“ABD Türk Askerinin Gittiğini Biliyordu”

Sonra Türk askerinin oradan çekildiği haberi geldi. 

Ama yetmedi.

Bağdat bu kez “Irak’taki tüm askerlerinizi çekin” dedi.

En şaşırtıcı olan ise ABD’nin “Türkiye Bağdat’ın onay vermediği tüm askerlerini çekmeli” demesi oldu.

Aynı gün de IŞİD Başika’ya saldırdı. 

Neler oluyor?

Çekilen Türk askerleri şu an nerede?

Ve en merak edilen: ABD’nin Türk askerinin Musul’a gittiğinden haberi yok muydu?

ASKER ÇEKİLMEYECEK

Öncelikle: Şimdi Irak’taki Türk askerlerinin hepsini çekecek miyiz?

Bunu Ankara’daki güvenlik kaynaklarıma soruyorum.

Cevapları net: Hayır çekilmeyecek. 

Ankara herşeyden önce Türk askerinin oradaki varlığının Irak’ın egemenliğine karşı olmadığını vurguluyor.

“Şimdi Başika’ya 300 takviye asker gitti diye neden bütün askerlerimizi çekelim?” diye soruluyor.

Ki şu anda kuzey Irak’ta yaklaşık 2000 askerimiz bulunuyor.

IŞİD’in Çarşamba günü Başika’ya yaptığı saldırı sonrasında ise bu artık hiç olası görünmüyor.

Türk askerine yönelik tehdit çok daha arttığı için.

*

Zaten kamptaki 300 askeri 800’e çıkarma kararının asıl sebebi olarak da bu gösteriliyor:

IŞİD’in o bölgedeki Türk askerine yönelik tehdidinin ciddi şekilde artması.

Kaldı ki Pentagon son saldırıyı “IŞİD’in yazdan beri yaptığı en ağır saldırı” diye duyurdu. 

Takviyenin Musul barajını korumak amacıyla yapıldığı ise reddediliyor. 

RUSYA’DAN İSTİHBARAT VAR

Peki neden tehdit şimdi yükseldi?

Bunun iki sebebi var.

Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi sonrası Rusya’dan gelen güvenlik tehdidi ciddi şekilde yükseldi.

Güvenlik kaynağım Rusya’nın doğrudan olmasa da dolaylı olarak Türkiye’den bunun öcünü almak istediğini, orada görev yapan Türk askerine yönelik tehdidin arttığına dair ciddi istihbarat aldıklarını paylaşıyor. 

İkincisi: Türkiye 24 Kasım’a, yani Rus uçağını düşürdüğü güne kadar son zamanlarda Suriye’de IŞİD’e karşı hava operasyonlarını arttırmıştı.

Yine ABD ile birlikte Azez-Cerablus hattına yapacağı operasyon an meselesiydi. 

Bununla birlikte sınır güvenliği de son günlerde ciddi şekilde sıkılaştı.

İşte tüm bunlardan dolayı da IŞİD Türk askerine yönelik daha tehditkar hale geldi.

Peki o zaman Ankara Başika’da kalıcı bir askeri üs mü kurmak istiyor?

Orada zaten askeri bir eğitim biriminin uzun süredir bulunduğu ve devam edeceği söyleniyor.

ASKER ŞİMDİ DUHOK’TA

Gelelim “çekilme” meselesine.

Malum, TSK bunun geri çekilme değil, yer değiştirme olduğunu özellikle vurguluyor.

“Geri çekmek demek, geldiğin yere yani Türkiye’ye çekmektir” deniliyor.

Kaynağım, çekilen asker sayısının 100 olduğunu aktarıyor.

Çekildikleri yer de Duhok’taki Bamerni kampı.

Şu anda Başika’daki asker sayısı ise sevkiyat öncesinin üzerinde.

Aslında üsse 40 tank gönderilecekmiş.

Ancak 18’i intikal edebilmiş.

22’si ise Bağdat’ın itirazı üzerine sınırda bekletiliyor. 

“ABD’NİN HABERSİZ OLMASI İMKANSIZ”

Ve herkesin aklındaki asıl soru:

Başika’ya asker yollayacağımızdan ABD’nin haberi var mıydı? 

Askerin “ABD’nin bilgilendirilerek” gönderildiği vurgulanıyor.

Bu bilgilendirmenin karşılıklı askeri koordinasyon çerçevesinde yapıldığı söyleniyor.

Şu kritik eklemeyle:

“Zaten 60-70 araçlık büyük bir konvoyun ABD’nin haberi olmadan sınırdan geçmesi mümkün değil.”

Ancak bu takviyenin ABD ile birlikte ya da koalisyonla ilişkili bir şekilde yapılmadığı özellikle ekleniyor.

Konuştuğum önemli bir Türk yetkili de, “tüm ilgili ülkelere” bilgi verildiğini söyleyerek bunu doğruluyor.

Bu da ABD’nin Bağdat’tan yana açıklamalarının, Irak hükümetiyle ilişkilerini korumaya yönelik olduğunu düşündürüyor.

*

Washington’ın IŞİD’in Irak’taki ana üssü olan Musul’a operasyon yapacağı bir yıldır gündemdeydi.

Türk askerinin oraya intikali bu haberleri yeniden canlandırdı.

Ankara yakında böyle bir operasyon beklemiyor.

O bölgedeki Türk askerinin böyle bir operasyona katılması ise şu aşamada sözkonusu değil.

Son olarak: Aynı Türk yetkili bundan sonraki adımların Bağdat’la koordinasyon içinde atılacağını söylüyor.

Bağdat’la temasın devam ettiğinin altını çiziyor.

Ankara bu meselenin Irak’ın başvurduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu çatısı altında değil, dostluk ve kardeşlik ilişkisi içinde çözülmesini istiyor.