BugÜnlerde kapanan işyerleri görüyorsunuz, ya da bir yakınınızın işten çıkarıldığını öğreniyorsunuz.
İş adamları her gün uyarıyor, "Tedbirler alınmalı" diye. Her evde ekonomiden söz ediliyor. Bu hafta Odak Döviz Genel Müdürü Bilal Doğan’la ekonominin nabzını tuttuk.
Finansal krizin etkisi hissedilmeye başlandı ve artacağı da söyleniyor. Türkiye kriz için hangi önlemleri almalı? Şirketlere ve girişimcilere tavsiyeleriniz? Finansal politikaları nasıl olmalı?
- Türk ekonomisi 1983’ten itibaren rahmetli Özal’la dışa açıldı dünya ekonomisine entegre oldu. ABD’deki olumsuz tablodan Avrupa etkilendi. İhracatının yüzde 60’nı yaptığı AB ülkelerindeki daralmalardan Türkiye’de etkilendi. İhraç pazarımız daralınca istihdam azaldı, yeni işyerleri açılmadı, stoklar arttı, talep azaldı. İstihdam üzerindeki vergi ve SSK primleri azaltılmalı, teşvik uygulaması sürdürülmeli, Türk yatırımcısının Çin ya da Mısır’da yatırım yapmasının yerine benzer koşullar oluşturarak Türkiye’de yatırım üretim ve istihdama katkı koyması sağlanmalıdır. Bankalar kredi musluklarını açmalıdır. Başta KOBİ’ler olmak üzere ek istihdam yaratacak işletmelere yeni kaynaklar çıkarılmalıdır. Şirketlerimiz, mümkün olduğunca borçlanmamalı, öz kaynaklarla, üretim yapmalmı, pazarlamaya, reklama, önem vermeli, yeni pazarlar akranmalı, benzer iş kollarındakiler güçlerini birleştirmeli. Açık ve şeffaf bir finans politikası izlenmeye devam edilmeli, IMF ile görüşmeler sürdürülmelidi.
Sizce 2009’da dövizin seyri ne olacak. Küçük yatırımcılar için önerileriniz?
- ABDD ekonomisindeki daralma devam edecek gibi gözüküyor. Global krizin devam edeceği görülüyor. Bu da dövizde sıkıntı getirebilir. 2009’da dünya ve Türk ekonomisi güllük gülistanlık olmayacaktır. Yurt içi piyasaları da yurt dışı piyasaların etkisi altında kalacaktır. IMF ile en az 20 milyar doalarlık standby antlaşması yapılırsa dövizdeki yükseliş durur. Küçük yatırımcılar için kısa vadeli devlet tahvili, hazine bonosu ve mevduatı öneririm. Altın geçtiğimiz günlerde cazipti. Ancak şu anda onsu 960 dolar seviyesine indi. Bulunduğu noktadan satış yapmakta yarar var.
İzmir ekonomisi sizce iyi yolda mı? İzmir’in ekonomik açılımı için sizin düşündükleriniz?
- Yunanistan’a gelen turistlerin kentimize çekilme çalışmalarına hız verilmelidir. Özellikle Rus ve Türki cumhuriyetlerden gelen turistler için tanıtım çalışmaları yapılmalı. İzmir’in Ankara ve İstanbul gibi kentlerle otoyol bağlantıları ihale edildi. İzmir’in müzeleriyle ören yerleri ile örnek olduğunu biliyoruz, bunu da tanıtmalıyız. İzmir’den Atina ve Roma’ya direkt hava seferleri konmalı, oralardan turistler getirilmeli. Organize sanayi bölgelerini çoğaltarak, sanayicinin İzmir çevresine gelmesini sağlamak gerekiyor. Vadeli İşlemler Borsası’na sahip çıkmalı ve geliştirmeliyiz. ABD, İtalya ve İngiltere’deki gibi etrafında ilim, teknoloji, kültür yayan üniversiteler kurulmalı. İstanbul yeni üniversiteleri kaldıramaz hale geldi. İzmir’de yeni üniversite alanları oluşturarak, hem gençliğin dinamizminden yararlanmak, hem de üniversitelerin oluşturacağı ekonomik iyileştirmeyi dikkate almamız gerekir. Bütün bunlar olurken, kentimizin doğal dokusunu korumalı çevreye gerekli saygıyı göstermeli ve yeni orman alanları da unutulmamalı.
Bilal Doğan kimdir
á 1958 doğumlu, Ankara Maliye Okulu, Ege Üniversitesi Maliye Muhasebe Yüksekokulu mezunu, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora yaptı. 1977-1994 arasında Maliye Bakanlığı’nda vergi denetmeni olarak görev yaptı. 1994’te istifa ederek, yakınlarının kurduğu Odak Döviz Kıymetli Madenler A.Ş.’ye yönetici ve ortak oldu. Bir süre politika yaptı, ilçe ve il başkanlığı, MKYK üyeliğinde bulundu. Çok sayıda sivil toplum örgütünde görevler aldı. Yeni kurulan Gediz Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyet üyesi olan Doğan, iki dönemdir İZTO Meclisi üyesi.