iLK önce hemen şunu söyleyeyim, İlhan futbol kalabalığının içindeki bir çoçuk değil. İlhan özel bir adam. Bana özel değil. Herkese özel.
İlhan'a bu mehtiyeyi Dünya Kupası'nda attığı gol ile bizi öbür tarafa taşıdığı için yazmıyorum. İlhan'ın futbolculuğuna yazıyorum.
İlhan çok değişik bir futbolcu. Aklı da kalede, gözü de. Bir kere ilk vuruşları, sezgisi ile çok iyi yapan bir oyuncu. Bu sonradan olma bir olay değil, anadan doğma. Ne çok antrenman yaparak bu işler olur, ne de çok seyrederek. İlhan anasından böyle doğmuş. İlhan için çok agresif oynuyor deniyor. Ben de kulak arkası yapıyorum. Çünkü İlhan oyuna sarılmazsa, agresif olamazsa, bu oynadığının yarısını oynar. İlhan'a ‘‘Dur be kardeşim her şeye maydanoz olma’’ dersen İlhan'ın verimi yarı yarıya düşer. Yaptığı çok mu, değil. Ama İlhan bu.
VİTRİNE ÇIKTI
Büyük bir takıma gelip ilk sene Gol Kralı olmak her babayiğidin harcı değil. İlhan bunu da becerdi. Milli Takım'da daha maçlar başlamadan bu takımda İlhan oynar diye bir tezim vardı. İlhan hangi takımda olursa olsun oynar. Kimle yan yana olduğu da önemli değil. Tek başına da oynar, kimle eşleşirse eşleşsin yine oynar. İlhan kupada oynadığı topla vitrine çıktı. İnanıyorum ki Avrupa'nın önemli takımlarından teklifler alacak. Lafın başında da dedim ya İlhan nereye giderse gitsin oynar. Beşiktaş bırakır mı? Onu bilmem. Ama Beşiktaş'ta kalsın isterim. Bir de gözardı etmeyelim. Tribünler bir adamı kolay kolay sevmez. Beşiktaş'ın tribünde oturan insanı İlhan Mansız'ı gönlünün içine aldı. İlhan da bu insanların istediğini yapıyor. Bu da futbolda, futbolcu için çok önemli bir şey. İlhan için bir tek üzüntüm var. İlhan, İlhan olmayı 18-19 yaşında yakalayacaktı. Önünde daralan seneler var. Ama Türk futboluna da Beşiktaş'a da vereceği çok şeyler var.