İZMİR kabuğunu nasıl yırtacak? Birçok çözüm önerisini beraberinde getiren bir soru.
Cevapların odaklandığı en önemli nokta ise turizm. "İzmir turizm kenti" deniliyor, peki de ne isteniyor? Bu hafta İzmir ve turizmi, Crowne Plaza Genel Müdürü Faik Alsaç ile konuştuk.
Æ İzmir’de turizmin gelişmesi açısından sizce nasıl açılımlar gerekli? Önerileriniz?
Æ Her şeyden önce turizmi istemek lázım. İstemeyen var mı? Yok. Ancak ben başka bir şey söylüyorum, istememek konumuz değil, özellikle istemek lazım. Bunu nereden anlarız? Turizm, şehri yönetenlerin gündemine girer, turizmciler şehri yönetenlerle görüşebilmek için aylarca beklemez, sektörle sık sık çalışma toplantıları yapılır, basında turizm konuşulur, üniversiteler paneller düzenler vs. Çalışacaksınız, planlayacaksınız, görevlendireceksiniz ve en önemlisi para harcayacaksınız. Bu bir ticaret, çok para olan bir ticaret. Konuyu yakından bilmeyenler, "Oteller, acenteler kendi işlerini yapsın, neden devletten yardım bekleniyor" diyebilir. Sebebi şu; Turizm, yılda 54 sektörden 11,2 milyar dolarlık mal ve hizmet alıyor. 400 odalı ve yüzde 65 dolu olan bir otel yılda; 58 ton kırmızı, 40 ton beyaz et, 400 ton sebze-meyve, toplam bin ton yiyecek, 600 ton içecek tüketiyor. Turizmde "1" birimlik talep artışı diğer sektörleri de hareketlendiriyor ve global ekonomideki artış 1,7 birime ulaşıyor. Konaklama sektörü zarar etse bile global ekonomiyi sübvanse etmeye devam ediyor. Kısaca turizm neredeyse herkesi besliyor. İstihdam sağlıyor. İzmir gibi adı turizmle anılan bir kentin bu işte çok gerilere düşmüş olması sadece turizmcilerin kabahati değildir. Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısının 20 milyonlara ulaştığı günümüzde İzmir’e 1 milyon bile gelmediğini, bir kısmının da gemiyle sabah gelip öğleden sonra gidenlerin olduğunu söylersem neden sektör-devlet çabası gerektiğini daha iyi anlatabilirim.
Turizmin her kademesinde görev aldı
1958 İstanbul doğumlu, Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’ndeki eğitiminin ardından Atatürk Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nu bitirdi. Öğrencilik zamanından başlayarak turizmcilik hayatında birçok pozisyonda görevler aldı. İstanbul ve İzmir’de çeşitli otellerde üst düzey yöneticilik yaptı. Alsaç, evli iki çocuk babası.
SKAL’ın da İzmir başkanı
Æ Skal International’ın İzmir Kulübü başkanısınız. Yaptıklarınızdan ve hedeflerinizden bahseder misiniz?
Æ Skal International, dünyada 20 bin, Türkiye’de 700 civarında üyesi olan bir örgüt. Sadece üst düzey turizm çalışanları üye olabiliyor. Amacı üyeler arasında dostluk ve arkadaşlığı geliştirmek, bu sayede birbirleriyle iş yapabilmelerini sağlamak. İlk bakışta çok anlamsız gibi geliyor, ama rakiplerinizle dost olabilmeyi sağlaması sektörde bir araya gelmeyi ve dayanışmayı sağlıyor. Hedefimiz üye olabilecek herkesi derneğimiz çatısı altına almak.
Kent turizm için cazip hale getirilmeli
Æ Turizmci olarak İzmir’e baktığınızda neler eksik, nelere önem gösterilmeli ya da üzerine düşülmeli?
Æ Önce İzmir’in "turistik kent" olmadığını kabul etmek lazım. İzmir; ticari bir liman kentidir. Bu nedenle turist getirecek sebepler yaratmak lazım. Aklıma ilk gelenleri sıralayayım. Kent görsel açıdan güzel olmalı, müzesi olmalı, tarihi, turistik yapılar ve binalar iyi korunmuş, gezilebilir nitelikte, otoparktan tuvalete her ihtiyaç düşünülmüş olmalı, havalimanından otele, müzeden lokantaya kadar turistin gezeceği güzergáhlarda güvenlik ve sağlık tedbirleri alınmış, olası aksiliklerde turistin özellikle emniyet ve sağlık ekipleriyle anlaşabilmesi (Salt İngilizce bile yeterli) sağlanmış olmalı. Kent cazip hale getirildikten sonra, mutlaka turizm politikası olmalı. Gerçekçi olup elimizdeki ürüne dikkatli bakmalıyız. İzmir, beş üniversitesi olan, yakın çevresi tarihi zenginliklerle dolu, kolay ulaşılabilen, dünya standardına güvenli, büyük bir liman kenti. Bu özellikler kongre turizmini işaret ediyor. Dünyada kongre turizminde dönen para 170 milyar dolardır. Türkiye bu pastanın ancak yüzde 1’ini yiyebiliyor. İzmir? Hiç. Normal bir turist günde ortalama 100 dolar harcarken, kongre katılımcısı 4 bin dolar harcıyor. Spor salonundan dönüştürme İstanbul Lütfü Kırdar’a yer sorun, 2012’ye bulursanız ne álá. Kongre turizmi bu kadar verimliyken, İzmir’e neden kongre merkezi yapılmaz? Anlamak mümkün değil. Özetle bence İzmir’in çıkışı kongre turizmindedir. İzmir’e en kısa zamanda en az 10 bin kişilik bir kongre merkezi kazandırılmalı, turizmin diğer dalları için de ayrıca çaba gösterilmelidir. Termal zenginliklerimiz mutlaka değerlendirilmeli, inanç turizmi gözden kaçırılmamalıdır.