FUTBOL Federasyonu cezayı Beşiktaş’a değil, bu maçı seyreden spor yazarlarına verdi herhalde. Hakikaten bu sıkıntıyı yaşamak cezanın en büyüğü.
Seyircisiz futbol olmuyor. Hele hele sahada da futbol yoksa, hiç çekilmiyor. Beşiktaş dün akşam öbür kaleye ilk şutu 50. dakikada attı.
O da Carew’in 40 metreden vurduğu bir top. Her iki takımda da gözüme batan, iyi oynadı diyeceğim oyuncu yok. Carew’in aşırdığı hava toplarına bir tane Beşiktaşlı oyuncu sahip olamadı. Aşırdı diyorum da bu rakam en az 40 tane. Carew’in bu takıma katkısı hava toplarından oluyor. Eee onu da kullanamıyorsan, onun içinde çok az gol pozisyonlarına giriliyor. G.Birliği takımında pozisyon üreten bir tek Youla vardı, onu da Ziya Beşiktaş’a kıyak olsun diye dışarıya çıkardı.
Hakemsiz de oynanırdı
Beşiktaş, G.Saray maçı kaybıyla zaten çıkmaz sokağa girdi. Bundan sonra oynanacak maçlarda dördüncülüğü sağlama alıp kupayı da önündeki 3 takımdan birinin alması için dua etmesi lazım. Tabii bir de işin prestij tarafı var. Çok da önemli. Dün Rıza’yı dikkatle izledim. Yapacağı fazla bir şey yoktu. Bundan önceki maçlarda büyük bir hırsla oyuna sarılan oyuncular, dün sahada yoktu. İsim verip, zedeleyim istemiyorum, ama bir kaç oyuncu sahada yalnız maçtan önce fotoğraf çektirirken gözüktü.
Bu maç için söylenecek fazla birşey yok. Sahada futbol olmayınca insan da ne yazacağını şaşırıyor. Top biraz Ahmed Hassan’ın ayağına geldiğinde hareketlendi. Onun dışında oyun keçi boynuzu yer gibi. 10 kilo yesen 10 gram tat alırsın. Bu maçta iki takımdan biri galip gelseydi, kaybeden adına üzülürdüm. 40 gün 40 gece oynansa tatsız-tuzsuz-golsüz biterdi, öyle de oldu. Nee maçın hakemi mi? Ne yazayım kardeşim böyle maçın hakemi mi olur? Hakemsiz bile oynanırdı...