Paylaş
Bazı bölgelerde enkaz kaldırma çalışmaları başladı bile.
Ve bu kaldırılan enkazda demir ve beton kalitesinin ne kadar düşük olduğu...
Bazı kendini bilmezlerin giriş katlarındaki kolonları yer kazanmak için kestikleri...
“Deprem yönetmeliğine uygun” ilanıyla satılan apartmanların yerle bir hale geldikleri...
Gün gibi ortada.
Yani Yalova ve Düzce depremlerinden ders almamışız.
Yani “Aman ne olacak” demişiz.
Yani 3 kuruş fazla kazanacağım diye 2 demiri eksik koyup, ucuz diye harç için deniz kumu kullanmışız.
Sonuç ortada.
TOKİ tarafından yapılan binaların durumu ortada.
Onları da ihale usulü özel firmalar yapıyor.
Onları da inceleyen, denetleyen var.
Ama maşallah hepsi ayakta.
Kimse bana maliyetten bahsetmesin.
Fayansı ikinci kalite kullan mesela.
İç kapılar en ucuzundan olsun.
Ama sağlamlık...
Ama yalıtım kalitesi...
Üst seviyede hesaplansın.
Bunun için derhal harekete geçmek gerek.
Beklemenin anlamı yok.
Uzmanlar Marmara’da deprem riskinin yüzde 80’lere ulaştığını ısrarla söylüyor.
Kentsel dönüşüme hız verilmeli.
Bu konuda gerekirse TOKİ’den destek istenmeli.
En riskli bölgelerden başlanıp tüm binalarda risk en aza indirilmeli.
Konunun uzmanları bazı binaların yapılacak takviye önlemlerle yıkılmadan depreme uygun hale getirilebileceğinden de bahşediyor.
Tüm olasılıklar hesaplanarak yol haritası belirlenmeli.
Ama biran önce, yarın değil hemen şimdi.
BOŞ YAPMAYIN
DURUP dururken hükümeti, devleti suçlamak, “devlet yok” demek ne kadar saçma.
Eleştirilere bir şey demiyorum.
Eksikleri görüp çözüm önerileri sunana sözüm yok.
Daha iyisi için çabalayanlarla aynı saftayım zaten.
Amaaaa...
Dert bağcıyı dövmekse...
Orada “durun” derim.
“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen ve dünyada bezeri olmayan bir deprem yaşandı ülkemizde.
İki büyük deprem, etkilenen 10 il.
Yıkılan binlerce, onbinlerce bina.
Şimdilik 30 bin vatandaşımız yaşamını yitirdi.
Yaralılar yüzbini geçti.
Bu yıkıcı depremleri hangi ülke yaşasa...
Bu kahreden istatistik hangi coğrafyada olsa...
Sorunlar yaşanır.
Aksini iddia eden varsa ispat etsin hepimize.
ARTISI DA VAR EKSİSİ DE
10 il binlerce yıkık bina...
Hepsine bir anda ulaşabilmek ne kadar mümkün?
Tekrar ediyorum eksik de vardır, kusur da...
Kimi yere 1, kimi yere 5 ekip gitmiştir.
Kimi yerde 5 kimi yerde 15 aşevi kurulmuştur.
Yol tıkanmıştır, ulaşım aksamıştır.
Ancak tüm bunlar yapılanları görmezden gelmemizi gerektirmez.
Önce hayırseverleri alkışlayalım en güçlüsünden.
Özel araçlarıyla yola çıkanlardan Allah razı olsun.
Sonra taraftar grupları ayağa kalktı bir anda.
Tuttukları takımların statlarını “hayır deposu” haline dönüştürdü.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, İnegöl Belediyesi, Osmangazi Belediyesi, Yıldırım Belediyesi ve diğer belediyeler, bir yandan acil ihtiyaçları içeren yardımları, diğer yandan çadır, konteyner ev ve seyyar tuvalet için teyakkuza geçtiler.
Hala devam ediyor yardımlar.
Sadece Bursa değil, tüm kentlerin belediyeleri böyle.
Parti gözetmeksizin yerel yönetimleri alkışlamak lazım.
HAKLI GEREKÇELERİ VARDIR
Adı bende saklı bir ilçe belediyesinin geçen salı verilen yardımların hala gönderilmediği kulağıma geldi mesela.
Muhalefet partisine üye başkanın yönettiği belediye ile ilgili fotoğraflar da gönderildi.
Ama biliyorum ve inanıyorum ki mutlaka haklı gerekçeleri vardır.
Ya nakliye sorunu yaşanıyordur, ya da yardımlar uzak bir noktaya bırakılmıştır.
Yoksa hangi belediye başkanı, sevabı da vebali de büyük bu işi savsaklar.
İnsan olan yapar mı?
Bu mümkün mü?
Bence değil...
Ya da mümkün olmamalı...
O nedenle devlet de var, hayırsever de...
Belediyeler de teyakkuzda, özel sektör de.
İşin özü; amiyane tabirle, boş yapmayın beyler.
Paylaş