FENERBAHÇE derbisi sonrası Beşiktaş'ın bu maçta zorlanacağına inanıyordum.
Bu tip oyunlardan sonra oynanan ilk maç hep zor olur. Kaldı ki, üstüne üstlük Fenerbahçe'nin perşembe akşamı Denizli ile oynadığı Kupa maçı, Beşiktaş'ın cebine Avrupa bileti koydu. Böyle bir rahatlığın sıkıntısı sahanın içine girer, diye düşünüyordum, aynen de öyle oldu. Tabii ki, kazanmak güzel. Hatta sıkıntıyla, zorla da olsa güzel. Beşiktaş, yapmak istediğini yapamadı. Çünkü, rakip yaptırmadı. Konyaspor, bu ligin iyi takımlarından biri ve hakikaten cidi bir rakip. Siyah beyazlıların futbolu kolaya getirmeye çalıştığı yerlerde hep oyuna bastılar. Sahayı daralttılar. Beşiktaş koca maçta attığı gollerin dışında pozisyon bulamadı.
Carew, arkada kalmış üç maçı iyi oynadı, ben dün akşam için de beğendim. Oyunu hep forse etti. Arayış içindeydi. Ama Ahmet Dursun'un olmayışı, onu gol yollarında kilitledi. Çünkü Ahmet Dursun, bu ülkede rakibi şaşırtacak yalancı koşuları en iyi yapan oyuncu. Onun olması Carew'e gol yollarında kolaylık getiriyor.
Ahmed Hassan, iddia ettiğim gibi enteresan bir oyuncu. Ben top oynuyor olsam, karşımda Ahmed Hassan oynasın istemem. Sabun gibi bir adam. Alttan tutsan olmuyor, üstten tutsan olmuyor. Dün akşam da oyunu tek başına aldı götürdü. Pancu geçen haftanın kahramanıydı. Ama kaleciliğiyle. Dün akşam yerini yadırgadı herhalde! Takıma hiçbir katkısı olmadı.
Kaleci Murat'ın yediği bir gol var, amatör çerçevede. Hatta defansın bile ailece hatası var. Ama ben, devamlı oynamayan bir kaleciye hiç laf etmem. Kaldı ki, oyunun son dakikasında çıkardığı bir gol var... Hem topu takip edişi, hem de refleksi mükemmel. Demek ki, işini gördü.
Hakemler için bir şeyler söylemeyeyim diyorum ama, söylememek mümkün değil. Nasıl futbolcuları iyi ya da kötü diye sınıflandırıyorsak, hakemlere de öyle bakıyorum. Bunlar iyi hakem değil. Çünkü, hakemliği bilmiyorlar. Bilmeyen adama da kızmak mümkün değil. Bunları hakem diye sürenlere kızmak herhalde hakkımız.