DÜN akşamki oyun, Beşiktaş için çok fazla manalar taşıyordu. Hem ligin zirvesinin sıcaklığı içinde olacaktı, hem de rakiplerinin bundan sonra oynayacağı maçlarda kayıplarını bekleyecekti.
Dünkü maçı Beşiktaş, çok zor şartlarda kazandı. Kazanacak kadar da iyi oynamadı. Ama futbol tuhaf oyun. Beşiktaş gol pozisyonuna girmeden iki penaltı golüyle hayati bir 3 puan çıkardı. Verilen birinci penaltı ayıp kere ayıp. Bu da Ali Aydın'ın ayıbı. Böyle penaltı düdüğü çalınmaz. Ali Aydın demişken, Ali Aydın bitmiş. Fenerbahçe maçında yaptığı hatadan sonra artık hakemlik değil, eyyamcılık yapıyor. Hakemliği bitmiş bir adamın elinden düdüğünü alacaksın.
Dünkü oyunda her iki takımın da bütün oyuncularını gözlemledim. Bir tane ‘‘şu da iyi oynadı’’ diyeceğim bir oyuncu yok. Böyle olunca, çok da kötü bir futbol oynandı. Maçın en güzel şeyi numaralı tribünün üstündeki mehtaptı.
Zora sokarlar
Benim işim Beşiktaş’la. Galatasaraylı oyuncular neler yaptı, bunu dile getirmeyeceğim. Ama Beşiktaşlılara bir göz atalım. Ya Emre, ne top oynadın be! Gözlerim yaşardı. En az 5-6 tane gol topu ikram ettin. Sana bir ağabey tavsiyesi. Futbol kaliten kadar futbol oynamayı düşün. Senin araya, dereye top atacak halin mi var? Atmaya kalkıyorsun, rakibe gidiyor. Tümer'in de oyuna hiç eli değmedi. Halbu ki Tümer’e, dün akşam daha fazla mesuliyet yüklenmeliydi. Ahmed Hassan, istediği topları bulamadı, yapacağı da fazla bir şey kalmadı. İbrahim, her gün geri sayıyor. Faydasından vazgeçtim, zararlı olmaya başladı.
Neticede Beşiktaş, pozisyon bulmadığı maçtan iki penaltıyla çıktıysa, eğer bu da ligse, 3 puan da aldıysa, fazla söylenecek bir şey yok. Beşiktaş takımı böyle oynayarak bundan sonraki maçlarını çok zora sokar. Futbol tuhaf oyun, dün akşam cuk oturdu.