BİR fıkra vardır, çok da hoşuma gider. Bir çoçuk yolda para bulmuş, eve gelince de babasına ‘Baba yolda para buldum’ der. Baba da oğluna ‘Hani para ? demiş Çocuk: ‘Baba kaybettim’ demiş.
Beşiktaş’ın dün akşamki oyunda benzetmenin aynısı oldu. Kazanacak kadar iyi oynamadan 3 puanı bulmuşsun. Yolda bulduğun 3 puanı nasıl geri verirsin? Şimdi anlatacağım gibi...
Orta da fol yok yumarta yok Okan orta sahanın ortasına hiç atılmayacak bir yere top attı. Benim de geçmiş sezonun ortasına kadar bu takımda en beğendiğim oyuncu Ronaldo topu iç organlarından Youla’ya bıraktı. Böyle bir golü amatör takım yer.
Beşiktaş yiyorsa düşündürücü. Ronaldo dedik ama hemen bırakmayayım. Ronaldo eskiden iyi futbolcuydu. Haa ben de eskiden iyi futbolcuydum. Şimdi ise iyi değilim.
Ronaldo eskisi gibi değil
Dün akşamki skor Beşiktaş’ın yarı iyi, yarı kötü tarafını gösterdi. En azından ben öyle anladım. 3-5 tane yanlışı söyleyeyim istiyorum...
Kaleden başlayıp, ileriye doğru da yol alayım.
Keleci Murat kötü kaleci değil. Ama Cordoba’dan iyi değil.
Ronaldo’yu dile getirdim. Yine söyleyeyim. Ronaldo eski Ronaldo değil. Benim yazlık bir takımım olsa, anterenörü de ben olsam ne Kaan’ı, ne İbrahim Üzülmez’i oynatmam. Haa dün akşam çok mu kötü oynadılar. Hayır. Ben uzun vade düşündüğüm için böyle söylüyorum.
İbrahim’lerden Toroman olan kulübede durmaz. Okan bu ülkenin hemen hemen sağ kulvarını en iyi kullanan oyuncu. Ortanın ortasında niye oynar diye kafamı yoruyorum, bulamıyorum. Bir bulan varsa parmak kaldırsın.
Carew günün futbolunda büyük bir siyah. Ama eşleşeceği adam önemli. İki maçtır Ahmed Hassan ile eşleşiyor ama iki topu bir araya getiremediler. Beşiktaş’ın attığı gol Carew’in şahsi yeteneği.
Ankara deplasman değil
İbrahim Akın diye bir çoçuk var, ‘Ben futbolcuyum’ diye bağırıyor. Ona bu formalardan birini vermek lazım.
Tabii ki, gözardı etmiyorum, G.Birliği bu ülkenin 3-5 tane dişe dokunan takımlarından biri. Ama Ankara’yı Beşiktaş’ın deplasman yeri olarak görmüyorum. Tek tek saysan 10 kişinin 9 kişisi Beşiktaşlı. Böyle deplasman yeri mi olur?
Bir de maçın hakemi... Benim için başladığı günden bu yana ağzında düdük olan ama hakem olamayan ve olamayacak da bir kardeş. Futbol topuyla yakın uzak, akrabalığı yok.
Ahmet’in atılışında ilk sarı kart doğru. İkinci kart da doğru. Topa vurmanın ne almeli var. Bu işin mantığı da yok. Bu takımı 10 kişi bırakmanın ne anlamı vardı? Kaldı ki be kardeş sen takım kaptanısın...
Hemen sonra öyle bir pozisyon var ki, hem Beşiktaş’tan, hem de Gençler’den birer oyuncunun atılması lazım. Onun affı yok.
Bir de Gençler’den en son attığı oyuncu var. Artık basketbol maçlarında bile böyle oyuncu sahadan atılmıyor.
Toparlayayım... Beşiktaş dün puan kaybetti ama akıl alacağı, ileride böyle bir maç kaybetmeyeceği dersler çıkarmıştır.