BİR kere ilk önce hemen şunu dile getireyim. Bu iki takımı futbol tartan kantara çıkarsak, bizim takım çok ağır basar.
Şöyle dün akşamki oyuna bir bakıyorum, benim takımımda oynayabilecek bir tane Slovak oyuncu bile yok. Futbol kalitemizle, oyuncularımızla rakibe göre daha ağır basan bir takımımız var.
Dün istediğimizi sahadan çıkardık. Çok mu iyi oynadık? Ben öyle bir şey demiyorum. Ben, ‘‘kazanmayı bildik’’ diyorum. Bizim takımın kısa boylu oyuncuları Tugay, Yıldıray, Emre, Nihat ve Okan iyi günlerinde olurlarsa, top rakibe çok az gider. Hep bizde kalır. Dün akşamın ilk yarısında seyrettiğim oyun, öyle oldu. Kaçırdığımız goller de vardı, girdiğimiz pozisyonlar da...
Daha rahat da edebilirdik, daha büyük sıkıntılara da girebilirdik. Rüştü, oyunun başında tuttuğu topla maçı zora sokmaktan kurtardı. Yalnız gol olmadı, belki de oyunu kurtarmış oldu. Nihat bir fazlalık. Fazla olduğunu oynadığı topla da gösterdi, attığı golle de. İki tane de kaçırdığı karşı karşıya gol var. Nihat'ın eksiği de o. Topun altına girmeyi öğrendiği anda Avrupa'nın en iyi forvetlerinden biri olacak. Alpay oynamaya oynamaya topu unutmuş, oynama pratiğini kaybetmiş. Bu yüzden rakibe iki-üç pozisyon verdik. O pozisyonlarda Alpay'ın müsaadesi var.Fatih de Alpay'a refakat etti. O da oyunun kötülerindendi.
Böyle ucuz kart mı olur?
Maçın hakemi ortadan bir maç yönetti. Zaten hakemlik de bir maç değildi. Maçın skoruna tesir edecek hiçbir düdük çalmadı. Bizim Avrupa'da top oynayan iki tane kardeşimiz var. Biri Yıldıray, diğeri de Okan. İkisi de sarı kart sınırındaydı. Kartları da gördüler. Şimdi oynanacak Makedonya maçında yoklar. Bu iki güzel kardeş, profesyonel çerçevede mi düşünüyorlar acaba? Böyle lüzumsuz sarı kart görülür mü?
Dün akşamki oyunda Emre için bir paragraf açmak istiyorum. Emre benim çok beğendiğim bir futbolcu. Dün akşam da bana göre yalnız bizim takımın değil, sahanın en iyi oyuncusuydu. Çok düşünerek oynuyor, iki pozisyon sonrasını kafasında tasarlayıp, kendi oyuncusunu topla en iyi yerde birleştiriyor. Tabii ki, çok iyi bir sol ayağı var. Top kaybı da çok az seviyede.
Neticede dün akşam oynanan oyun çok çok keyifli olmasa da dediğim gibi kısa oyuncuların marifetleri topu bizim ayağımızda daha fazla tuttu. Oyunu da istediğimiz şekle zaman zaman sokabildik. Rakibin de, pozisyon başlarında ‘‘aman bir şeyler yaparlar’’ diye düşündürdüğünü ama devamını getirip, gidilen yerde son işi beceremediklerini gördüm. Hani bir yerde oynar gibi yapıp, oynayamayan bir takım.
Şimdi önümüze bakıp, Makedonya'yı geçmemiz lazım. Makedonya tabii ki, zayıf bir takım. Bizim rakibimiz bile olamaz ama hafife almak kendine rakip çıkartmak demektir. İlk önce Makedonya işimizi görelim, İngiltere maçı Allah kerim.