VALENCIA maçlarından sonra ‘‘Yazık oldu’’ demiştim. Şimdi de dün akşamki oyun için ‘‘Ayıp oldu’’ diyorum.
Beşiktaş takımı bu kadar kısa dönemde nasıl bu kadar güçsüz kaldı, hayret etmemek elde değil. Güçsüzlüğü de, yalnız beden güçsüzlüğüne bağlamıyorum. Bu takımın ruh hali de bozuldu. Antrenöründen tut, kenar adamlarına, futbolcularına sirayet etti.
Zaten Lucescu çıktı dedi ya, ‘‘Benim bile kendime güvenim kalmadı.’’ Hoppalaa. Ve benim antrenörüm, bunu takım liderken söylüyor. Bu ne pehriz, ne lahana turşusu. Böyle konuşursan, olacağı da bundan daha iyi olmaz.
Hoş geldin Trabzon
Ben dünkü oyunu seyrettikten sonra, Beşiktaş için fazla konuşmak istemiyorum. Zirveye ‘‘Hoş geldin Trabzon’’ diyorum.
Bir kere Trabzon'da, o eski şampiyon olmuş takımlarının peşine takıldıkları gibi büyük bir kalabalık gördüm. Türk futbolunun içinde, hatta zirvesinde, her zaman için Trabzon olsun isterim. Trabzon bu ligin başka bir rengidir. Hangi şehire giderse gitsin, seyircisi vardır. Bu sene bu kadro ile ne yaparlar bilemem, ama 3-4 takviye ile takımı bozmazlarsa, seneye garanti kafaya oynarlar. Zaten çok beğendiğim Fatih diye bir oyuncuları var. Bence Avrupa'da bile böyle klas adam yok. Onun dün akşamki oyuna çok iyi sarıldığını gördüm, Fatih'in adına da sevindim, Trabzon adına da.
Beceremediniz, beceriksizler
Ben her zaman maçın hakemini top oynuyormuş gibi seyrederim. Ve muhakkak yazımda değerlendiririm. Ama dünkü maç hakemlik bir maç değildi. Ne çalsa olurdu, onun için de dikkat etmedim.
Beşiktaş 11 puanlık kredi kartını yere düşürüyorsa, ben de ailecek beceremediniz, beceriksizler diyorum.