İlk önce ben şunu söyleyeyim. Herkesin bildiğini ben de biliyorum. Bizim takımımız, rakipten daha iyi bir futbol takımı. Oraya kadar tamam da, tamam olmayana gelelim.
İyi takımların mazeretleri olmaz. Hele böyle 180 dakikalık maçlarda ilk oynadığından kendi yerine avantaj taşıyamıyorsan, sıkıntılı top oynarsın. Dün akşam bizim başımıza gelenler gibi...
Hadi deplasmanda, saha buzlu, hakem kötüydü. Mazeretin arkasına saklandınız. Kardeşim İstanbul'da saha buzlu muydu? Kaldı ki, şeker gibi bir hakem vardı.
Biz çoktandır geriye sayıyoruz ama uyutuluyoruz. Kadro için de yok şu niye oynadı, yok bu niye oynamadı diyecek halim yok. Çünkü oynamayan futbolcu her zaman haklıdır. Ah o olsaydı da dersin, bomba geri patlar.
Yeni kadro oluşmalı
Ümit Davala için Letonya'da niye yoktu sesleri yükseldi. Dün akşam da yalnız milli takımımızın değil, sahanın en kötü oyuncusu Davala'ydı. Ha onun için mi kaybettik? Tabii ki değil. Ailece kaybettik. Federasyonla kaybettik, teknik kadroyla kaybettik, futbolcularımızla kaybettik, medyamızla kaybettik.
Ve 2 milyon kişilik bir ülkenin takımı Portekiz'de, biz de evimizde kaldık.
Sıkışmış bir yüzük düşünün. Yüzüğü çıkaracağınıza parmağınızı keserseniz, olmaz. Yüzüğü keseceksin, yeni yüzük alacaksın. Bizim takımımız, bundan sonra kadrosunu düşünmek zorunda.
Yeni bir kadro, yeni bir zihniyet. Ümit Milli Takım'da oynayan 4-5 oyuncu var ki, A Takım'ın istikbali bu çocuklarda. Yepyeni bir kadro yapıp, ufak ufak hazırlamak lazım. Çünkü A Milli Takım oyuncusu olmak dışarıdan bakıldığı gibi kolay değil. Hem kafa olarak, hem ruh hali olarak hazırlamak lazım.
Futbolcuların arasına girip, şunlar iyi oynadı diyemeyeceğim. İyi oynayan bir kaç kişi vardı, ama ne faydası oldu.
Neticede tabii ki, bu futbol. Neresinden bakılırsa bakılsın altı üstü oyun. Oyunda tabii ki kaybetmek var. Ama tavla ve ya pişti oynamadık ki. Portekiz'e gidilecek Avrupa Şampiyonası'nı kaybettik. Fazla da bir şey demeye dilim varmıyor.
Futbolda yazık oldu teranesini kullanan bir adam değilim. Yazık oldu demiyorum, bile bile kaybettik diyorum.