Hazırlık maçlarında skor tabelasına bakılmaz derler. Ama ben bakarım.
İleride neler olacak, hazırlık maçlarında ölçülür. Lucescu, Beşiktaş'a geldiğinden bu yana ‘‘Artık bu takım, Lucescu'nun ezberlettiğinin dışında top oynamaz’’ diye tutturdum. Şu gelinen güne kadar da öyle oldu. Artık bu takımın çok önemli oyuncularından bir-iki tanesi olmasa da, oynanmak istenen ezbere alındığından pek fazla fark etmiyor. Etmeyecek de.
Dün iki ayrı yarıda iki ayrı Beşiktaş seyrettim. İkinci yarı takım, ailecek değişti. Top oynamakta değişen hiçbir şey olmadı. Tabii ki, Tümer gibi bir oyuncunun oyuna ve topa şekil vermesi ikinci yarının artısı oldu. Goller de geldi. Yeni Rumen oyuncunun ismi biraz tuhaf, daha ezberime alamadım. Ama dün akşam oynadığına bakıp, bir şey söylemek de mümkün değil. Çok yabancılık çektiğini gözlemledim. Ama Lucescu'nun aldığı bir oyuncu yanlış işaret olmaz diye düşünüyorum. Futbol takımlarında öbür kalenin önünde oynayan oyuncu önemlidir.
Marifetli adam çok
Bir antrenör topu onsekize kadar getirir. Onsekiz içinde marifetli adamın varsa, gol yaparsın. Beşiktaş'ta fazlasıyla var. İlhan'ın ligin ikinci yarısında bu takıma daha çok eli ayağa değecek gibime geliyor. Kaldı ki, Ahmet Dursun var, bir de Ali Cansun. Bu çocuk, içgüdüsel olarak gol yerine gitmeyi seviyor. Çok da genç, çok da uzun sene bu takıma faydalı olur.
Beşiktaş takımında top oynamayı otomatiğe almış oyuncular var. Kötü oynamaları mümkün değil. Bu son ciddi hazırlık maçı, Beşiktaş'ın lige hazır olduğunu gösterdi. Çek takımı ülkesinde lidermiş. Gözardı etmemek lazım. Beşiktaş kendi kalesinde yediği golün dışında başka bir pozisyon vermedi. Demek ki, Beşiktaş iyi.