücadele edebiliriz. Bir an önce bir araya gelinip, ortak bir istihbarat ağı oluşturulması şart.

 

Peki biz kendi ülkemizde ne yapmalıyız? Bu “yeni normal”le nasıl başa çıkabiliriz?

 

*

 

Öncelikle: Tehdit seviyesi yükselirse, devlet vatandaşı uyarmalı mı?

 

Türkiye’nin aksine, ABD’de eğer topluma yönelik genel olarak terör tehdidi yükselirse devlet vatandaşlarını uyarıyor. Ancak tehdit belli bir yere ya da kişiye yönelikse, bu bilgi açıklanmıyor. Zira açıklandığı takdirde teröristler hedefi değiştirebilir. Bu da, güvenlik güçlerinin önlem alıp eylemi engelleme şansını ortadan kaldırır.

 

Haberin Devamı

Bu uygulama, İngiltere dahil Avrupa Birliği üyesi ülkeler için de geçerli.

 

Peki tehdit seviyesini yükselten nedir? 

 

ABD’de 11 Eylül sonrasında belirlenen kriterlere göre, bu seviyeyi etkileyen birkaç faktör var. 1.si, saldırının olma ihtimali ne kadar? 2.si, nasıl bir eylem, nerede, ne zaman gibi bilgiler. 3.sü, saldırının büyüklüğü. 4.sü, “kritik nokta”ya, yani saldırı zamanına ne kadar yakın olunduğu.

 

Devlet hangi önlemleri almalı?

 

ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 11 Eylül sonrasında Başkan Bush’un Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısıydı. Kendisine ulaştığımda, devletin teröre karşı aldığı önlemlerin neredeyse tamamen istihbarat üzerine kurulu olduğunu söylüyor. Gözle görünen önlemlerin, yani mesela daha fazla polis yığınağı yapmanın eylemi caydırma etkisi olmadığını anlatıyor.

 

Haberin Devamı

Daha fazla polis konuşlandırmanın sadece iki olumlu etkisi var. Biri, halka güven vermek. 2.si, saldırı sonrasında daha çabuk yanıt vermek. Bu, özellikle de Paris saldırısındaki gibi çok sayıda insan silahla hedef alındığında etkili oluyor. Çünkü polis o sırada müdahale ederek ölü sayısını azaltabiliyor.

 

*

 

İstihbarat ise kendi başına yeterli değil. İngiliz Savunma Bakanlığı’ndan konuştuğum üst düzey bir yetkili, bir terör örgütü halktan ciddi destek alıyorsa, alınan önlemlerin etkisinin azaldığını söylüyor. “İyi istihbarat önemlidir. Ama halkın da aktif yardımına ihtiyacı vardır” diyor.  

 

Bundan asıl kastı, vatandaşların şüphelendikleri unsurları ihbar etmeleri. Bu yüzden devletin bu mücadelede tüm halkın güvenini ve desteğini kazanmasının olmazsa olmaz olduğunu söylüyor.

 

*

 

Haberin Devamı

Peki bizler ne yapmalıyız? Salı günü devam edeceğiz.

 

Yazarın Tüm Yazıları