İLK önce hemen şunu söyleyeyim; Çok keyifli bir futbol akşamı yaşadım. Oyunun ilk yarısında Beşiktaş, ikinci yarısında Fenerbahçe top oynadı. Uzatmalarda kafa kafaya giden oyunda Alex, sakatlanıp çıktı. Aurelio da oyundan atıldı. Beşiktaş da bu sezonun ayıbını kapattı. Sezonu kupayla bitirdi.
Beşiktaş camia olarak çok büyük bir adım attı. Hani daha Türkçesi, kupanın daha lazım olan tarafa gittiğini söylemek istiyorum. Yönetimi de, antrenörü de, futbolcuları da büyük bir mutluluk içine girdiler. Bu galibiyet kendiliğinden olmadı. Her futbolcu iki kişilik koştu. Hele hele ilk yarı, Fenerbahçe’ye top oynatmadılar, kendileri oynadılar. Bu zafer gecesinden sonra futbolcuları birbirinden pek ayırmak istemiyorum ama Koray’ı liste başı yapıyorum. Defansın bütün yumuşak yerlerinde kademeye girdi. Bir futbolcunun çalamayacağı kadar top çaldı. Kaptığı topları da oyuna iyi soktu.
Büyük maçların büyük futbolcuları
Hep diyoruz ya, büyük maçların oyuncuları büyük olur. Sergen de, Tümer de attığı nefis frikikle ve maçı bağlayan golle büyük futbolcunun büyük maçı koparacağını gösterdi. Cordoba’nın yediği gollerde belki hatası var ama oyun 2-2 iken çıkardığı bir top var, maçı kurtardı.
Fenerbahçe takımını, ikinci yarı yaptığı değişikliklerle oyuna ağırlığını koyduğunu gördüm. Daum, doğru düşünmüş. İkinci yarı oyuna giren oyuncular Fenerbahçe’ye faydalı oldu. Tigana’nın önünde sıkıntılı bir kadro var. Ama dün akşamki oyunda futbolcularına iyi şeyler yaptırdı. Yaptırdı ki, Beşiktaş maçı kazandı.
Maçın hakemi, bana göre bu ağır oyundan alnının akıyla çıktı. Birkaç yanlış düdük çalmış olabilir. O kadar leke sütte de var. Maçın neticesine tesir edecek hiçbir ağır kararı yok. Topu oyunda hep canlı tuttu. Avantaj kurallarını çok iyi uyguladı. En az bir futbolcu kadar da koştu. Fazla bir şey söylemenen alemi yok. Her iki takımın oyuncularına da seyredenlere bu keyfi tattırdıkları için teşekkür ediyorum. Maçtan önce bir favorim yoktu. Tabii ki, bu mantık favorisi olarak söylenmiş bir laf. Benim favorim vardı. Gönlümün istediği oldu.