GÜZEL evlat Rıza. Bu yuvaya top oynarken çok şeyler taşımıştın. Oynatmaya geldiğinde sevinç çığlıkları attım.
Sen ağabeyini tanırsın, kimseye "afedersin" demem. Bu oyuna romantik bakmam. Çünkü pişmanlık ağır yüktür, onu kaldıramam. Senden vazgeçersem, kendimden vazgeçerim. Benim baktığım yer, ritmi farklı olan bir yer.
İkinci yarının başlamasına bir-iki gün kala gelmiş bir adamın ne yapabileceğini herkes merak ediyordu. Sen yeni bir nefes, yeni de bir heves getirdin. Dörtte dört yaptın. Galatasaray ve Gençlerbirliği maçlarında bu takımın irtifa kaybettiğini gördüm. Son oynanan Gençlerbirliği maçı adeta bizlere seyretme cezası oldu. Çaresizliğini hissettim. Oyunu değiştirecek fazla bir silahın yoktu. Kendi kaderini seyrettin. Bak Rıza, bu takımda futbolcu gibi duran, ama oynayamayan birkaç kardeş var. Oturduğun yer şikayet kaldırmaz. Bu sezon nasıl geçer, onun hesapları içindesin. Doğrusu da bu. Tuttuğum deftere göre ligde dördüncü olunur. Önündeki üç takımdan biri kupayı alırsa, Beşiktaş da Avrupa'ya çıkar. İş biraz duaya kalıyor, ama başkaca çare de yok.
Trabzonspor
KAPSAMA alanımda Beşiktaş vardır. Başka camiaların da hep alkış tarafında olurum. İyiyi ayıklarım, kötüyü dile getirmem. Sakın ola yanlış anlaşılmasın. Bu korkaklığımdan değil, bilmediğimdendir. Eşim Karadenizli. Kan çekiyor herhalde, Trabzonspor'a başka bir gözle bakıyorum. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilmem.
Diğer üç büyüğün maddi imkanları yanında Trabzonspor'da, asgari ücret alan bir adamın, çocuklarını Vakko'dan, Beymen'den giydirme zorluğunu görüyorum. Bu zor zanaat. Helal olsun Trabzon insanına, yönetene, tribünde oturan insanına. Bu dar cüzdanla dört büyükten biri olmak, kolay olmasa gerek. Şenol'a da bir dipnotum var. Ne iyi ettin, bu onurlu yükün altına girdin. Edindiğin tecrübe ile de iyi işler yapacağına inanıyorum.
istatistik neymiş
FUTBOL öyle bir oyun ki, istatistiklerin doğru çıkmadığı tek spor. Niye yapılır, onu da anlamış değilim. Bunu bir makinada numaralandırıyorlar. Yok top bir takımın ayağında 70 dakika, yok diğerinin ayağında 20 dakika kalmış. Tabelaya bakıyorum, 20 dakika oynayan 3-0 galip. Fıkra gibi. Bu top, çok kısıtlı dakikalarda iyi kullanılırsa senin topundur.
Tehlikeden uzak, rakip ne yaparsa yapsın. Hatta bunu iyi kullanan takımlar, rakip takımın oyuncularına için için gülüyorlardır bile. Benden uzak ne yapılıyorsa yapılsın diyen takımlar, işlerini hallediyorlar. İşin başka bir yönü de var. Örnek vereyim. Sergen gibi, Hagi gibi oyuncular 40 metreden vurdu mu, istatistik tutulan makinanın camını bile kırarlar. Allah muhafaza, kırık camlar göze gelmesin.