Maç İstanbul'da ama Ali Sami Yen'de. Bana göre de deplasman yeri.
Beşiktaş'ın kurgusu maç öncesi düşüncede tabii ki, ilk önce beraberlik hesapları üstüne olacaktı. ‘‘Bir tane sıkıştırırsam, kazanırım’’ diye düşünülmüş bir oyun seyrettik. Haa, olmadı mı? İlk yarı oldu. İlhan'ın direğe giden topu oyunu değiştirebilirdi. Bu tip oyunlarda fazla risk almak pek akılcı değil. Onun için de Daum'a ‘‘niye beraberliği düşündün be arkadaş?’’ diyecek halim yok. Ama ufak bir şey söyleyeyim. Ahmet'i oyuna çok geç aldı. Dün akşamki oyunun rengini Ahmet değiştirebilirdi.
İki taraf da dengeli, ilk önce birbirlerine top oynatmamak ilkesiyle maça çıkmışlar. Bugünün futbolunda bu doğru tercih. İlk önce oynatmayacaksın, sonra oynayabildiğin kadarını oynamaya çalışacaksın. Beşiktaş için Tümer'le Baya'nın ne kadarlık oynadığı önemli deyip duruyoruz. Dün akşam ikisinin de takımlarına fazla katkısı olmadı. Onun için de Beşiktaş zor pozisyon buldu.
O GOL YENMEZ
Myhre ilk yarı iki çok iyi top çıkardı. Ama bana göre yediği gol yenmez. Hem çok kenardan, hem kafa topu, hem de kapadığı köşe. Maçın hakemi bana göre her üflediği düdükte ve her gösterdiği kartta hem haklı, hem kararlıydı. Çok iyi bir maç yönetti.
Beşiktaş, G.Saray'dan boy hizasında geride kaldı. Ama bu lig daha çok su götürür. Oynanmamış sekiz maç daha var. Oynanmamış maçların karşılığı alınmış puanlar değil. Bir de peşlerinde F.Bahçe var. Kim daha az kaybederse o kazanacak. Bir kere her iki takımın da ortaya koyduğu mücadele belki çok kaliteli değil ama, çok iyi bir lig oyununu ortaya getirdi. Her iki takımın oyuncuları da çok iyi niyetliydiler. Belki biraz fazla top kaybı oldu ama onu da ben zeminin kötülüğüne bağlıyorum. Ali Sami Yen Stadı'nın zemini iyi oynamaya ne kadar müsaade ediyorsa, her iki takımın oyuncuları da o kadarlığına oynadılar.